Rahat Uyu Ali Ağabey!

Share Button

kameranın ardında ben varım! 28 Eylül 2003 – Avrupa Şampiyonası Girit – Yunanistan… Ruhun şad olsun büyük satranççı

Ali İpek Turnuvası devam ediyor. TSF yönetimi sırf “bakın Ali İpek’i anıyoruz” söylemi adına bu organizasyonu her yıl düzenliyor.

Ben merak eden genç kuşak ve satrancımıza yakın zamanda katılan veliler, sporcular adına Ali İpek’in yeteri kadar anımsatıldığına, hak ettiği saygıyı bugün gördüğüne, bu yönetimin gerek Ali Ağabey, gerekse diğer yitirdiğimiz değerler için, onların hak ettiği hatırayı yaşattığına inanmıyorum.

TSF Başkanlık koltuğunu abesle iştigal eden, ülkemiz satranç tarihindeki en kötü yönetimi gösteren, dünya satranç tarihinin gelmiş geçmiş en başarısız federasyon başkanı Gülkız Tulay, satrancımıza yaptıklarını bu konuda da gösteriyor.

Diyebilirsiniz ki, “Ali İpek Anı turnuvası yapıyor ya, daha ne yapsın?”

Bunlar yasak savmak ve gösteriş için yapılan şeyler. Samimi değil. O turnuva yapılacaksa, Nevzat Süer Salonunda yapılmalı.

Ali İpek, sadece benim için değil Türk Satrancı için de çok kıymetli bir kişiydi. 2000-2012 arasında gerçekleştirdiğimiz devrimin en önemli üst aklı Ali İpek’tir. Beni başkanlığa aday olmaya zorlayan, her zaman ama her zaman yanımda olan, satranca ilişkin önerileriyle programımızı zenginleştiren, başarımızın ardında katkısı bulunan en önemli isimlerden birisidir.

Ali İpek, TSF Atatürk Satranç Merkezinin satın alınmasında büyük moral ve destek olmuştur.

2005 yılında büyük yokluklar içerisinde, büyük özveriler ve riskler alarak 10 yıl aylık ödemeli vadeyle satın aldığımız ve daha sonra adını Atatürk Satranç Merkezi koyduğumuz binada artık satranç yok. TSF Başkanı Gülkız Tulay, satrancı o binadan çıkartmak için her şeyi yaptı.

Kötü örnekler hep böyle değil midir? Bir konudan anlamayan bir kişi, iş başına geldiği zaman “muhtevayı” hep konudan uzak tutmaya çalışır.

“Satranç ise beden uzak olsun, benim esip-gürleyeceğim personelim olmalı, daha çok kişi çalışmalı, herkes ne kadar büyük bir personeli yönet(emed)iğimi görmeli, satranç her yerde olur” diyerek bu turnuvayı Atatürk Satranç Merkezinden çıkartan zihniyet bu değil mi?

Yahu yere ihtiyacın varsa; başkanvekillerine, yönetimine, il temsilcilerine yedirip içirip 7 yıldızlı otellerde aileleriyle tatil yaptıracağına, “satranç tarihinin kara sayfalarında yer alacağına inandığım” adın için istediğin tarihi yazdırmak amacıyla kurduğun bir örneği ve alakası olmayan komisyonlara har vurup harman savuracağına, tasarruf edip, birkaç kuruş bu federasyona harcayıp, alt kattan bir kaç oda alsana. Birazcık olsa geleceğe yatırım yapıp, bir çivi çaksana!

Federasyon binası olarak kullanıp, “yan gelip yattığınız” yeri bizlerin hangi özverilerle TSF’ye kazandırdığını biliyor musunuz?

Or-An Şehrinde federasyonu zehir zemberek ziyana uğrattığınız ve davasını kaybettiğiniz binayı bitirseydiniz ya!

Bir tek kişi yok mu size doğruları gösteren? Bir tek kişi yok mu “kral çıplak” diyebilen?

O binayı biz niye aldık?

Ali İpek’in kemikleri sızlıyor.

Satrancı bitirdiniz…

Ali İpek kimdi biliyor musunuz Gülkız Tulay? Yanınızda onu unutanlara sorun… Yok onlar unuttuysa, ben anımsatayım.

Ali İpek, yaşamının tamamını satranca adamış bir satranç aşığıydı. Bir legend, bir efsane büyük bir isimdi Türk Satrancı için. Bulunduğu her yerde satranç merkezi açmaya, sporcu yetiştirmeye, Türk Satrancına hizmet etmeye çalıştı.

O kadar çok satrancı seviyordu ki, telefon numarasında bile satranca ilişkin imgeler, esprilerinde satranç, yaşamında seçtiği kişilerde bile satranç vardı.

Ali İpek muhteşem logomuzu tasarlayan isimdi. Siz o logoyu bir FETÖ’cünün yönlendirmesiyle değiştirip, logodan bayrağın çıkartılmasına onay verdiniz. İlk olarak Ali İpek’in anısına karşısaygısızlık olarak bunu yaptınız. Neyse ki, benim tepkim (Bayrağıma Dokunma) yazımdan sonra, TSF web sitesinde yaptırdığınız ve asla sonucunu açıklayamadığınız, %95 oyla reddedilen ankette yanıtınızı aldınız. Mecburiyetten üzülerek logoya dokunamadınız.

Herkes tanısın başkanımızı. Tarih öyle siparişle yazılmaz Gülkız Hanım!

Siz Ali İpek’e de, gerçek satranç tarihimize de,  tarihimizde satrancın kazandığı değerlere ve değerli isimlere de saygı göstermiyorsunuz.

Dostlar alışverişte görsün.

Aynı durum Nevzat Süer için geçerli.

Biz neden o salona “Nevzat Süer Salonu” dedik, Gülkız Hanım?

Ülkemiz tarihinin en değerli satranççısı olduğu için.Ama siz o salondan satrancı çıkartınız, neden?

Ali İpek’i anıyorum, Ali Ağabey, sana namusum ve şerefim üzerine söz veriyorum, “bunların hesabını demokrasi ve hukuk yollarıyla soracağım, sormadan ölmek bana haram olsun!”

Ali İpek mükemmel bir insandı! Herkese karşı nazik ve beyefendiydi. Benim kameramdan bir resim. 6 Kasım 2002 Bled! Ali İpek ile birlikte BLED Olimpiyatlarındayız. Ferruh Kangöz’ün doğum günü süpriz partisi…

Ali İpek’ten anekdotlar…

Ali ağabey konsantrasyon konusunda çok hassas ve titizdi. Tarabyada oynanan Türkiye Şampiyonasında camı açıp boğazdan geçen tankerin uyarı sinyaline “şiştttt sessiz olun yahu” dediği bilinir örneğin.

Bir gün beni aradı Ali Ağabey, “tamam dedi, artık pes ediyorum cep telefonu aldım, numaramı da senle paylaşıyorum.” Sordum “abi numaran kaç?”

“Kaç olabilir ki? 764 47 02… Bil bakalım neden?”  Ben… “Ali ağabey bilemedim (gülerek)” …

“7-haftanın yedi günü, 64 satranç, 47 yaşım, 02 ise Türkiye Şampiyonasında kadrolu derecem”…..

Müthiş bir stili vardı Ali Ağabey’in… arka arkaya kurulan tuzaklar, pozisyonel sıkıştırmalar, nefes vermezdi rakibine…

Kendisiyle bir kez 1981’de bizim lisede (Pertevniyal’de) verdiği simültanede oynadım, berabere kaldım. Yaşamımdaki en büyük onurlardan birisidir.

2003 Avrupa Bireysel Satranç Şampiyonası – Silivri Marine Princess Hotel – 5. Tur – 3 Haziran 2003 – Hasan Kılıçaslan – büyükusta Predrag Nikoliç ile oynuyor. Hemen sağda Ali İpek bu tarihi maçı izliyor. Kılıçaslan bu turnuvadan sonra IM unvanına hak kazanmıştı.

 

Share Button