TSF’den Unvan Başvurusu rezaleti

Share Button

Birkaç gün önce (5 Kasım 2019) bir dostum beni aradı:
“Başkanım, FIDE web sayfasında bazı unvan başvuruları var bir göz atar mısınız? Sanki biraz garip duruyor. Hem Tayfun Haznedaroğlu’nun hem de Aykut İlker Mete’nin unvan normları garip” dedi.

Ben de baktım…

Gerçekten de acayip bir durum vardı.

Bu iki kişi için FIDE IO, yani “FIDE International Organiser: FIDE Uluslararası Organizatör” başvurusu yapılmıştı. Hani Aykut beyinki tek başına olsa, garipsemezdim. Ama diğer ismi nerede görsem üç kez dikkatimi çekiyor.

Akif Tayfun Haznedaroğlu adına yapılan başvuruda 3 adet norm vardı. İlginç olan bu normların üçünün de gerçeği yansıtmıyordu.  Normlardan birisi ise çok açık bir şekilde sonradan imzalanmış bir normdu. O kadar trajedik bir durum ki, 2018’de imzalanmış bir normun içindeki turnuva bilgileri tamamen o turnuvanın 2017’de bir yıl önce düzenlenen yarışmasındaki bilgileri yansıtıyordu. Hiçbir hakem, görevli; bir turnuva sırasında hata yapıp bir yıl önceki turnuvanın bilgilerini bir norma yazıp imzalamaz. Sonradan imzalandığı çok belliydi dokümanın.

Ben de bu üç norm için bir çalışma yapıp FIDE’ye başvurdum.

FIDE başvurum – Akif Tayfun Haznedaroğlu

Özetle; üç normunun üçünün de geçersiz olduğu, bu turnuvalardan hiçbirinde adı geçen kişinin organizatör olmadığı, bunun belgeleri ve dayanaklarıyla sarih olduğunu ifade ettim.

Üstelik bu normlardan ikincisinin bir yıl öncesine dair bilgiler içerdiğini, 2018’de imzalanan normun turnuva bilgilerinin 2017’ye ait olduğunu da altını çizerek vurguladım.

Ayrıca, adı geçen kişinin bu turnuvalardan ikisinde GÖZLEMCİ durumunda olduğunu, belgeleriyle ve MHK kararlarını da ekleyerek vurguladım.

Olayın manidar tarafı, FIDE IO konusunda inceleme yapan FIDE biriminin, “FIDE Events Commission” (FIDE Etkinlikler Komisyonu) olması ve bu komisyona 2018 yılında politik şekilde başkan olarak atanan Özgür Solakoğlu’nun başkanlık etmesi.

Solakoğlu, hem TSF yönetim kurulu üyesi, yani başvuruda bulunan federasyonun yönetiminde görev alıyor, hem de başvuruda bulunulan unvanları inceleyip bunlar hakkında uygun görüş bildirerek, bu unvanları genel kurula taşıyacak kişi.

FIDE’de sistem açıktır. Unvan başvuruları kamuoyuyla paylaşılır. İlgili komisyon başkanı unvanları inceler, kamuoyundan gelen şikayetleri de göz önüne alıp değerlendirir, sonra da uygun görülen unvanları FIDE Genel Kuruluna (Genel Kurul olmadığı yıllarda FIDE Yönetim Kurulu ve ardından FIDE İcra Kuruluna) taşır.

Ne kadar utanç verici… Bu arkadaş çok canımı sıkmaya başladı.

Şimdi neden diye soranlara hemen düşüncemi söyleyeyim.

Ben FIDE Events Commission Başkanı olsam, federasyonumun yönetiminde olsam, sorumlu olan arkadaşıma “Başvuruyu önce ben göreceğim, bir yanlışlık olmasın” derim.

Yani dünyanın en kötü yöneten satranç federasyonu başkanına sahibiz maalesef. Ama öyle görülüyor ki, Özgür Solakoğlu’nun da yönetim kurulu üyesi olarak ondan geri kalır yanı yok.

Diğer başvuru ise Aykut İlker Mete’ye aitti. Ona da itirazda bulundum. Onun da tüm normları gerçek dışı bilgiler içeriyordu.

Tayfun Haznedaroğlu’nun normları

Norm 1 Norm 2 Norm 3

Aykut İlker Mete’nin normları

Norm 1 Norm 2 Norm 3

Başvuruma önce yazılı yanıt aldım bir gün içerisinde

FIDE’nin Yanıtı

FIDE’nin yanıtında, “TSF spor uzmanlarından Fatma Koç’un yanıt verdiği (oysa ben TSF’ye bir örnek yollamadım, sormadım) ve normların tekrar düzenlenerek, doğru şekilde yeniden yollanacağı” belirtiliyordu. Demek ki, FIDE TSF’ye sormuş.

Çok garip. Şimdi bu arkadaşlar bir yerde organizatörlük yapmış, o turnuvalar değil başka turnuvalar mı yollanmış? Yani yanıt öyle değil mi? “Doğru normları yollayacağız”.

Peki o zaman soruyorum neden yanlış normları yolladınız?

Böyle bir komedi olabilir mi! Olamaz tabii.

Doğru normlar varsa nerede söyleyin biz de bilelim.

O arkadaşa yazdırılan yanıtın anlamı şu…

“Tamam yakalandık ama bir daha ki sefere yakalanmadan da yaparız”

Sıkıysa yapın!

Başvurun bakalım o zaman konuyu FIDE Etik Kuruluna taşıyacağım.

Artık lekelisiniz benim gözümde. Bitlis’ten sonra kirlendiniz.

Sözlü mesaj
Bu mesajın ardından FIDE yönetimindeki yakın dostlarımdan birisi beni aradı. Böyle bir olayın, hem de Türkiye’den gelmesine çok şaşırdıklarını, Başkana kadar herkesin durumu esefle karşıladığı, konuyu TSF üst düzeyiyle yaptıkları iletişimde dile getirdiklerini, TSF’nin başvuruları geri çekmek zorunda kaldığını belirtti. Başkanın yaptığı açıklamada “benim haberim yok, inceleyip size döneceğiz, gerekeni yapacağım” dediği belirtildi. Aynı Bitlis’teki Komisyon ataması gibi. Belki aynı komisyona verirler bu işi.

Onlar da “aslında çok da büyütülecek bir şey yok. Yakaladın abi” der.

Utanç verici. Benim başıma gelse o anda istifa ederim tüm görevlerimden.

Bu ülkenin adını bu tür çirkin şeylere neden alet ediyorsunuz? Hiç utanmıyor musunuz?

Önce Bitlis, şimdi IO başvuruları, bir sonraki de IM unvanları olacak.

TSF FIDE Etik kodlarını çevirtip okusun. Kendilerine çok iyi İngilizcesi olan spor avukatları bulsunlar.
Çok lazım olacak.

Gülkız Tulay, ben yaşadıkça, yandaşlarınıza, yönetim kurulu üyelerinizin oğullarına hak etmedikleri unvanları aldıramayacaksınız.

Müsaade etmem!

Share Button