Bugün @TurkishChess @isbankasi Super Ligte Kulupyöneticisi bir dostumdan Lig tarihlerinin 2-14 ağustos olduğunu öğrendim! @glkztulay ++
— Ali Nihat YAZICI (@alinihatyazici) 7 Ocak 2015
Süper Ligin Ardından (Başlamadan önce)
2015 Türkiye İş Bankası Süper Satranç Ligi 15 Ağustos 2015 günü düzenlenen kapanış töreniyle sona erdi. Aslında ligde sportif değerlendirmeden önce, ligin ne kadar adaletsiz bir şekilde başladığını değerlendirmek çok önemli. O nedenle, ligin masa üzerinde oynanan kısmına geçmeden önce masanın dışında olanları bir göz önüne sermekte yarar görüyorum.
KULÜBE GÖRE YAKLAŞIM
Eğitim Kulüplerine Yapılan Yardımlar
Geçen yıl şampiyon olan İTÜ Spor Kulübü, TSF’nin yayınladığı Eğitim Kulüpleri Yardım Prosedürü hükümlerine göre yardıma hak kazandığı halde Kulübümüze yardım edilmedi. Bu konuda resmi başvurumuza olumlu ya da olumsuz yanıt bile verilmedi. TSF Başkanının kulüplere farklı yaklaşımı lig tarihlerini öğrenmemizde bile farkını gösterdi.
Lig Tarihlerinin İlanı
7 Ocak tarihinde yolladığım tweet ile Lig tarihlerinin 2-14 Ağustos 2015 olduğunu söylüyordum. Bu durumu nasıl öğrendim diye sorarsanız, iki ayrı kulüpte görevleri olan iki ayrı dostum bana bu tarihleri verdiler. Bu tweeti yayınlamadan önce bir kaç kez federasyona tarihleri sordum. Hiç bir yanıt alamadım. Ben tweeti yayınladıktan bir gün sonra lig tarihleri 3-15 Ağustos 2015 olarak ilan edildi. TSF’ye verdiğim zarardan dolayı üzgünüm, sanırım bir gün tarihleri kaydırmak otel için de sorun olmuştur.
Transfer Tarihlerinin Uzatılması
İ.T.Ü.; Amerika Birleşik Devletlerinden 3 yıl, Fransız İhtilalinden 16 yıl daha önce doğmuş bir üniversite. Bizler, bu üniversitenin mezunları, eğitim alırken hocalarımızdan; kuşaktan kuşağa aktarılan, “vatan sevgisiyle” yetiştirildik. 2 Cumhurbaşkanı, 3 Başbakan mezun eden bu okulun spor kulübü de TSF’den bile daha önce kurulmuş bir kulüp
İ.T.Ü.; Amerika Birleşik Devletlerinden 3 yıl, Fransız İhtilalinden 16 yıl daha önce doğmuş bir üniversite. Bizler, bu üniversitenin mezunları, eğitim alırken hocalarımızdan; kuşaktan kuşağa aktarılan, “vatan sevgisiyle” yetiştirildik. 2 cumhurbaşkanı, 3 başbakan mezun eden bu okulun spor kulübü de TSF’den bile daha önce kurulmuş bir kulüp.Satranç bu üniversitenin geleneksel sporu! Selim Palavan, Seracettin Bilyap, Demir Büyüközkaya, Coşkun Külür, Adil Feridun Öney, Mübin Boysan, Hakan Erdoğan, Hasan Kılıçaslan gibi efsane isimler, yolu İTÜ’den ya öğretim görevlisi ya da öğrenci olarak geçen onlarca satranççıdan sadece birkaçı..
1998’den beri Türkiye’nin en üst liginde yarışan bu spor kulübü, ligin de en eski spor kulübü. Şimdi elinizi vicdanınıza koyun şu soruya yanıt verin: “TSF’nin Ali Nihat YAZICI’ya muhalefet gözüyle bakması, İTÜ Spor Kulübüne karşı yaptığı, saydığım ve sayacağım haksızlıkları için bir gerekçe olabilir mi?”
Ben 12 yıl bu federasyonun başkanlığını yaptım! Bir daha aday olmamak üzere kendi isteğimle başkanlık görevini bıraktım. Başkanlık yaptığım dönemde müzmin muhalefetimiz olan kulüplerimiz oldu bana karşı. Asla ama asla onlara spor hukuku anlamında farklı yaklaşmadım. Örneklerini vereyim: Adana Truva ve Menderes Çoban. Biz bir çok konuda hiç anlaşamadık, Menderes Bey bana her zaman muhalefet etti ama ben asla kulübüne vicdan ve hukuk dışında bir uygulama yapmadım. ISEK Aquamatch, asla anlaşamadık Tolga Demirel ve Erşan Gökerman ile ama aynı şekilde o kulüplere TSF olarak herkese olduğu şekilde yaklaştık.
Sporda adalet yoksa, artık sportif mücadeleden söz edebilir miyiz? Bugün bu kulüpte oynayan yarın başka kulüplerde oynayabilecek olan sporcuların hakkı ne olacak? Doğru mudur bu yapılanlar?
Biz İTÜ mezunları çok ama çok zor koşullarda, mezun mezun dolaşarak kaynak bulabiliyor ve Türk Satranç tarihine adını altın harflerle yazdıran İTÜ Spor Kulübü Satranç branşının giderlerini karşılayabiliyoruz. Bir çok kulüp de bizimle aynı durumda. Türk Satrancında yaşanan büyük başarısızlıklar, kötü yönetim, kulüplerin sponsorluk bulmasını da etkilemez mi? Önce ekonomik yarışı geçeceksiniz, sonra hukuki olarak yarışacaksınız, bir de üstüne mecaliniz varsa tahtada yarışacaksınız…
Alt Başlığa dönelim…
Süper Ligde oynama hakkı olan 14 kulüpten birisinin başkanı olduğunuzu düşünün! 30 Haziran akşamına kadar tek bir transfer ya da lisans vize/tescil işlemi yapmıyorsunuz ligde oynatmak için. Sormayalım mı şimdi: “Neye güvenip de bekliyorsun?” “Nereden biliyorsun transfer döneminin uzayacağını?” “Sana haber verenler bana neden vermiyorlar?“
Transfer döneminin uzatılmayacağı ve herkesin bu transfer dönemine lig takvimine uyması gerektiği, TSF’nin 25 Mayıs 2015 tarihinde yayınladığı uygulama yönergesiyle de perçinlendi. Uygulama Yönergesi
30 Haziran akşamı transfer dönemi bitti. 1 Temmuz akşamı 6 gün uzatıldı.
Şimdi bu satırları okuyan herkese soruyorum:
Süper Ligde oynama hakkı olan 14 kulüpten birisinin başkanı olduğunuzu düşünün! 30 Haziran akşamına kadar tek bir transfer ya da lisans vize/tescil işlemi yapmıyorsunuz ligde oynatmak için. Sormayalım mı şimdi: “Neye güvenip de bekliyorsun?” “Nereden biliyorsun transfer döneminin uzayacağını?” “Sana haber verenler bana neden vermiyorlar?”
Şimdi kendisinin de kulübü bu durumda olan sayın Başkana sesleniyorum: “Lütfen bu sorulara yanıt veriniz!”
30 Haziran akşamına kadar tüm transferlerimizi bitirdik. 30 Haziran akşamı GM Vladislav Artemyev’in oynayamayacağını, Zhanyasa Abdumalik’in Asya Kadınlar Bireyselde oynayacağı için gelemeyeceğini öğrendik. Ligde sorunumuz tamamıyla kadın masasındaydı. Ancak bu yıl başka programları olduğu için ve maliyetleri düşünerek Gurevich ve Klinova’yı getirmemiştik. Bilseydik lig transfer döneminin uzatılacağını, yaptığımız bazı transferleri yapmaz, verdiğimiz sözleri vermez, kulübümüzü müeyyide altına sokacak sözleşmeleri düzenlemez, 3-4 gün daha beklerdik. Farklı bir kadro olurduk kuşkusuz.
Bu nasıl bir yarış anlamakta zorluk çekiyorum.
Ne yapmak lazım bu durumda? Siz olsanız ne yapardınız?
Hukuk yollarını denemek lazım, biz de denedik. Tahkim Kurulu Başkanlığı’na ücretini yatırıp İTÜ Spor Kulübü adına 10 Temmuz 2015 günü başvurduk.
Talebimiz, ligin transfer döneminin uzatılma kararının iptaliydi…
Sonrasını bir sonraki yazıya bırakıyorum…
Devam edecek…