Süper Lig ve 15 Temmuz
TSF’nin Paralelleri Yazımdan sonra gelen çok sayıda tepki için teşekkür ediyorum. İzmir’deyiz, Türkiye İş Bankası Süper Satranç Ligi başlıyor. Bilmeyenler için İTÜ Spor Kulübü’nün yöneticiliğini ben yapıyorum. Takımı otele yerleştirip, havaalanı transferlerini gerçekleştirdikten sonra, Ankara’ya işler için dönmeden önce, Açılışı göreyim dedim.
Öncelikle, mükemmel organizasyondan dolayı, Turnuva Direktörü Ümit Küçükahmetoğlu ve ekibini tebrik ediyorum. Kuşkusuz TSF’nin de bu organizasyonun başarısında katkısı vardır. Kayaizmir Thermal Otel bugüne kadar Süper Ligin düzenlendiği en iyi otellerden birisi. Gördüğüm kadarıyla, her şey mükemmel. Otel Yönetimini, mükemmel yemekleri ve hizmetlerinden dolayı takdir ve tebrik ediyorum. Başhakem ve ekibine de başarılar diliyorum. Başhakem ve ekibine tek eleştirim, her önüne gelenin takım kaptanı kartını takıp maçlara müdahale etmesine ilişkin, Konya’da olan rezalete karşı yaptığımız itirazın Teknik Toplantıya taşınması ve inisiyatif alınmamasıydı. TSF bir mevzuat yayınlıyor, kendisi uymuyor, Başhakemi uymuyor, İtiraz Kurulu uymuyor. Teknik Kurul ne yapıyor? Akıl alır gibi değil, bunu daha sonra yazacağım.
Organizasyonun Açılış Töreni, İl Müdürü Ali Osman Tatlısu, Türkiye İş Bankası Kurumsal İletişim Müdürü Suat Sözen, TSF Başkanı Gülkız Tulay ile diğer yönetici ve sporcuların katılımıyla gerçekleştirildi.
Açılış Töreninde ne beklersiniz? Satrancın öneminden söz edilir, kulüplere teşekkür edilir, açılış hamlesi yapılır. TSF Başkanının konuşmasını kaydettim ve büroya döner dönmez sizle paylaşacağım. Siz de dinleyin ve ne kadar kötü durumda olduğumuzu anlayın. O kadar gergindi ki Başkan, konuşmasına bu her anlamda yansıdı. Neyse siz dinleyeceksiniz…
Tabii dostlarımızdan, duyduğum ve aldığım bilgilere göre, son yazımda eleştirdiğim FETÖ artığı unsurların TSF içinde olması durumu, Gülkız Tulay’ı inanılmaz bir demokrasi fanatiği haline getirmiş. Ne kadar güzel! Buna katkım olduysa çok mutluyum. Ancak çok geç artık.
Çok ilginç bilgiler aldım bu konuya ilişkin. Cuma günü 22 Temmuz 2016’da yazıyı yayınladıktan bir saat sonra da TSF’den telefon geldi. TSF Genel Sekreteri Mehmet Sedat Fırat beni kişisel olarak aradı ve bazı açıklamalar yaptı. Bu konuyu da bir sonraki yazımda paylaşacağım. Açıklamaları beni tatmine etmedi ama kendisinden hala yazılı bir açıklama bekliyorum.
TSF Başkanına önerim, çıksın ya söylediklerimize yanıt versin ve bizi yalanlasın ya da istifa etsin. “Vallahi billahi ben yapmadım”, “en büyük demokrasi bizim demokrasi”, “yaşasın demokrasi” demekle bu işler olmuyor. Biz, bu türlü cemaat falan gibi olaylara hiç alışık olmayan bir camiayız.
Kasım Yekeler yönetimden istifa etsin!
Mehmet Sedat Fırat ile ilgili açıklama yapmanızı bekliyoruz!
Diğerlerini daha sonra yazacağım…
Neler var daha neler…