Son Kale – Caissa’nın Trajedisi
CAİSSA’NIN TRAJEDİSİ
Merhabalar, 1990 yılında oyuncu olarak başladığım satranç hayatıma çok şey sığdırmış bir satranç emekçisi olarak siz sevgili satranç severlerle bu köşeden yeni ve uzun soluklu bir yolculuğa başlıyoruz.
Caissa, mitolojide satranç tanrıçası ya da perisi olarak bilinir. Ben de ilk yazımı ülkemizdeki tüm kadın satranç oyuncularına ve onların ailelerine ithaf ediyorum. Neden özellikle kadın satrancına? Çünkü her satranççı bilir ki, bir piyon zinciri en zayıf noktası kadar güçlüdür! Türk satrancının en zayıf noktası kadın satrancıdır maalesef.
Ülkemizin satrançtaki gelişiminden söz ederken kadın satrancının içler acısı halini görmezden gelmeye kalkmak, başımızı kuma gömerek sorunlardan kurtulacağımızı sanmaktan ibarettir. Satranç ailesinin bir üyesi olarak, ‘’kadın’’ bir başkan tarafından yönetilmek gibi değerli bir onura sahip olduğumu düşünürken, aynı zamanda kadın satrancının gelişimine verilen değeri gördükçe bir antrenör ve kız babası olarak maalesef kısa dönemde gelecekten umutlu değilim.
Türkiye Kadın Satranç Şampiyonalarında ülkenin son beş yılına birlikte bakalım; 2011 yılında 50 sporcu, 2012 yılında 69 sporcu, 2013 yılında 81 sporcu, 2014 yılında 61 sporcu, 2015 yılında 43 sporcu turnuvayı tamamlamış (kaynak: www.tsf.org.tr). Tablodan da görüldüğü gibi 2013 yılında zirve yapan katılım oranı geçen yıldan itibaren geri giderek bu yıl maalesef 5 yıl önceki seviyenin altına düşmüştür.
2015 Türkiye Kadınlar Şampiyonasına tersten bir okuma yaptığımızda, değerli sporcu WGM Betül Cemre YILDIZ’IN bu yıl ki 11. Türkiye Kadınlar Şampiyonluğunu büyük bir övünçle sitesinden yayınlayan TSF yönetiminin, ne yazık ki madalyonun diğer yüzünde Betül Cemre YILDIZ’A rakip olacak kalitede sporcu yetiştiremediği gerçeğini ustalıkla gizlediğini görebiliriz.
Peki, altyapının durumu nedir? Sporcu sayısında 5 yıl öncesine göre neredeyse iki katına çıkmış gibiyiz (kaynak:www.tsf.org.tr). 2011 yılında Türkiye Yaş Gruplarına katılan kız sporcu sayısı 256 iken bu sayı her yıl artarak 2015 te 427 olmuş. Federasyon Türkiye Şampiyonalarına katılan bu sporculardan 5 yıl öncesine göre neredeyse iki kat fazla para kazanıyor olmasına rağmen sportif başarı anlamında bir geri dönüş göremiyoruz. Nicelik var, nitelik yok! Yaş gruplarında oynayan sporcularımızı ne yazık ki Türkiye Kadınlar Şampiyonluğunda oynatmayı teşvik edecek bir sistem inşa edilmemiş. Antrenörler çalışmış, satrancı sevdirmiş, sporcu sayısını arttırmış ne fayda! Bir elin parmakları kadar kadın sporcu bile profesyonel satrancı düşünemiyor. Acaba Federasyon Yönetimi kadın satrancına profesyonel bakabiliyor mu? Ben asıl bunu merak ediyorum.
Okullarda satranç eğitiminin başlamasıyla birlikte ‘’Türkiye de yetişmiş’’ unvanlı bayan sporcularımızın toplamda almış olduğu ‘’profesyonel unvanlar’’ bize bu konuda da son birkaç yılda neler olduğunu, kaç arpa boyu yol aldığımızı gösterebilir (Kaynak: www.fide.com verileri).
Yukarıdaki tablodan anlaşıldığı gibi 2012 yılı kadın satrancında zirve yapmış, son 3 yılda sadece 1 WFM unvanı alabilmişiz, WIM bile değil!
İşte Caissa’nın trajedisi bu!!
Bu yüzden şimdi kuma gömdüğümüz kafamızı çıkartıp, kızlarımız için, gerçek Caissa’lar yetiştirmek için cesaretle geleceği inşa etmeye başlamalıyız, yarın çok geç olmadan. Saygılarımla.