Satrançta Adaylar

Share Button

Konya’da geçtiğimiz günlerde Türkiye Küçükler ve Yıldızlar Şampiyonası düzenlendi. Turnuvanın Ağustos ayında olması pek alışageldiğimiz bir durum değil. 30 yıl öncesine gittik. Federasyon 1991 yılında devlete bağlandığında yaz aylarında Küçükler Şampiyonası yapılırdı. Ancak 1998 yılından bu yana Ocak-Şubat aylarında sömestr zamanında düzenlenir bu etkinlik. Ancak, TSF’nin basiretsiz yönetimi, Spor Bakanlığının talimatlarına “Bakın bizim sporumuzun gerekleri bunlar, biz özerkiz, böyle yapacağız” şeklinde bir açıklamayla hukuken ve sportif olarak direnmek yerine, uymayı tercih etti. Böyle garip, satrancın alışılageldik zamanlamasına uymayan bir turnuva yapıldı.

Konya’da düzenlenen Küçükler ve Yıldızlar Türkiye Birinciliklerine katılan ve başarılı olan tüm sporcularımı canı gönülden kutluyorum, dereceye giremeyen ama bana göre satrancı seçerek yaşamında başarıyı garantileyen sporcularıma da tebrikleri iletiyorum.

Sporcularımızın bizle olmasında en büyük paya sahip olan emektar velilerimize de şükranlarımızı sunuyorum. Sevgili velilerimiz lütfen bugünleri satrancın normal yönetildiği zamandaki bir gündem olarak görmesinler. Biz çok daha iyi yönetildik, o günlerin geri gelmesi de yakındır. Bugün akla ve nizama uymayan, inanılmaz kötü yönetilen bir federasyonumuz var. Bu federasyon yönetimi seçilmedi, atandı! Rakiplerinin seçimlere girmesi hukuk dışı bir şekilde engellendi ve tek başına seçime giren Gülkız Tulay tabiri caizse atandı. Hukuk dışı derken, mahkeme kararından söz ediyorum. Açık net bir mahkeme kararı olmasına rağmen, Gülkız Tulay seçilsin diye rakiplerinin aday olmasına izin verilmedi 2016 yılında. 

Federasyonumuz aslında özerk. Ancak, 2012’den bu yana görevde olan Gülkız Tulay ve yönetimi artık sadece talimatla hareket ediyor. Sporun gerektirdiklerini yapmıyor. Milyonlarca liralık bütçeyi kullanıyor, ama Türkiye’de satranç yerlerde sürünüyor.  Türkiye’de devlet spora büyük kaynaklar aktarıyor. Ne kadar verimli kullanıldığı başka bir tartışma olabilir, ama ayrılan kaynak inanılmaz. Türkiye Satranç Federasyonu da Bakanlıktan büyük bir bütçe alıyor. Yıllık 27 milyon TL olduğu söyleniyor. Tabii ayrıntılarını asla öğrenemiyoruz. 2018 Genel Kurulunda sormamıza rağmen bu ayrıntılar paylaşılmadı. Bütçe kalemlerinin alt rakamları açıklanmadı. Bilgi edinmeyle hiçbir ayrıntıya ulaşamıyoruz. Bakanlık her nedense Federasyon Bütçesinin gizli kalmasına, bilinmez bir şekilde harcanmasına izin veriyor. 

Tabii bu işler koltuktan kalktıktan sonra değişir. Zamanı gelince hesabı da hukuk önünde sorulur.

Satranç sporu Devlete bağlandığı 1991 yılından bu yana ülkemizdeki en kötü zamanını yaşıyor. Dibe vurmuş durumdayız. Başkanvekillerine bir olimpiyat seyahatinde 5 yıldızlı otellerde ekstralar dahil tüm masrafları karşılandıktan sonra birkaç maaş tutarında harcırah ödeyen Gülkız Tulay, A Milli takım sporcularına bir bilgisayar almayı çok görüyor.

Kendisine oy veren kulüpleri nakdi ve malzeme yardımıyla ihya ederken, hak ettiği halde sırf ben üyeyim diye örneğin şampiyon olduğu yılda, eğitim kulübü olarak İTÜ Spor Kulübüne kaynak ayırmayabiliyor. O kulüp ki, ülkemizde bu sporda en uzun süredir liglerde oynayan, onlarca yüzlerce sporcu yetiştirmiş, lig şampiyonlukları, süper lig şampiyonlukları yaşamış bir kulüp. Ama başvurmamıza rağmen Gülkız Tulay hakkımız olan ödeneği ödemedi. Aynı yıl kendi kulübüne söz konusu ödeneği verdi.

Daha önce yazmıştım, bir başka örnek: Türkiye Kulüpler Şampiyonasında yarışan Karaman Kulüplerine ödenmesi gereken hak ettikleri ödenekler, Karaman İl temsilcisinin (Mustafa Eroğlu) federasyona taktığı borca mahsuben kesilmiş, sonra benim suç duyurusunda bulunmam üzerine bir yıl sonra ödenmişti. Şimdi aklınızı okuyorum; “il temsilcisinin federasyona borç takması ne demek? Olur mu öyle şey?” diye düşünüyorsunuz. Bildiğiniz gibi değil. Daha çok bilgi için bu sitedeki diğer yazılara göz atın lütfen. 

Özetle artık TSF Yönetimi sıfırın altına inmiş durumda.

Bu durum kuşkusuz satranç politikasına da yansıyor.

Bir tarafta bitmiş, tükenmiş, fotoğraflarda yüzünde bu acizlik okunabilen, AKP’ye tamamen kendisini bırakmış, Türk satrancını siyasetin arpalığı haline gelmesine neden olmuş, federasyonda son birkaç ayını yaşayan, “Bakanlığın verdiği destekle, tabiri caizse kırık bir bastonla ayakta duran” ve Dünyanın en kötü federasyon yöneten başkanı Gülkız Tulay var.

Diğer tarafta ise camianın bu çaresizliğe isyanının sonucu olarak aday patlaması var.


Gelin birlikte kıymetli adaylarımızı tanıyalım…

IA, FT Hulusi Cihangir:

Adaylığını ilk ilan eden Hulusi Cihangir oldu. Cihangir IA (Uluslararası Hakem), IO (Uluslararası Organizatör). Hulusi yakın dostumdur. Dostluğumuz 1991 yılına kadar uzanır. Yanlış anımsamıyorsam Federasyonun benim de eğitici olarak katıldığım ilk hakemlik kursunda birlikteydik. Ben 1991 yılından bu yana insanlığı, adam gibi adam olması, dürüstlüğüyle Hulusi Cihangir’in tek bir bilinçli hatasını görmedim. Adamın hasıdır! Cihangir, MHK, Teknik Kurul, Federasyon Yönetim Kurullarında görev almış, benim başkanlığımda federasyonda profesyonel olarak çalışmış, antrenörlük, hakemlik, organizatörlük yapmış birisidir. Sporumuzu çok iyi tanır.

Hulusi Cihangir’den söz ederken ekibindeki en büyük desteği Sabri Koçak’tan söz etmezsek büyük bir hata olur.

Koçak ülkemiz satrancına büyük katkıları olan, vitrinde görünmeyi pek sevmeyen, ama eğitici, antrenör, milli takım kaptanı ve yöneticisi, hakem, organizatör olarak anlatılması satırlara sığmayacak, en az Hulusi kadar büyük hizmetleri olmuş bir satranç emektarı.

Bunlar çok namuslu, onurlu ve düzgün insanlardır.

Yönetimde yer almak için, geçmişini çöpe atan, şampiyon olsunlar diye 3 sporcuyla kendilerine Türkiye Şampiyonası düzenleten, eski Türkiye Şampiyonları gibi değildir!

Hulusi Cihangir’in kampanya web sitesi: http://www.satrancvebiz.com/   


Prof.Dr.Selçuk Burak Haşıloğlu

Bir diğer adayımız, ekibiyle göz kamaştıran satranççı bir akademisyen. Prof.Dr.Selçuk Burak Haşıloğlu. Selçuk Bey benim yönetimimde de görev almış, Denizli’de Türk Satrancının gelişimine ekibiyle birlikte önderlik etmiş bir akademisyendir. Federasyon Başkanlığı için Pamukkale Üniversitesi Genel Sekreterliğinden özveri göstermesi, ne kadar motive olduğunun en iyi göstergesi.

Denizli 1991 yılından 2012 yılına kadar Türk Satrancının başkentiydi. “Türk Satrancının Başkenti Denizli” betimlemesini ilk kez kullandığımda diğer illerden birçok dostum bana serzenişte bulunmuştu. Ama gerçekti, mükemmel bir ekip vardı. Sürekli aktif bir şehirdir Denizli. Hem politik hem de sportif rekabetin zirvede olduğu, olağan bir tek hafta yaşayamayacağınız, il müdürlerinin satranç için en çok çalıştığı, ama bir o kadar da çekişmelerden dolayı bunaldığı bir ildir. Denizli’nin bu tarihsel başarısında katkısı olan dostlarımı ismiyle birlikte anmak istiyorum: Erol Gürcan, Turan Gündoğdu, Av. Yunus Bahadır, Halil Hilmi Darı, Ayvaz Polat gibi isimlerle Federasyonun ilk 10 yılında Denizli satrancı çıkış içindeydi. Denizli satrancı sürekli kabuk değiştirmeyi başardı.

Her dönemde Denizli’den yönetim kurulu üyeleri federasyonumuzda yer alırdı. Dr. Kadri Çağlayan, Prof.Dr.Selçuk Burak Haşıloğlu gibi.

Prof.Dr.Selçuk Burak Haşıloğlu

Selçuk Hocam yönetimimizde hem görev yaptı hem de Pamukkale Üniversitesi aracılığıyla bize ve Türk Satrancına çok büyük hizmetler verdi. Türkiye Satranç Kulüpleri Federasyonunu kurdu ve Ali Özen ile birlikte sadece Denizli satrancına değil, ülke satrancına da hizmet verdi.

Selçuk Hocamız özellikle kadrosu ve programıyla göz dolduruyor, daha kurumsal bir çıkışı var. Ali Özen, Doç.Dr.Güran Ünal, Tugan Ünal gibi Türk Satrancına damga vurmuş isimler. Dr.Özgür Can Kaygısız gibi bana göre satrançta gelecekte Başkanlık koltuğuna oturabilecek mükemmel potansiyeli olan bir sporcu, yönetici var.

Tabii benim profesyonelliklerine, spor yöneticiliği deneyim ve bilgilerine kefil olacağım iki aslan parçası da orada: Erman Üsküdarlı ve Melih Sağıt. Bugün ülkede futbol dahil hangi federasyonda görev verirseniz verin, bu delikanlılar başarılı olurlar. Çok emeğim var, nasıl yetiştirdim bana sorun, bir hocaları da benim!

Onlardan söz edince, onların akademik olarak hocalığını yapmış olan kıymetli dostum ve satranç yoldaşım TSF yönetiminde yıllarca görev almış, satrancın akademik anlamda BESYO’larda yerleşmesini sağlamış Prof.Dr.Gıyasettin Demirhan örneğin. Ne kadar kıymetli isimler var bilseniz. Yıldızlar kadrosu gibi.

İster inanın ister inanmayın bu isimleri listelerde görünce öğrendim.

Haşıloğlu hem kadrosuyla hem de projeleriyle çok heyecan verici bir program sunuyor bize.

Kampanya web sitesi: https://www.satranctadevrim.org/


Evrensel Bilgin

Adaylığını son ilan eden Evrensel Bilgin satranç sporcusu, eğiticisi, antrenörü ve gazeteci.

Evrensel çocukluğundan beri tanıdığım, namuslu ve onurlu bir adamdır. Adaylık çıkışının ardında da “kökten satranççı” bir grup ve anlayış var. Saygı duyuyorum!

Evrensel Bilgin’in adaylığına ilişkin olarak Facebook paylaşımları var.

Evrensel Bilgin Facebook Sayfası


Cem Tarlabaşı

Henüz adaylığını ilan etmese de Cem Tarlabaşı da sahnede olan isimlerden birisi. Ben bu aday çokluğunda onun da geride kalmayacağına inanıyorum. Umarım yanılırım, gücünü yukarıdaki adaylardan biriyle birleştirir ve destekler ama tahminim Cem Tarlabaşı’nın da aday olacağı yönünde.

Cam Tarlabaşı ve FM Emirhan Tarlabaşı

Cem Tarlabaşı, milli sporcumuz ve büyük yeteneklerimizden birisi olan Emirhan Tarlabaşı’nın babası. Bir velinin şahsen satranç oynamasa da satranca olan katkısı malum. Tarlabaşı özellikle son 4 yılda örgütlediği velilerle önemli bir denge oluşturdu. Gülkız Tulay’ın uygularının kaçmasına neden oldu. 2018 yılı Mali Genel Kurulunda yaptığı mükemmel konuşmanın ardından kendisine olan desteğim nedeniyle, yönetim kurulundaki bir vandalın üzerime yürüdüğünü anımsarsınız.


Kim Kazanır?

Adayların birleşmesi kuşkusuz güzel olabilir. Tüm camia bunu tartışıyor şu anda.

Bu kadar çok aday olması Gülkız Tulay karşısındaki oyların bölünmesine neden olur diye düşünebilirsiniz, ama ben katılmıyorum. Gülkız Tulay ve bu dört aday seçime girsinler Gülkız Tulay belki üçüncü sırayı alır. Artık deniz bitti.

Benim çok aday olmasıyla ilgili en önemli kaygım bu isimlerin katkısının yönetime yansımaması olur. Gülkız Tulay yönetimi artık bitmiştir. Gülkız Tulay’ın iyi yaptığı tek şey koluna çantasını takıp, kulüpleri ve il müdürlerini makamlarında, zoraki takılmış bir gülümsemeyle ziyaret etmesidir. Ama satrancın ihtiyaçları farklı. “Sen bana oy ver, ben de sana yardım edeyim” gibi bir güncel ama yakışıksız bir anlayışla yönetilmek değil.

Adaylığını ilan eden birisine 24 saat içinde ceza veren bu güncel (ülkemizde çok sık görülen) ama yakışıksız, hukuksuz ve adaletsiz anlayışı tarihin utanç sayfasına gömmek lazım.

Bizler, federasyona istediğimiz gibi eleştiride bulunduğumuz, yandaş ya da karşıt olarak değil, satranççı olarak hak ettiğimiz desteği alacağımız, milli takımlara yatırım yapacak, sporcularımızın yetişeceği ve 2012 yılında dibine dinamit koyarak yok edilen o yapıyı yeniden kurduğumuz, başarılara tekrar ulaştığımız, kulüplere adil yardım yapılan, hakemlerin adil bir şekilde atandığı, organizatörlere destek verilen, uluslararası organizasyonlarla ülkemizin tekrar Dünya Satrancının merkezi olduğu bir satranç federasyonu istiyoruz.

Gülkız Tulay dışındaki tüm adaylara başarılar diliyorum.

Ali Nihat YAZICI

Ankara, 4 Eylül 2021

 

 

Share Button