Hür YASİN Röportajı

Merhabalar, bugün ülke satrancının önemli isimlerinden Hür YASİN ile Kartal sahilinde balık çorbası eşliğinde yaptığımız röportajı paylaşıyoruz sizlerle.

Hür YASİN; 21 Şubat 1956 Eskişehir doğumlu, ODTÜ İdari Bilimler Ekonomi Bölümü 1981 mezunu. Bir çok özel önemli kuruluşta Genel Müdürlük görevinde bulundu, ayrıca yine bir çok kuruluşta yönetim ve pazarlama danışmanlığı yaptı. Eğitim sektörüne 1997 de Tack Training İnternational’da Genel Müdür ve Eğitimci olarak adım atan Hür YASİN evli ve üç çocuk babasıdır.

Evrensel B. – Merhabalar Üstadım, öncelikle Malatya Open’da ki başarınız için tebrik ederim, çok etkileyiciydi.
Hür Y. – Teşekkür ederim.

Evrensel B. – Tanıyanlar, tanımayanlar için kısaca Hür YASİN kimdir, bir kaç kelimeyle kendinizi tanıtır mısınız?
Hür Y. – Zor sorular sorma, kim olduğumu bilseydim burada olmazdım.

Evrensel B. – 🙂 Doğum tarihiniz ve ne zamandır satranç oynadığınızı sorsam?
Hür Y. – 1956 doğumluyum, 45 yıldır satranç oynuyorum.

Evrensel B. – Satranç dışında özel ilgi alanlarınız var mı ?
Hür Y. – Var, tüm sporlarla uğraştım.

Evrensel B. – Özellikle hangileri ?
Hür Y. – Çocukken futbol, daha sonra yüzme, masa tenisi ve voleybol.

Evrensel B. – Sizi en çok ne mutlu eder?
Hür Y. – Satranç. Satranççı iyi bir sporcu olmak zorundadır, çünkü en ağır fiziksel sporlardan biridir. Mutluluk ise geçici ve görecelidir.

Evrensel B. – Kendinizi bir kelime ile ifade etmenizi istesem cevabınız ne olurdu?
Hür Y. – İnsan.

Evrensel B. – En sevdiğiniz ya da en çok etkilendiğiniz kitap ya da film hangisi desem?
Hür Y. – Lütfi Filiz’in Noktanın sonsuzluğu kitabı ve Avatar filmi.

Evrensel B. – Son genel kültür sorunuz; hangi tarz müzik dinlemeyi seviyorsunuz?
Hür Y. – Klasik batı müziği, Türk sanat müziği ve enstrümantal tüm müzikleri severim.

Evrensel B. – Satranca nasıl başladınız?
Hür Y. – Yatılı lisede okurken bir arkadaşım sayesinde lise birinci sınıfta başladım. Nevzat SÜER’in önderliğinde Cumhuriyet ve Hayat gazeteleri sponsorluğunda yapılan turnuvalara katıldım. Lise 3 te bireyselde ve liseler arası takım turnuvasında şampiyon olduk.

Evrensel B. – Satrançta amaç nedir sizce?
Hür Y. – Satrançta amaç herkese göre değişir. Genel olarak bakıldığında düşünme sanatını öğrenmek ve yaşama uygulamak esastır. Toplumumuzun en temel ihtiyacı budur, düşünme tembelliğinden kurtulmamız gerekmekte.

Evrensel B. – Satrançta bir hedefiniz var mı?
Hür Y. – Satrançtan zevk alıp iyi oynamaya çalışıyorum.

Evrensel B. – Favori satranç kitabınız hangisi?
Hür Y. – Fischer’in En iyi 60 oyunum ve Kahraman Hocadan aldığım 3 ciltlik orijinal Botwinnik kitapları.

Evrensel B. – Satranç oynarken ne hissediyorsunuz, tarif edebilir misiniz?
Hür Y. – Satranç bir tutkudur, Şu an satranç oynamaktaki amacım çocukluğumla yüzleşmedir.

Evrensel B. – Çocukluğumla yüzleşme derken neyi kast ediyorsunuz, çok merak ettim doğrusu biraz açar mısınız?
Hür Y. – Tutkular çocuklukta başlıyor. Çocuklar satranç oynarken oyunun içinde yaşarlar. Bu doğuştan gelen özelliklerle ilgilidir, varoluş nitelikleridir ve herkeste potansiyel olarak gizlidir, ama satrançta ama başka bir şeyde. Satranççı olmak cevherde olan bir şeydir ve ortaya çıkarılması gerekir.Satranç neden bu kadar ilgi çekicidir? Çünkü hayatta bir çok şeyi hayal ediyoruz, düşünüyoruz, planlıyoruz ve yapmak istiyoruz, ancak çoğu zaman gerçekleştiremiyor ve hayal kırıkları yaşıyoruz. İnsanın, hayatı ile yaşadıkları arasındaki fark ne kadar fazlaysa o kadar mutsuz olur. Olmak istediği ile olduğu arasındaki fark azaldığı oranda mutlu olur insan. Çoğu insan bu yüzden mutsuzdur. Kendini gerçekleştirmek için eylemlerde bulunmak yerine, yapamamanın bin bir türlü mazeretini üretir. Satrançta ise hayal eder, düşünür, planlar, yaparsın ve sonucunu anında görürsün. Satrancın en büyük cazibesi budur insan için. Yaşamda başarılı olan insanlar, satrancın bu tarafını hayatlarında uygulamayı başarmış insanlardır.

Sihir, yapmaktan geçer. Yapan, kazanır. Benim sloganım; yap, yap, yap. Aldığın sonuçtan hoşlanmadıysan daha iyi çalışmalı ve yapmaya devam etmelisin, ancak böyle gelişiyorsun.

Evrensel B. – Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da Türkiye Emektarlar Şampiyonasını kazanarak Türkiye Şampiyonu oldunuz. Neler hissettiniz, turnuvayı biraz anlatır mısınız?
Hür Y. – Artık emektar olduğumuzu hissettik 🙂 Suat SOYLU’ nun da katılımıyla geçen yıla oranla bu yıl daha kuvvetli bir turnuvaydı ve her yıl gittikçe zorlaşacak gibi görünüyor.

Evrensel B. – Altın Kayısı diğer adıyla Malatya Open da neler oldu da muhteşem işler başardınız?
http://malatyaopen.tsf.org.tr/tr/component/turnuva/?task=fileview&kid=422
Hür Y. – Altyapı kuvvetli sanırım 🙂 Bilgi çağındayız fakat o kadar bilgi aynı zamanda oyuncularda kafa karışıklığı yaratıyor. Satrancı biz kendimiz keşfettik biraz, dolayısıyla değerli olan bilgi içselleştirilmiş bilgidir. Taklide dayalı bilgi, kişide şuur yaratmaz. Başarım, turnuva şartlarına uyum sağlamak ve odaklanma ile ilgili. Ama şunu da söylemeliyim ki günde iki maç satranç sporu için çok ağır ve sağlıksız.

Evrensel B. – Oyun stilinizi tanımlar mısınız bize?
Hür Y. – Stratejik yaratıcılık diye tanımlayabilirim. Eskiden çok taktik oynardım. Asrın maçı olarak anılan Fischer&Spassky maçının hakemi Lothar SCHMİD, oynadığım bir maçtan sonra köprüleri yakarak oynadığımı söylemişti. Özellikle üniversite döneminde Botwinnik’in oyunlarını inceledim, bu da oyunumun olgunlaşmasını sağladı.

Evrensel B. – En beğendiğiniz yabancı oyuncular?
Hür Y. – Botwinnik, Tal, Anand, Nakamura ve Carlsen.

Evrensel B. – En beğendiğiniz yerli oyuncular?
Hür Y. – Can ARDUMAN, Fatih ATAKİŞİ, Ateş ÜLKER, Nevzat SÜER, Ali İPEK, Suat SOYLU, Feridun ÖNEY, İsmail DOĞANTUĞ, Demir BÜYÜKÖZKAYA.

Evrensel B. – Koca bir nesil saydınız, kimsenin gönlü kalmamıştır. Peki unutamadığınız bir maçınız var mı?
Hür Y. – Dünya Emektarlar Şampiyonasında geçen yıl İngiliz GM John NUNN ile oynayıp dünya 3. lüğünü kaçırdığım maç.

Evrensel B. – Genç sporculara ne gibi tavsiyeleriniz olacak ?
Hür Y. – İyi satranççı olmak için bir takım kriterler koymak gerekiyorsa, ilk kriter karakterdir. Sporcunun ahlaklı olması önemlidir, bunun üzerine ne kurulursa gelişecektir, karakterde sorun varsa bu mutlaka kişinin satrancına yansır.Gençler, disiplinli ve yöntemli çalışmalıdır. Satranç tarihindeki önemli oyunları inceleyerek satrancın nasıl bir evrim geçirdiğini iyi anlamaları gerekir. Son dönemde popüler olan oyuncuların da bunu kavrayarak usta olduklarını unutmamak gerekir.

Evrensel B. – Emektar bir satranç oyuncusu olarak Türkiye’de satrancın durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Hür Y. – Türkiye’de satrancın durumunu şöyle değerlendirmek lazım; Bugün gelinen nokta bir sürecin sonucudur. Herkesin iyi ya da kötü tuğlalar koyduğu bir yapıyla buralara geldik. Bu süreçte emeği geçenleri yad etmeli ve bulunduğumuz durumun onların katkılarıyla olduğunu kavramalıyız.

En temel sorunlardan biri yeni neslin doğru eğitilmesi. Velilerin özellikle iyi eğitilmiş olması lazım, çok ciddi sorunları var ve çocuklarını olumsuz yönde etkiliyorlar. Başarı; ne pahasına olursa olsun değil, ilkeli ve disiplinli çalışmayla ve velilerin buna destek olmasıyla mümkün olur.

Federasyon, enerjisini bu işe koymak isteyen insanları bu işe dahil etmeli, düşünce ve fikir üreten insanları daha iyi yönlendirmelidir. Federasyon yönetiminin en az % 50 si satranççı olmalıdır. Neden, çünkü satranç ve emek süreçlerini içselleştirmiş insanlar daha çok ve daha doğru katkılarda bulunacaklardır. Herkes yönetici olamaz tabi ki. Yöneticilik, organizasyon becerisi ve entelektüel birikim ister. Ama aynı zamanda satranç oyuncusu olması gerekir sorunlara vakıf olmak için.

Satranç camiasının son yıllarda bütünleşmesinin sağlandığını görüyorum. Ama federasyon yönetim kurulunda satrancın içinden gelmiş, bu işe emek vermiş, vizyonu olan insanların olması gerektiğini düşünüyorum.

Evrensel B. – Verdiğiniz değerli bilgiler ve bu röportaj için size çok teşekkür ediyor, sizin gibi bir insanla tanışmış olmak ve bu güzel sohbeti yapmış olmaktan dolayı mutlu olduğumu bilmenizi istiyorum.
Hür Y. – Teşekkür ederim, görüşmek dileğiyle.