Hem Suçlu, Hem Güçlü, Hem de Mağdur!

Share Button

freedom-of-speech-620x264

Özgür Satranç Forumu, TSF tarafından gelen mahalle baskısına dayanamayıp kendi kendini kapattı. Öncelikle, sevgili dostum Abidin Ünal’a geçmiş olsun diyorum. Ama defalarca uyarmama rağmen gerekli önlemleri almadığının da altını çizmek istiyorum.

Neden kapandı Özgür Satranç Forum? Sahte isimle yazan bir kişi, “Overlokçu Aranıyor” başlıklı bir yazıyla, Gülkız Tulay’a eleştirilerde bulunuyor, yazı içeriğinde Gülkız Tulay’ın şahsi yetersizlikleri vurgulanıyor, eğitimine ve kişiliğine saldırıda bulunuluyordu.

Benzer hakaretler, yine sahte isimlerle yazan şahıslar tarafından bana da yapıldı geçmişte. Bunlardan bazıları da bu yazının mağduru olan Gülkız Tulay’a yakın söylemleri olan kişilerdi.

O zaman sesini çıkartmayan eski dostlarımız; Nilüfer Çınar Çorlulu, Ömer Faruk Ercan (Gülkız Tulay’ın liseden sınıf arkadaşı ve Mersin İl Temsilcisi), Halil Hilmi Darı, ve bunlar gibi sistemin içinde oldukları için üzülen çok kıymetli şahsiyetlerimiz yeri göğü sarsacak şekilde tepki gösterdiler.

Altını çizmek istiyorum: Bugün herkesin Gülkız Tulay’a, satrancın çıkarını gözetmeksizin kayıtsız şartsız ne kadar sadık olduğunun sınavı var. Bu sınavı Gülkız Tulay yapıyor, ben de izleyip not alıyorum. Belki ileride lazım olur diye.

Ben, http://alinihatyazici.blogspot.com.tr/ adresinde ve bu sitede belki 200 belki 300 yazı yazdım Gülkız Tulay’ı eleştiren, ama asla hakaret etmedim, olayları kişiselleştirmedim.  Bu tür saldırıları da anlamakta zorluk çekiyorum. Bugüne kadar Gülkız Tulay ya da eleştirdiğim hiç bir kişi bana dava açmadı, Tekzip yayınlamadı! Yalan söylüyorsun diyen çıkmadı.  Demek ki, insanların bilgisizliklerini, yetersizliklerini, şahsi zafiyetlerini öne çıkarmadan da eleştiri yapmak mümkün.

O yüzden vurgulamak istiyorum: “Overlokçu Aranıyor” yazısını kaleme alan müfteri şerefsiz korkak ile, geçmişte bana hakaret eden ahlaksız ve namussuz sahte isimli şahıslar bence aynı düzeydedir.

Özellikle kadına karşı cinsel ayırımcılık yapılıyorsa, kadın aşağılanıyorsa, buna ilk tepkiyi biz veririz. Tıpkı, olaya konu olan röportajda satranççı kadını aşağılayan Gülkız Tulay’a tepki verdiğimiz gibi. Kadına karşı tacizin kimden ve hangi kadına karşı olduğu hiç fark etmez. Aşağılan söz konusu kadın; Türkiye’de kadın satrancını yok eden, bitiren ve sanki kızlarımız onun sayesinde satranç oynuyormuş gibi, sıkılmadan kalkıp demeç veren Gülkız Tulay bile olsa fark etmez.

Ben söz konusu haber “Kadınlar Satranç Oynasın” yayınlandıktan sonra Nilüfer Çınar Çorlulu gibi bir satranççının hala Gülkız Tulay’ı savunmasını anlamakta zorluk çekiyorum. İleride anlarız nedenini, ama gerçekten çok merak ediyorum. Diğerlerini, Halil Hilmi Darı, Ömer Faruk Ercan vesaire anlamakta zorlanmıyorum.

Örneğin Halil Hilmi Darı! Asbaşkanımız, kadim dostumuz. Kalkmış, sosyal medyada sayfasında 2010 yılından bir haber paylaşmış. Haber, yukarıda eleştirdiğimiz forum paylaşımlarını üreten isimlerden biri tarafından üretilmiş. Üstelik kendisi de o zaman aynı yönetimin bir parçası. Gülkız Tulay o zaman benim Asbaşkanım. Çaresizliğe bakar mısınız? Ne kadar yazık! Ne kadar ayıp! Gülüp geçiyorum. Zamanlaması ilginç, altı yıl sonra… Olsun bir Halil Hilmi Darı kalmıştı o da yapsın. Tarih de, ben de ona da gereken yanıtı veririz.

Saydığım isimler, başkaları, bir gürültü koparıyorlar aklınız durur. Abidin Ünal’a ve Satranç Foruma yapılan baskılar sonunda, forumda yönetimde bulunan insanlar istifa ediyor. Yani neredeyse, Sözcü Gazetesinde yayınlanan haberi ve ardından forumda yapılan saldırıyı, tüm bu saçmalıkları, Abidin Ünal yapmış gibi.

Şimdi çıksın Abidin Ünal, forumu yöneten diğer arkadaşlar söylesinler. Hiç baskı yaptım mı kendilerine? Başkan olduğum dönemde yaptım mı? Sonrasında yaptım mı?

Hakkımda atılmayan iftira kalmadı. Resmi yanıt yayınlamanın dışında bir şey yapmadım. Forumda yazı yazmadım, okumuyordum da! Nedeni sahte isimlerin olduğu yerde dezenformasyonun da zorunlu bir sonuç olduğu. Ama Gülkız Tulay, TSF’yi forumu okuyarak yönetiyordu.

Forumun kapatılması yine de camiamıza bir darbe oldu. Bence gazetecinin özgürlüğünü kısıtlamak gibi bir şey bu. Egemen gücün, kendisine karşı görüşlerin dile getirildiği bir forumda, bir şerefsizin mesajı yüzünden tüm forumu kapatma yönünde baskı yapması. Günümüzde sık sık karşılaştığımız bir durum.

Üstelik bu egemen güç; hem suçlu, hem güçlü bir de utanmadan sıkılmadan mağdur rolüne bürünüyor. Duyduğum bazı söylentiler, yazıyı yazanların özellikle TSF Başkanını mağdur durumuna düşürüp, sempati toplaması için üretildiğini de içeriyor. İnanmıyorum ama duyuyorum.

Bunlar bizi bağlamaz!

Ne yapmak lazım o zaman?

Herkesin mertçe ismini yazacağı, hakaret ve taciz olmaksızın, satranca ait her şeyin özgürce konuşulacağı bir forum şart!

Açıyoruz!

Saatler içinde…

Share Button