Genel Kurul 2016 (1) – Atanmış Başkan?!
2016 Yılı TSF Olağan Genel Kurulu bugün gerçekleştirildi. Rakiplerinin, imza toplamasını anti-demokratik yöntemlerle engelleyen Gülkız Tulay, tek başına girdiği seçimlerden dört yıl için daha başkan olarak çıktı. Ne yazık ki, yönetiminin satrançla yine ilgisi yok. Birkaç tane eskiden satranç camiasının içinde olan isim var ama onlar da halleri kalmadığından bu yönetime girmişler. Onları da saymıyorum ben.
Açıkçası genel kurulda benim dışımda yönetimin aleyhinde konuşan tek bir kişi çıkmadı. Şahsıma sataşmalar, yanımdan geçerken tacizler, laf atmalar, satır arasında edilen çirkin sözlerin tümünü sahiplerine iade ediyorum. Birkaç dostumla tek başıma karşı olmaktan onur ve gurur duyuyorum. Biri çıktı “bana ellerini çek satrancın üzerinden” dedi. Yok ya? Sen mi getirdin buraya da çek diyorsun. Bırakayım yağma edin ortalığı öyle mi? Yok öyle şey.
Benim satranç sevdam ve doğrunun yanında olma özelliğimi hiç bir taciz ve baskı yok edemez. Genel Kurulda dediğim gibi, ben doğruyum! Sizler yanlışsınız! Bu yönetimi ibra eden herkes yanlış! Bu yönetimin tekrar seçilmesine onay veren tüm delegeler yanlış! Satranç umurlarında değil.
Böyle bir tuluat olur mu? muhalefetin konuşmasına bile tahammül edemeyen Gülkız Tulay ve ekibinin söylediklerinin, faaliyet raporlarının, genel kurulda kürsüye çıkartıp konuşturdukları insanların söylemlerinin gerçekle uzaktan yakından ilişkisi yok.
Özellikle, başkan adayının konuşmasını dinledim. Dikkatle dinledim. Ne söylediyse tersini yapan bir başkan adayı. Avrupa Parlamentosunda konuştuk alkış topladık diyor, orada konuşan kişi şimdi FETÖ darbesinden dolayı ortalıkta yok! Buyurun!
Satrancı sokaklara çıkardık diyor, Ankara’da satranç oynanan tek mekanı yok ediyor.
Genç büyük ustalarımızla satranç aşkımız diyor, çocukların suratlarında acı ve kızgınlık var.
Milli takımımız başarılı diyor, çocukların sosyal güvencesi yok.
Ağdalı, duygusal konuşmasının cümlelerini tek tek sizlere ileteceğim ve her satırını yanıtlayacağım.
Son günlerde sıkça dediğim gibi, Aziz Nesin bugün yaşasaydı, romanın adı “zübük” olmazdı!
Şimdi ben buradan açıklıyorum: Öncelikle demokrasiye, kanuna ve hukuka aykırı toplanan bu genel kurulu iptal ettireceğim! Ben hukuka güveniyorum!
Kimse gücenmesin kırılmasın! Kaosu neden olanlar hesap versin.
Bu yazımda kısa bir özetle planımı açıklıyorum, benim yanımda olanlar gelsinler…
Sakın bu yönetim ya da bu yönetimde geçmişte olanlar kendi üzerilerine alınmasınlar. Ben satranççılardan söz ediyorum.
Benim Mustafa Eroğlu adlı bir dostum yok! Benim Kıvanç Güngör adlı bir çocukluk arkadaşım yok! Başkaları da var ama en çok beni üzen bu ikisidir. Bilsinler… Defterimde adları ve isimleri yok artık.
Böyle dostlarım olacağına yalnız olayım daha iyi. Bunun adı politikaysa olmaz olsun! Benden uzak dursun.
Biz ekibimizle birlikte yıllarca dişimizden tırnağımızdan artırıp, bu federasyonu, 15 Temmuz’dan sonra ortadan kaybolan adamlar kullansın diye inşa etmedik. Onlara 15 Temmuz’a kadar biat edip, sonra da demokrasi havarisi kesilenlere, ellerinden şanlı bayrağı düşürmeyenlere, “o bayrağı logomuzdan çıkarttığınızda neyseniz, hala osunuz diyorum” Ben adalete sonuna kadar güveniyorum.
Bu kadar kaynağı, bu yönetim mahkemelerde dava kaybedip ceza ödesin diye üretmedik.
Her şeyin hesabı sorulacak!
TSF Başkanı Gülkız Tulay atanmış bir başkandır! Seçilmiş bir başkan değildir. Madem bir kardeşimizin söylediği bu söz kendisini rahatsız ediyor, bundan sonra kendisi atanmış bir başkan olarak kalacaktır.
Benim için bu yönetim başlatacağım hukuki sürecin sonunda aklanırlarsa ancak o zaman genel kurul hukuku açısından meşru olur.
Tekrarlıyorum! Beni bu davadan kimse döndüremez!
Hodri meydan!