Geçmiş Olsun Erdemli – 2 –
Geçmiş Olsun Dizisine İlk Tepkiler
Son yazım (Geçmiş Olsun -1) ziyaret rekorları kırdı. Açıkçası, www.satranchaber.com.tr olarak misyonumuzu çok seviyoruz. Satranç camiasının teveccühü de bizi mutlu ediyor. Yayın hayatımızda daha altı ay dolmadan ziyaretçi sayılarında yakaladığımız mükemmel değerler, ülkenin her köşesinden gelen tepkiler ve destek bizi mutlu ediyor. Eleştirilere de saygı duyuyor, dikkate alıyoruz.
Biz yazıyoruz, ülkemiz satrancının çok kötü yönetimi, bana göre dünya satrancının en kötü yönetilen federasyonunun yönetim koltuklarını işgal eden bu yönetim, “sen çal sen oyna” vaziyetinde algı yönetimi yapıyor.
Kim olduğumuzu anımsatalım:
Sühan Öztürk: Yaşamını satrançtan kazanan bir satranççı.
Evrensel Bilgin: Yaşamını satrançtan kazanan bir satranççı.
Fatih Demirbaş: Yaşamını satrançtan kazanan bir satranççı.
Can İnce: Ülkemiz satrancının en renkli simalarından birisi, satranççı.
ve ben Ali Nihat YAZICI. 45 yıldır bu sporun içinde ve satranca aşık birisi. 12 yıl başkanlık görevini yaptıktan sonra bir beklentisi olmadan asbaşkanına ve ekibini destekleyen birisi. Seçim kaybetmemiş birisi. Hakkında bir inceleme, soruşturma olmayan birisi! Siz dedikodu yapan insanlara değil var olan gerçeklere bakın!
Şimdi hiç birimiz, hiç bir konuma aday değiliz. Birileri çıkarlarımız için eleştirdiğimizi söylüyorsa, psikolojik tedavi öneriyorum.
Bize gelen öyle teklifler oldu ki, her birimize… Tek beklentimiz, satrancımızın doğru ellerde olmasıdır.
O nedenle bu siteyi açarken karar verdik, bu seçimlerde hiç birimiz hiç bir görev beklemiyoruz.
Son yazımızdan sonra aldığımız öyle güzel tepkiler oldu ki bazılarını okurken gözlerimiz doldu. O nedenle bu tepkilerin sadece küçük bir kısmını sizlerle paylaşmak istiyoruz.
Satrancımızın başına çökmüş bir kara bulut var. Satranç çok kötü yönetiliyor, ne yanlışsa onu yapıyorlar. Satranç umurlarında değil. Bir de mantar gibi bitmiş olan ve yönetime sürekli methiyeler düzen bir kitle var.
Satranç, satranç olalı böyle yağlı bir ortam görmedi. Ne tutsanız vıcık vıcık! Elle tutulacak bir şey kalmadı!
14 Ağustos 2014 günü Gülkız Tulay’a yolladığım özel bir iletiyi şöyle bitirmiştim.
“erler vezir olur, vezirler şah olamaz!”
Ne kadar güzel söylemişim. Unutmayalım her eri vezirliğe terfi ettiren bir Şahtır.
Konum belli! Pozisyon kesinlikle bu yönetim için kayıp. Bu konumu iyi görünenlere, gördükleri konumda imkansız hamleler olduğunu söyleyeyim, dikkatli baksınlar.
Benim en iyi bildiğim şey doğruyu savunmak ve dik durmaktır. Her zaman doğru kazanır! Bakalım kim kazanacak sonunda satranç mı bu yönetim mi?
Bu yönetimin başkanının erdemli olduğuna dair söylemler var…
Geçmiş olsun Erdemli!
Benim hanım köyüm Mersin! O yüzden kıyamam Erdemli’ye, eşimin doğduğu güzel bir sahil ilçemiz. Dokunmayın lütfen. Her yerde kullanmayın. Mersine sonra geleceğim, tam bir felaket orada durum! Bakalım Mersin’deki satranççı ne kadar memnun Gülkız Tulay’dan? Bir sonraki yazımda yazıyor olacağım.
Aile Bağları ve İllerde Yönetim Erdemi
Sühan Öztürk soruyor bir il temsilcisine:
“Başkan Gülkız Tulay ile akraba olduğunuz doğru mu?” diye. O kişi öyle yorumlar yapıyor ki, avukat ve Tulay’ın avukatı sanırsınız!
Aldığı yanıt, “TSF Başkanıyla gurur duyuyorum”. Bu arkadaşımız bir il temsilcisi. Mardin İl Temsilcisi
Soruyu tekrarlıyor Sühan, ama yanıt yok.
Methiyeler düzüyor bu arkadaşımız TSF Başkanına ve zevatına. Akrabalık bağına girmiyorum, sizler değerlendirin beni çok ilgilendirmiyor. Bu dönemde, aile ilişkiler, eş-kız kardeş atamaları suyu çıktı işin. Sonra Sühan’a bir karalama başlıyor. Sanki soru sormak kabahatmiş gibi?
Bu il temsilcisinin, bulunduğu şehirden veliler beni arıyor. Sıkıntı içerisinde olduklarını, zor bir bölgede ve ilçede yaşadıklarını, Türkiye Küçükler Şampiyonasına bu koşullarda gidemeyeceklerini, onlara bir önerim olup olmadığını soruyorlar.
Durum bu…
İl Temsilcisinin iyi niyetli olduğuna eminim. Kuşkusuz çok da erdemlidir. Aileden gelen bir erdemlilik olduğuna eminim… Eşi iki çocuğuyla Antalya’ya gidip, organizasyonda yer alabiliyor. Eminim bedelini kendisi ödemiştir.
Ama keşke biraz o İle ilişkin de çaba gösterseydiniz.
Antalya’da, Sühan Öztürk’ün sosyal paylaşımı üzerine bir çok görevlinin eşleri ve ailesine ilişkin otel ücretlerinin ödendiğini duyduk.
TSF Başkanı Gülkız Tulay’ı bu anlamda tebrik ediyorum. Kendisinden 2013, 2014, 2015 yıllarına ilişkin de aynı ödemeleri yapmasını ve yaptırmasını bekliyorum.
Bu bir erdem değil, görev! Olması gereken bu! Zamanı gelince bunlar yetkili kişiler tarafından kontrol edilecektir.
Bu gelişme bile muhalefetin yapıcı katkısını gözler önüne seriyor. Eğer 2014’te yönetim kurulu üyelerinden birisi 3 çocuğuyla, eşiyle otelde kalıp bir kuruş ödemiyorsa, ama bizim eleştirilerimizden sonra bu konuda bu yıl hassasiyet gösteriliyorsa, bu olumlu bir gelişmedir. O kaynaklar, satrancın kaynağı.
Bu konularda soru sormak da kamusal bir haktır.
Kendi Çalar, Kendi Oynar Bizim TSF!
Başka bir İl Temsilcisi, inanılmaz methiyeler düzüyor TSF Başkanına. Satrançla ilgisi olmayan methiyeler bunlar.
İnanılmaz yağlı bir ortam yine… Bu İl Temsilcisi arkadaşımız olağanüstü eğitim bilgisini ve pedagojik uzmanlığını konuşturarak, çocukların eğitimden önce rahatlaması için şarkı dinlemelerinin yararlı olduğunu yazıyor. Sonra da methiyeler düzüyor TSF Başkanlık koltuğunu iştigal eden Gülkız Tulay’a…
Son yazdığım yazıda; tur öncesinde şarkı söylenmesini eleştiriyor, hiciv ile yeriyorum, bu il temsilcimiz de bunu gündeme getiriyor. Bu bir eğitim değil. Satrançta her şey talimatlara ve kurallara göre yapılır. İki yüz küsur yıldır taşların oynanmasına ilişkin aynı kuralların geçerli olduğu bir spor. Kötü eğitim almış bir hakem, Satranç Kurallarının girişindeki nüansı anlayamaz.
Satrançta yaş ve cinsiyet ayrımı yoktur. Bu arkadaşımız, TSF’nin olduğu anlaşılan bir video paylaşıyor.
Videoda; TSF Başkanı; MHK Başkanını, hakemleri ve diğer zevatı yanına toplayıp, tur öncesinde şarkı söylüyor, orkestra şefliği yapıyor.
Yani demek istediği şu: “Ben ekibimin arkasındayım, ne var yani”
Ben size durumu şöyle anlatayım, gönderme yapayım, laf gideceği yeri bilir.
ODTÜ’de MBA eğitimini alırken, rahmetli hocamız Prof.Dr.Muhan Soysal, “yönetimde bilgisiz ve basiretsiz olanlar, problem çözmek yerine cila yapmakla uğraşırlar” derdi. “O işletmenin gerçek sorunlarına eğilecek deneyim, bilgi ve yetenekleri olmadığı için; önce logoyla, biçimle, zarfla, renklerle uğraşırlar” derdi. “Zarfın içindekini anlamadıkları için zarfın rengi, şekil onlar için içerikten önce gelir” derdi.
Nur içinde yatsın kıymetli hocam, çok doğru söylüyordu…
Anımsarsınız TSF Logosu rezaletini!
Satrançta iyi hakem kimsenin farkına varmadığı hakemdir. Yetersiz ise kendisini göstermek için zıplar. “Ben zayıfım ama bakın buradayım, çok sevimliyim” diye…
Bu sözü geçen arkadaşlara ben ders verseydim, böyle olmazlardı! Ama o gecikmiş dersi yakında vereceğim!
Bu yönetim önce logoyla uğraştı! Web sitesinin şeklini değiştirdi sanki yenisi çok iyiymiş gibi. Hocam haklı çıktı yine.
Gelelim Başhakemimize, kendisinin yeterliliğine saygı gösterdiğimizi, dönemimde yetişen vasat üstü bir hakem olduğunu belirtmiştim.
Türkiye Küçükler Şampiyonası ve Türkiye Yıldızlar Şampiyonası, hakem atamalarıyla, hakem hatalarıyla, teknik aksaklıklarla anımsanıyor olacak.
Ama bakın kıymetli arkadaşımız kendi kendine yorum yapıyor: “Sıfır hatayla bitirdik” diye.
Ben ilk kez bir satranç hakeminin böyle bir ifadesini duyuyorum. Yani bir hakemin bir hata yapması kötü olduğunu göstermez. Satranççının da hata yapması kötü olduğunu göstermez.
Ancak hatayı görmeyen satranççı kötüdür, hatasından ders almayan hakemden hakem olmaz.
Hangi talimata uygun diye soruyoruz bu uygulama?
Yanıt yok?
Nasıl sıfır hata bu?
Turdan önce şarkı söylenmiş!
Efendim yaşları yediymiş. İyi de onlar yarışmaya gelmişler! Sizden daha iyi satranç oynuyorlar! Aileleri dünya kadar para harcamış o şekerler için.
Siz kimden aldığınız yetkiyle yapıyorsunuz bunu?
Neden bu şarkı da başka bir satranç şarkısı değil? Nereden aldınız bu şarkının uygun olduğunu?
Olgun Kulaç Hocam! Size hiç yakışmıyor bu hallere düşmek! İSTİFA EDİNİZ! Hiç yakışmıyor!
Bunlar gider siz kalırsınız, siz satranççısınız bu camiada yüz yüze geliriz, bir sorunumuz yok. Esas erdem bu durumda istifadır Olgun Hocam!
Bu suların çekileceği an yakındır. Dalgalar çekildiğinde açığa çıkanlar sizi üzmesin. Ben zamanında çıktım diyebilin! İstifa Edin! Bir kardeş önerisi!!
Sporcular anlaştığı ve berabere yaptığı halde maç devam ettirilmiş! Maçta hakemin yanında başka bir sporcu hamle söylemiş! Oyunda hakem 3 kez konum tekrarıyla ilgili yanlış karar yanlış ceza vermiş. Yazılı bir talep gelmeden, bitmiş ve sonucu yayınlanmış bir oyunun skorunu değiştirmişsiniz. Bir oyundan söz ediyorum. Gerisini siz düşünün. Sıfır hata mı bu şimdi? Diğer hakem hatalarını anlatmıyorum bile… Ha eğer siz o hataları göremeyecek kadar konudan uzaksanız, yani hakemleriniz yaptığı hatalar ancak size velilerin telefonla ulaşmasıyla geliyorsa, onu anlarım. Zaten biz de onu diyorduk… Ne anlatayım daha?
Sıfır hata derken bu şampiyonayı kastediyordunuz değil mi?
Ben sizin objektifliğinize dair güvenimi bu açıklamanızla artık kaybettim Sevgili Cem Oğuz Akın.
Bundan sonra da zor güvenirim.
Diğer konulara hiç girmiyorum?!
Şimdi bu TSF Yönetiminin çevresinde olan ve nasıl olsa güç bizde diye şarkı söyleyen-söyletenlere ben de bir mesaj vereyim.
Fikir sahibi olmadan önce zikir sahibi olun!
Yazıyı tam burada kesiyorum!
Yarın öyle illerden, öyle geri dönüşlerden söz edeceğiz ki…
Sporun adını yazmasını bilmeyen tüccarlardan, İlinde satrancı batıran, sporcuları yok eden ama ” en büyük bizi hadi bakalım kolay gelsin, lay lay lom” diyen il temsilcisinden, TSF Başkanının İlinden (!) ve daha neler nelerden…
Burada yazan her şey gerçek!
Not: Bu yazı aslında 4 Şubat günü hazırdı… Evrensel Bilgin’in yazısı nedeniyle erteledik…
Sayın Hocam bu yazınızı okuduktan sonra size bu bilgiyi vermek istedim.TSF deki gidişat yüzünden memnun olmayan ve sürekli Kasım Yekeler(di galiba soyadı ) yüzünden Başkan lada sorunlar yaşayan Genel Sekreter Onur Cubukcu istifa etmiştir.