Disipline Bak Hizaya Gel!
Kısa süre önce Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvuruda bulundum. Aldığım 6 ay disiplin cezasının, tamamen hukuka aykırı olması, Tahkim Kurulunun hukuk dışı bir şekilde, bu kararı onaylaması sonucunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine maalesef ülkeme karşı başvuruda bulundum. Sonucunu birlikte izleyeceğiz.
Öncelikle neden disiplin cezası aldığımı bilmek isterseniz; TSF içerisinde var olan aile-ahbap çavuş yapılanmalarına karşı “nepotizm işleri” eleştirisi yapmam, ayrıca kendisinden randevu isteyen velilerimize (şampiyon sporcuların velileri!) bir yönetim kurulu üyesini adres gösteren Gülkız Tulay’a yaptığınız şey küstahlık dediğim için.
Benimle birlikte Doç.Dr. Mustafa Dördüncü’nün de 2 kez altı ay, toplamda bir yıl men cezası alması da kesinlikle hukuka aykırıydı.
İsterse Tahkim assın, isterse kessin, isterse ağzıma spor kelimesini aldığımda beni içeri atacak şekilde üzerime gelsinler doğruyu söyleyeceğim. Özellikle Doç.Dr.Mustafa Dördüncü’nün aldığı ceza, Aziz Nesin hikayesi olabilir. Tahkim Kurulunun kararları okumadan onayladığının en büyük kanıtı bu dosya. Akıllara zarar alınan kararlar. Bildiğim kadarıyla Mustafa Bey de AİHM’ne başvuruda bulundu. Muhalefet olarak, sırf Gülkız Tulay’ın karşısına çıkmayalım diye bize yağdırılan bu cezalar, gerçekten de inanılmaz maddi hatalar ve traji-komik çelişkiler taşıyor.
Bugün sizle skandal sayılabilecek bir evrak paylaşımında bulunuyorum.
Ama önce TSF Disiplin Kuruluna bakalım, üyelerini anımsayalım. Bu arkadaşlardan ikisi Başkan Av.Vehbi Başaran ve Başkan V. Onur Özdiker benim zamanımda da Disiplin Kurulunda yer almışlardı. 8 yıllık süreç de bir kez olsun kendilerine bir müdahalede bulunmadım ve herhangi bir talebim olmadı. En yakın arkadaşlarımla ilgili disiplin kovuşturması taleplerini bile kurula yolladık. Aldıkları kararların bir kaçı hariç hepsine de saygı duyduk. Katılmadığımız kararlarına karşı da Tahkime başvurduk.
Bu iki arkadaşımızın yanında bir de çocukluk arkadaşım diyebileceğim, M.Lütfü Özel var. O da karara bana verilen ceza kararına katılanlar arasında. Ailece görüştüğümüz Mehmet Lütfi Özel’in artık benim dostum olmadığını söylememe gerek yok. İnsanların onuruyla bu şekilde oynayan kişilere selam vermek bile benim için can sıkıcı. Bu üç kişi benim dost bildiğim insanlardı. Aldıkları kararın hukuk süreci bittiğinde ne yapacaklarını çok merak ediyorum.
Diğer iki kişiyle ilgili fazla üzülmeye gerek yok. Av. Helin Beştaş, TSF Disiplin Kurulu raportör üyesi ve TSF Genel Kurulunda delege olarak görev yapan, Gülkız Tulay’ın lehinde genel kurulda methiyeler düzen Kıyasettin Aydın’ın kızı. Aynı zamanda TSF Başkanı Gülkız Tulay’ın şahsi avukatı. Bu nasıl iyi mi? Düşünün size karşı olan eleştirileri hakaret iddiasıyla disipline yolluyorsunuz, müşterisi olduğunuz avukat da orada raportör olarak görev yapıyor.
Bunun ne kadar yanlış olduğunu anlatmak çok kolay.
TSF Disiplin Kurulunun Başkanı ve Başkanvekili, TSF Disiplin Talimatını uygulamadılar. Mehmet Lütfü Özel bilmeyebilir. Ama Başaran ve Özdiker’in Hukuk Muhakemeleri Kanununun yasaklık maddelerini uygulamaması affedilecek bir şey değil. Bunu daha sonraki yazımda yazacağım. Disiplin Kurulu Talimatının nasıl ihlal edildiğini gözlerinizin önüne sereceğim. Mustafa Dördüncü dosyasında yer alan hukuksuzlukları vurgulayacağım. Hukuki süreç bittiğinde de yine hukuk önünde bana karşı yapılanların hesabını soracağım. Ama şimdi bu hesabı satranç camiası önünde ve vicdanlar karşısında vermeleri gerekiyor.
TSF Disiplin Kurulu Kopyala Yapıştır Karar alıyor.
TSF Disiplin Kurulu kararları kopyala yapıştır şeklinde alıyor. Bu çok manidar bir durum. İnsanın aklına bir çok soru geliyor. Şüpheye düşüyor. Gelin önce rezalete bakalım.
TSF Disiplin Kurulu 11 Kasım 2017 tarihinde Mustafa Dördüncü hakkında 121/3 sayılı kararıyla 1 yıl hak mahrumiyeti cezası veriyor. Aynı toplantıda benim için de kovuşturmayı başlatıyorlar. Aradan bir aydan biraz fazla süre geçtikten sonra da bana 6 ay ceza veriyorlar.
Ben şimdi bu iki cezayı alt alta koyuyorum, buyurun siz bakın.
Disipline Bakın Hizaya Gelin!
Çok ciddiyim! Korkmanız gerekir, çünkü hukuk okumayan-yazmayan-dikkatsiz yargıçların elinde çok can yakan bir araca dönüşebilir. Doğum tarihini değiştirmemişler, içerik birbirine benzer. Kopyalayıp yapıştırıp ceza vermişler!
Mustafa Dördüncü yaşamında hiç bir kez bile antrenörlük yapmamış!
Ayrıca hakem olarak ceza verilen kişilerle ilgili MHK kararı gerekiyor.
Bu yaptıkları hatalardan sadece birkaçı. Daha çok yazacağım, yeni başlıyoruz.
devam edecek…