Bayram Şekeri
Yağız Kaan Erdoğmuş yıllardır özlemle beklediğimiz Avrupa Yaş Grupları Şampiyonluğunu ülkemize getirdi. Gülkız Tulay’ın başkan olması ve ardından sanki satranca karşı hıncı varmış gibi alt yapıda yaptığı yanlışlar yüzünden ülkemiz yıllardır gerçek Avrupa Şampiyonasından eli boş dönüyordu.
Ardından olağanüstü bir yetenek çıktı ve 8 yaşta hem de rakiplerini dümdüz ederek Avrupa Şampiyonu oldu.
Gelin önce yeteneğin başarısının ardında payı olanlara göz atalım.
Olağanüstü yetenek!
Kuşkusuz Yağız’ın başarısında en büyük nedenlerden birisi olağanüstü yetenekli olması. Bunu ilk kez görmüyoruz. Satrançta çok küçük yaşlarda yetenek, yani tahtada hesaplama yapabilme, görme, konum okuma, yaratıcılık, sonuca gitme gibi yetiler, eğitim kadar önem kazanır, hatta bazen daha öne geçer. Satranç tarihimizde bunun örnekleri çok fazla.
Satrançta yetenek tüm dünyaya eşit olarak dağıtılmış, olasılık kuramına göre her yerde rastlanabilecek bir durumdur. Ama olağanüstü yetenek dediğimiz durum belki de milyonda bir olabilir. Yani bunu hesaba vurursak ülkemizde 80 tane kadın erkek bu tür yetenekli insan olduğunu söylemek kötü bir hesaplama olmaz.
Örnek mi; İlhan Onat, Nevzat Süer, Selim Palavan, İsmet İbrahimoğlu, Can Yurtseven, Adil Feridun Öney, Turhan Yılmaz, Suat Soylu, Can Arduman, Çetin Sel, Hakan Erdoğan, Cem Karadağ, Hasan Kılıçaslan, Tansel Turgut, Ateş Ülker, Demir Büyüközkaya, Mübin Boysan gibi isimlerle başlayıp, Kübra Öztürk, Betül Cemre Yıldız Kadıoğlu,Cemil Can Ali Marandi, Vahap Şanal, Batuhan Daştan, Barış Esen, Burak Fırat gibi genç isimleri sayabiliriz. Ara kuşakta olan ve istenilen düzeye ulaşmasa da satrancımıza damga vuran Kıvanç Haznedaroğlu, Mert Erdoğdu gibi büyük ustalar ve Umut Atakişi gibi isimler de bu olağanüstü yetenekler arasındadır. Kuşkusuz Mustafa Yılmaz, Emre Can gibi zirveye ulaşanlar da var, daha da ileri gideceklerdir diye umut ediyorum. Daha sayamadığım en azından 50-60 isim vardır. Sıralamayı da aklıma geldiği gibi yaptım. Bu benim şahsi görüşüm. Unuttuklarım kusura bakmasınlar.
Yağız Kağan Erdoğmuş böyle milyonda bir bulunur bir yetenek. Bu tür bir yetenek bu yaşta tahtada kuram, bilgi bakmaksızın önüne geleni yenebilir.
Ama yaş ilerledikçe yeteneğin yerini çok hızla bilgi ve eğitim alır. İşte o zaman bu tür yeteneklerden çok yükselemeyenlerini görmemiz mümkün olabilir. Örnek mi? Olağanüstü yeteneğe sahip olup yaşına göre bence geri kalan bir kaç ismi saymak isterim: Işık Can, Bahadır Özen, Ahmet Utku Üzümcü, Denizcan Temizkan, Diyap Büyükaşık, Kağan Aydınçelebi, Emirhan Tarlabaşı, Barış Ekin Özenir, Sıla Çağlar, Esma Doğa Duran, Sude Hereklioğlu gibi aslında dünya satrancında isim yapabilecek yetenekte sporcuların ben büyük bir satranççı adayı olarak şanslarının artık az olduğuna inanıyorum.
Eğitim yaş ilerledikçe olağanüstü yetenekli sporcu olmanın önüne geçer. En iyi örnek 4 sporcunun arasındaki değişimle verilebilir. Aynı yaş grubunda olan Jan-Krzystof Duda, Vladislav Artemiev, Cemil Can Ali Marandi ve Vahap Şanal’ı alalım. Dördü de 1998 doğumlu.
Cemil Can; Duda ve Artemiev’i defalarca geçip Avrupa Yaş Grupları Şampiyonu oldu. Bir kez bile CC’nin önünde madalya alamadılar. Vahap da aynı şekilde bu sporculara karşı 2012 yılına kadar her zaman öndeydi. 2012 yılına kadar sporcularımız hep bu sporculara göre önde ilerlediler.
Ben federasyon başkanlığını Gülkız Tulay’a bıraktığımda, gerek ELO gerekse başarı olarak Vahap ve CC, Artemiev ve Duda’nın önündeydi.
Oysa şimdi, Duda 2730, Artemiev 2757. CC 2537, Vahap 2535.
Neden? Yani sadece bu soruyu kendinize sorun yanıtını bulmaya çalışın.
Çünkü bizim çocuklarımız dünyanın en kötü yönetilen federasyonunun sporcuları. Duda ve Artemiev’in federasyonları sporcularının üzerine titriyor. Vlad son Avrupa Şampiyonasını kazandı. İTÜ Sporcusu olduğunu anımsatmak isterim. Secondantı var, psikoloğu var. Federasyonun bu delikanlıya ayırdığı bütçe, Vahap ve CC’nin bütçesinden kat kat fazla. Para mı yok? Paramız var ama sporcuya değil, gezip tozup harcırah löpleyen Aşkın Keleş’e harcanıyor.
Duda aynı şekilde büyük destek alıyor. 2012’de 1998 doğumlular arasında ilk sırada 2 sporcumuz varken, şimdi ilk on beşte değil büyük ustalarımız.
Yani yaş ilerledikçe olağanüstü yetenek olmanın önemi azalıyor. Emin olun CC ve Vahap diğer ikisini yetenek olarak defalarca katlar. Eğer bizim yönetim anlayışımız devam etseydi, ikisi de 2750’nin üzerinde olurdu. Olmamasının sorumlusu Gülkız Tulay’dır! Kızgınlığım bunu görebilmem ve kabul edememem nedenlidir.
Yağız Kağan Erdoğmuş olağanüstü yetenek olduğu için bu kadar kötü bir federasyon olmasına rağmen 8 yaş altında Avrupa Şampiyonu olmuştur. Umuyorum tekrar bu başarıyı elde eder. Tarih aptallar için tekerrür eder. Umarım federasyonumuz akıllı olur ve bu sporcu da yitip gitmez, bir gün hak ettiği 2700 düzeyine ulaşır.
Maçlarına baktım, defalarca baktım. Kuramsal sorunları var. Bilgi eksikliği var. Onlar giderilir. Ama inanılmaz yetenekli bir adam. Taktik bir deha olabilir.
Peki bu başarının ardında başka bir faktör yok mu?
Ferhat Kuru ve Erdoğmuş ailesi
Ferhat Hocanın satrancımıza kazandırdığı ilk yetenek değil bu! Tam bir yetenek avcısı. Hani ilk öğretim düzeyinde bir dahiyi keşfeden iyi bir öğretmen gibi. Bence Gülkız Tulay’ın her şey bu kadar kötü giderken bu başarıyı getiren Ferhat Hocaya en yüksek ödülü vermesi gerekir. Ama bakalım ödülü o mu alacak, yoksa başkaları mı! Ferhat Kuru bu başarının arkasındaki en büyük kahramanlardan birisidir.
Ailesinin büyük özveri gösterdiğine ve bundan sonra da daha çok göstereceğine inanıyorum. Hani “kolay gelsin” diyorum. Bu federasyon yönetimiyle veli olmak büyük şanssızlık.
Federasyonun katkısı yok mu?
Türkiye Satranç Federasyonunun, Başkanının ve yönetiminin bu başarıda zerre kadar katkısı yoktur. Hani yaşamımda çok utanmazlık, saygısızlık ve üste çıkma gördüm. Yaşımız kemale erdi diyelim. Ama aşağıdaki fotoğraftaki kadar büyüğünü görmedim!
Şimdi bu resimdeki satranç tahtası önünde oturan ve şah ile veziri ayırması zor olan, satranç federasyonunun 1991’e kadar geri götüren Gülkız Tulay, eğer zerre kadar utanması sıkılması varsa, hangi alt yapı yatırımının sonunda bu başarıya ulaştıklarını söylesin.
Soru basit:
Hangi alt yapı hamlesi sonunda bu başarıyı kazandınız? Bir tane söyleyin yahu tek bir tane.
Yazısında değinmiş, “bayram armağanı” diye…
Bana şöyle geliyor: Kapı kapı dolaşıp şeker toplayan, başkasının bayram şekerini sonra ikram eden uyanık başkan! Sizin zerre kadar katkınız yok. Tüm camia bunu biliyor.
Yaşamımda çok aymazlık gördüm ama bu kadar utanmazca bir pişkinlik asla görmedim. Tam tersine alt yapıda yaptıkları hata nedeniyle Türk Satrancını katletti Gülkız Tulay.
Mikhail Gurevich, George Mohr gibi mükemmel eğiticilerle yollarını ayırıp, kimsenin adını sanını bilmediği hocalara alt yapıyı emanet ettiler. Kulüpleri kendisine oy versin diye, satranç oynamaktan aciz 2000 ELO’lu gençlere milli takım hocalığı dağıttılar. Kendi kulübü ve kendisine oy veren kulüplerin genç sporcularını kamplara götürüp, muhalif kulüplerin 12-15 yaşlarındaki süper yetenekli sporcularını satranç politikasıyla ilgisi olmamasına rağmen mağdur ettiler.
Bu şampiyonada bile ne kadar kötü bir yönetim olduklarını gösterdiler. O kadar sporcumuz başa güreşirken teker teker yarıştan koptular. Neden?
İyi bir antrenör kadrosuna sahip olmadığımız için. Alt yapımız doğru ellerde olmadığı için. Alt yapıya kaynak ayırmadığımız için.
Gülkız Tulay söylediğinin tam tersine satrancımızı yok ediyor. Altımızı oyuyor. Utanmadan sıkılmadan yukarıdaki pozu veriyor.
Ne diyelim tarih en doğrusunu gösterecektir.
Ne yapılmalı?
Eğer TSF şimdiye kadar yaptığı hataları düzeltip iyi bir şey yapmak istiyorsa dünya çapında 2-3 eğiticiyi Türkiye’ye getirip hemen yerinde kamplara başlamalıdır. Eğer Yağız Kağan Erdoğmuş, Ferhat Kuru hocanın yanında iyi bir antrenörden de destek alırsa (Mikhail Gurevich gibi örneğin) hem bu yıl Dünya Yaş Grupları Şampiyonu olur, hem de bu başarısını Cemil Can Ali Marandi gibi defalarca tekrarlayabilir.
Umuyorum bu kadar saçmalık yaptıktan sonra bu federasyonun aklı başına gelmiştir. Bu büyük yeteneği de harcamazlar.
Yağız Kağan Erdoğmuş’u tebrik ediyorum. Eğer bu satırları okursa ona bir tek önerim var. Asla bir daha son turda anlaşmalı beraberlik yapma. Senin gibi büyük bir yeteneğin ardında böyle bir şey asla olmamalı. Sana bunu kim önerirse önersin dinleme. Git oyna! Sen şampiyonsun!