Denizli’de satranç katlediliyor…

Share Button

Anımsayanlar için bir kaç gün önce facebook sayfamda bir haber paylaştım. Denizli’de bir turnuvada yaşanan rezaleti anlattım. İki sporcunun gelmemesi nedeniyle ilk turda iki masada iki güçlü sporcunun hükmen kazandığını yazdım.

Tamımadığım bir kişi, facebookta bana ait başka bir sayfaya mesaj atmış, önce bunu paylaşmak istiyorum.

Çok yoğunum ama hem bu arkadaşa yanıt vermek hem de yaşanan başka rezaletleri de yazmak istiyorum.

Sayın Mahmut Demir, öncelikle “akritasyon” değil, akreditasyon. Ama biz o sözcüğü satrançta “kayıt olmak” olarak kullanıyoruz. Satranç turnuvalarında, yukarıdaki gibi oynanmadan dağıtılan puanların önüne geçmek için, kayıt kontrol denilen bir süreç yaşanır. Siz bir hakemsiniz. İl hakemisiniz. Size hakemlik seminerini veren kişinin bunu öğretmesi gerekirdi. Eğer turnuvada kayıt kontrol süreci varsa, bu tür hükmen kazançların (rakip gelmediği için alınan) yaşanmaması gerekir. Yine de olabilir. Aklınız daha fazla karışmasın diye yazmayacağım nasıl olduğunu, ama kayıt kontrol süreci hükmen mağlubiyetleri tam olarak engellemez. Ama en azından azaltır. Ben burada yaşananın hakem ihmalinden olduğunu biliyorum. Yani yarışma salonuna gelmediği halde iki sporcunun eşlendirmeye alınması büyük bir ihmal. Nasıl olduğunu bilerek yazıyorum. Yani bu sonuçlar hakemlerin işlerini yapmadığını gösteriyor.

Benim başkanlığım zamanında olsa bu olay bana kadar gelir, sorumlusu gerektiği şekilde uyarılır, tekrarı durumunda önce dinlendirilir, sonra da bu dinlenmenin sonunda tekrar gelişim seminerine girmeden kokart takamazdı. Size garip gelebilir, ama bu yönetimden önce satrançta liyakat, bilgi, yeterlilik gibi şeylere çok önem verilirdi. O nedenle şimdi verilmemesi bize biraz ters geliyor.

Mahmut bey burada hakemin büyük bir ihmali var ama sadece onun değil.

Başkan adına en büyük kabahat il temsilcisinin burada.

“İl temsilcisinin ne ilgisi var?” diye sormuşsunuz!

Onu da anlatayım efendim…

Önce ekleyeyim ki, il temsilcisi Ayşegül Akdeniz, bölge temsilcisi Ömer Gökçe, TSF Asbaşkanı Halil Hilmi Darı, TSF Başkanı Gülkız Tulay olmak üzere, aşağıdan yukarıya herkes sorumlu bu hatalardan.

İnsanlara liyakat ile görev vermeyen, facebook paylaşımlarına göre karar alan, illerde il hakemlerini, aday hakemleri, yetersiz olmalarına rağmen hakem yapan ve/veya görevlendiren kim varsa sorumlu. Bana göre en büyük sorumlu Gülkız Tulay ve Halil Hilmi Darı. Birincisi beni artık hiç şaşırtmıyor, ama ikincisi bizim zamanımızda çok iyi bu konuları bilmesine rağmen, nasıl oluyor da bugün bu işler böyle oluyor anlayamıyorum.

Mahmut bey, hakemlik zorla  yaptırılan bir görev değil. Ben 41 yıllık bir hakemim. “Nereden biliyorsunuz?” demişsiniz ya, anında anlarım hatanın yapıldığı yeri.

İl temsilcisiyle şu ilgisi var. Ayşegül Akdeniz, satrancı yeteri kadar bilmediği halde, “bana göre” sırf TSF başkanına olan yakınlığından dolayı o görevde olan birisi. Aksi takdirde iki olasılık olurdu… Daha önce de gördük bunları.

  1. Bu hatadan sonra çıkar istifa eder, ya da özür dilerdi. “Benim il temsilciği yönetimimde olan bu hatadan dolayı özür diliyorum” derdi. Çünkü artık sağır sultan da biliyor ki, Denizli’de düzenlenen turnuvalarda bir hakemler var, bir de onlara durmadan karışan Ayşegül Akdeniz. Olmaz beyefendi. İl temsilcisinin ne haddine hakemlere karışmak. Siz hiç futbol stadyumunda dolaşıp hakemlere karışan ve akıl veren, talimat veren birisini gördünüz mü?
  2. Ya da hiç bir işe karışmaz, verilen normlara, liyakatına, bilgisine göre ilde hakem ataması yapılırdı.

Bizim zamanımızda kimse hakemlerin işine karışmadı, karışmazdı da.

Son cümlenizi de yorumlayayım.

Neden böyle şeyler yazıyorum diye soruyorsunuz ya?

Ben satrancı çok seviyorum. Bu güzel sporun Ayşegül Akdeniz, Gülkız Tulay gibi kişiler tarafından mahvedilmesine de razı olamıyorum. Canım acıyor. Eğer Gülkız Tulay ve yönetimi, yani şahsi görüşüme göre Dünya Satrancının gelmiş geçmiş en kötü yönetimi, insanlara liyakat ile görev verseydi, böyle olmazdı. İl temsilciğinde bu işi doğru dürüst yapan birisi otururdu. Unutmayın kimse bedava görev yapmıyor. Bu konuda bizim devletimiz kadar bu görevlere destek veren bir devlet yok.

Mesela Denizli’ye çok yakın bir ilde yakın bir süre önce gelişim semineri yapılıyor. Biz şöyle bir duyum aldık:  Semineri veren MHK üyesi, adaylara diyor ki, “Siz elinizden geleni yapın kağıdı doldurun, gerisini biz hallederiz”…

Bir resim paylaştım facebookta bir kaç ay önce, adayların yüzünü kapadım. Başka bir ilde defter kitap açık sınav yapılıyordu. MHK’ye ilettim. Olayın kahramanı hala ortalıkta dolaşıyor.

İşte sonucu bu Mahmut Bey… Bilgisiz ve ilgisiz insanlar hakem oluyor ve sporumuz zarar görüyor…

Şimdi…

Ben zamanında sizin il temsilcisinin, ortalıkta dolaşıp her şeye karışan asbaşkanın, bölge temsilcisinin, hakemin, diğer hakemlerin işlerini bir kuruş almadan yapıyordum, siz bunu biliyor musunuz?

Sorunuzun yanıtı içinde gizli.

Ben bu konulara çok takıyorum çünkü Türk Satrancının bugüne gelmesinde çok ama çok büyük emeklerim var. Yaşamımda asla satranç sporunda haksızlığa müsaade etmedim, o yüzden tepki gösteriyorum. Size garip gelebilir, ama biz satranççıyız.

Herkes ya doğru dürüst iş yapar, ya da yaptıkları yanlışlarla meşhur olurlar.

Bu yazıda adı geçen (sporcular hariç) herkes bir gün gidecek! Hepsi hukuk önünde demokrasi önünde hesap verecek. Biz verdik, onlar da verecek.

Umarım istediğiniz yanıtı almışsınızdır.

Devam edelim…

Dönelim bugüne…

Aynı turnuva, aynı il! Aynı il temsilcisi, aynı hakem, aynı asbaşkan, rezaletler diz boyu….

S K A N D A L!!

gelen mesajı aynen paylaşıyorum. Bu kez başka bir kişiden..

Yine Denizli yine olay

Mesajı gönderen kişinin ilettiği not, hiç dokunmadan paylaşıyorum:

 

Başkanım, Denizli’den size gelen haber eksik kalmış, ben de ekleyeyim dedim…

Tura bir saat kala kendilerini telefonla aradıktan sonra eşlendirmeyi yayınladılar birinci masada Adamın cüzdanının altında telefon varmış, hakem sıfır puan verdi buraya kadar sıkıntı yok..

Fakat dün aynı şey birinci masada oldu, ceketin cebinde telefon vardı, itiraz geldi “değişen kurallara göre olamaz” dedi Ayşegül Hanım ve başhakem olabilir dedi geçti

Bugün sıfır puan alan başka bir adam itiraz etti, “burada herkeste telefon var neden sadece bir kişiye uyguluyorsunuz” dedi, “bakın ben de görüyorum bir sürü” deyip elle gösterdi

Ayşegül hanımla başhakem yerine oturtmuş adamcağızı…

Terslemişler sürekli, en sonunda “kontrol edin en az 7-8 masada daha var buyrun bakın” demiş, bakmadıklarında “bende de var” deyip kapalı telefonunu çıkarmış..

Ömer Afyoncu “bende de var” deyip çıkarmış ikisi de 0-0 aldı…

Diğer telefon olanlara bakmadılar..

Daha karışık bir mevzu daha var 4. Tur eşlendirmesine bakarsanız 0-0 var

İkisi de sıfır aldı Ömer Gökçe geldi ona da itiraz ettiler asbaşkan da vardı

karıştı ortalık , kural varsa herkese uygulansın diye itiraz geldi ama iplenmedi adam

Muhalif olduğu için lütfen yerinize geçin dediler başka bir şey demediler

Sedat yiğit “buyrun bakın buralarda da var” deyip bakmadılar en son kendisi çıkarttı “alın bende de var böyle iş mi yapılır” deyip adamına göre davranıyorsunuz diye çıktı bazı oyuncular da tepki olarak turnuvadan çekildi

Oyuncu itiraz etti lütfen yetinize geçin diyip Sedat Abiyi dikkate bile almadılar

Çok kötüler ya eşlendirmeyi bile 9:30 da koydular tur dün akşam bitti, arayıp sormasak onu bile koymayacaklar

Birinci masayı 5. Hamlede yenik saydılar itiraz yokken hakem gördüm dedi cm (aday usta) nin rakibini.diğerlerini görmezden gelince Sedat abi ve Ömer afyoncu protesto etti 0-0 aldılar.  Haklılar bir kural varsa adamına göre değil herkese uygulanmalı

Ömer afyoncu ve Sedat abi de çekildi turnuvadan şikayet edeceğim dedi ama asbaşkan burada zaten kimi kime şikayet edecek ?

Bu nedir yahu? Yani tiyatro gibi. 47 yıldır satrancın içindeyim ben böyle saçmalıklar duymadım.

Madem hakem var, il temcisinin adı nasıl geçiyor bu olaylarda? Ne haddine il temsilcisinin bu olaylara karışmak, kim o?

Kuralı neden herkese uygulamıyorsunuz?

TSF Asbaşkanı ortalıkta dolaşıyor, bunlara göz yumuyor, dilimizde tüy bitti söylemekten, ellerimiz nasır tuttu yazmaktan, hala bu insanlar ortalıkta dolaşıp görev yapıyor.

Yazık değil mi Denizli’ye?

Satrancın başkentini, Dünyanın en kötü satranç turnuvalarının düzenlendiği bir il haline getirdiniz.

Başta Gülkız Tulay olmak üzere bunun sorumlusu olan herkese söyleyeceğim tek şey, YAZIKLAR OLSUN!

Share Button