Ligler Tescil Edilmeli mi?

Share Button

Sporda şike kadar, şike dedikodusu da çok çirkin. Ancak bu iddia bir sporcu tarafından, canlı yayında herkesin izlediği sırada dile getiriliyorsa, bu konu araştırılmalı.

Türkiye İş Bankası Satranç Süper Liginden söz ediyorum.

Gerçi diğer liglerde de çok ciddi iddialar gündeme geldi.

Gelin önce bir iki hafta geriye saralım…

Kulüpler Şampiyonası – İkinci Lig – Birinci Lig

Gözümüzün önünde ikinci ligde ve birinci ligde 8 masada iki takım 10 dakika içinde beraberlik yaptılar. Bu garip değil, ama 30 hamleden önce beraberlik teklifi yapılamazken, şampiyonluk için oynanan bir maçta sporcuların 30 hamleyi apar topar oynaması akla önceden sonuç hakkında anlaşılmış olma olasılığını getiriyor. Düşünsenize 2200 ELO düzeyinde satranç oynuyorsunuz. 10 dakikada 30 hamle yapıyorsunuz. Aklından zoru olmalı insanın o kadar hızlı oynamak için. Üstelik bunu yan yana oturan sekiz kişi yapıyor. Sizce normal mi?

Daha önce kulüpler şampiyonasında karşılıklı oynayan iki takımdan birisinin birinci masası, diğerinin üçüncü masası maça çıkmıyor. Hükmen kazanan sporcular masa derecesi alıyor. Bunu da yazdık. İkinci ligde ve birinci ligde olan birkaç kötü örneğe karşı sesimizi yükselttik. Federasyondan konuyu araştırmasını istedik. Ama bırakın konuyu araştırmayı, TSF yönetimi o sırada en alt lige katılma hakkı olmayan bir takımı süper lige nasıl yamayacağını “hallediyordu”.

Bunu Süper Ligden bir gün önce yazınca, apar topar takımı ligden ihraç ettiler. Her şey gizli kapaklı oluyor TSF’de. Süper Lige takım yama yapıyorlar, yönetim kurulu kararları, teknik kurul kararları ilan edilmiyor. Süper ligden takımı ihraç ediyorlar, yine bir bilgilendirme yok. Aklımızla alay ediyorlar. Ben 12 yıl federasyon başkanlığı 12 yıl da FIDE’de üst düzey yöneticilik yaptım. Dünyada 100 federasyonun yönetimini size sayarım, hala birçoğuyla iletişimim var. Böyle rezalet görmedim.

Siz hiç futbol federasyonunun, basketbol federasyonun, atletizm federasyonun böyle gizli kapaklı karar aldığını duydunuz mu? Akıl alır gibi değil.

Bunları söylediğimizde ise, Gülkız Tulay’ın yanından ayrılmayan teknik kurul eski başkanı çıkıp bizi kınıyor. İnsanda biraz utanma olsa, seçimden önce kura torbalarına iki yıl üst üste oynamayan kulüpleri attığı için bu camiadan özür diler. İnsanın biraz yüzü kızarsa bir kulüp yöneticisine seçimden önce “taraf olan bertaraf olur” diye tehdit ettiği için açıklama yapar. İnsanda biraz vicdan olsa bölge ligi dağılan Trabzon’da bir kulübe yapılan kumpası, doğrudan lige alarak telafi eder. Saysam sayfalar yetmez. Bu arkadaş beni kınasa ne olur, kınamasa ne olur. Ben tek mesaj alıyorum bu durumdan “doğru bir şey yapmışım!“.

Gülkız Tulay o kadar kötü durumdaki yönetsel muhakeme gücü açısından, yönetimini bir kenara bırakıp bu kişilerle karar alıyor. Bunları satrançta bilgi sahibi sanıyor. Bunun nedeni de kişisel olarak satranca uzak olmasından dolayı. Onların ne yaptığını da geçmişte gördük. Olaydan haberleri yok. Teknik Kurul olarak, kulüplerin liglere katılıp katılmadığını bilemeyecek kadar bilgisiz ve basiretsizler. (Tabii iyi niyetli olduklarını var sayıyorum). O nedenle kınama konusunda yanıtım şöyle:  “TEŞEKKÜR EDERİM!“…

Konuya dönelim.

Süper ligde gerçekten müthiş bir mücadele oldu. Ligin ilk üç takımı aslanlar gibi yarıştı.  Onların arkasında olan takımlar da keza müthiş bir mücadele örneği gösterdiler. Bu takımların isimlerini sosyal medya paylaşımlarında dile getirmedik. Var olan çirkinliklerle anılmasınlar diye. Ben ilk üçe giren ve inanılmaz bir mücadele gösteren üç kulübü de tebrik ediyorum.

Süper ligin şampiyonu Beşiktaş Jimnastik Kulübü, İkincisi Türk Hava Yolları ve Üçüncüsü Hatay Büyük Şehir Belediye Spor Kulübü mükemmel bir yarış örneği verdiler. Bu kulüplerle bu yazının bir ilgisi yok. Onların mücadelesine saygı duyuyorum, şapka çıkartıyorum.

Ama aşağıda durum öyle değil. Ligin son iki turuna girilirken, son dört sırada çok ilginç bir tablo oluştu.

Aşağıdan yukarıya doğru; Karaman, Tarsus Zeka, Taş Duvar S.K. ve Sivas Varyant Spor Kulübü, Boğaziçi Üniversitesi S.K. düşme hattındaydılar. Boğaziçi Ü.S.K. Taş Duvar ile oynadığı maçı kaybederek düşme hattında kaldı. Sonuçta birileri düşecek spor bu, olabilir. Kaybedene geçmiş olsun kazanana tebrikler demek lazım. Ama aynı tur önemli bir maç daha oynanıyordu. Gökçeada S.K. – Tarsus Zeka S.K. Bilmeyenler için söyleyelim. Tarsus Zeka S.K., Gülkız Tulay’ın kulübü.

Tarsus Zeka maçı 4.5-3.5 kazandı. Bundan garip bir durum var mı? Kesinlikle yok. Tarsus Takımı zayıf bir ekipten oluşmuyor.

BİRDEN BOMBA PATLADI!

Ben maçları seyrediyordum. Selim Çıtak ve Can Arduman’ın mükemmel analizini zevkle seyrediyordum. Sonra Mustafa Yelken geldi ve yorum için Arduman’ın yanına oturdu. Ardından maçlarda şike olduğunu, Tarsus Zeka – Gökçeada maçının şike olduğunu söyledi.

Bu görüntü ekrandan iphone ile çekildi.

Ama hemen websitesinden silinmeden önce özgün görüntüyü indirdi dostlarımız.

Gelin daha iyi o görüntüyü seyredelim.

(tüm görüntüler TSF websitesinden alınmıştır – Silinmeden önce)

Şimdi buraya kadar durup düşünelim. Bir takımın kuvvetli bir takıma karşı ufak farkla da olsa kazanmasına şike diyemezsiniz. Buna şike demek için vicdansızlık lazım. Ama bir sporcu çıkıp, canlı yayında şike var derse, bunun cezasının 2 yıl men olduğunu bildiğine eminim, anında duruma el koymak lazım. Bu çok ciddi bir iddia, riskleri çok büyük. İncelemek lazım. Olayı ciddiye almak lazım.

Ben başkan olduğumda bu olay olsaydı, hemen benim olmadığım bir komisyon kurardım (takımlardan birisi benim takımım olarak görüldüğü için), sporcunun ifadesini bu komisyonda aldırır, elinde hangi belge ve bilgiler var diye bakardım.

Yok bu belge ve bilgiye dayanmıyor, tamamen kaybetme psikolojisi ile söylenmiş bir iftira ise, o sporcuyu tedbirli olarak ceza kuruluna sevk eder, durumu da kamuoyuna duyururdum. Bu süreci de en şeffaf şekilde götürürdüm. Ama Gülkız Yapar mı böyle doğru bir şey!

Neredeeee…

Ne yapıldı, bilmeyenler için söyleyeyim.

Canlı yayın kesildi!

Videolar silindi ve kaldırıldı.

Yahu siz deve kuşu musunuz? Başınızı kuma gömseniz de kabahatiniz her yerden görünüyor.

Ben şahsen o sırada şike olduğuna kesinlikle inanmıyordum. Ama canlı yayın kesilip, videolar silinince insanın aklı karışıyor. Kıymetli okuyanlar siz ne düşünüyorsunuz? Hiç mi aklınıza kurt düşmüyor.

Tekrar altını çizmek istiyorum. Haksız, mesnetsiz, aslı astarı olmayan şike iddiası ile şike yapmak arasında benim için çok büyük fark yok. FIDE’de yıllarca bununla mücadele ettim. FIDE Hile Engelleme Prosedürlerindeki haksız iddiada bulunana 6 ay men cezası verilmesi maddesi de benim ısrarımla konulmuştur. İlgili toplantı tutanaklarında bulup gösterebilirim. Şike yapmak kadar, insanları şikeyle suçlamak da iğrenç bir suçtur. Ama şike iddialarının üzerine halıya pislemiş kedi gibi kum atmak doğru değil.

Bir ligde şampiyon olmak kadar, kalabilmek de büyük bir olaydır. İTÜ S.K. olarak geçen yıl düştük biz ligden, küçük bir farkla… Kıl payı düştük. Bildiğimiz çok şey vardı ama ağzımızı açmadık. Gelemeyen çok güçlü yabancı bir sporcumuzun son anda gelmekten vazgeçmesine bir neden aramadık. Bu durum bize çok garip gelse de, başka bir yedeklemeyi düşünmemeyi hatamız olarak değerlendirdik. Ama şunu da söyleyeyim, hakkımız olan 5.000 TL Eğitim Desteği verilseydi kesinlikle düşmezdik. Bu yıl bu desteğin, katmerli olarak Tarsus’a Başkanın iki kulübüne verilmesi haksız rekabet oluşturmuştur. O nedenle bunlar olduğu zaman, “bana ne ya benimle ne ilgisi var” dersen, düştüğünde bugünkü travmayı yaşarsın. Bir gün adaletsizlik dönüp gelip, susanlara toslar.

Her düşenin ligde kalan bir takıma çamur atması çirkinlik olur. Ama atılan bir çamur varsa bunu temizlemek yerine iyice çamura bulamak da sorumlu olanların çirkinliği. Bunu kabul etmek mümkün değil. Bu ligin bir marka değeri var. Gülkız Tulay yaratmadı o marka değerini. Onun harcamasına da müsaade etmeyeceğiz.

Ardından, 6 Ağustos 2017 günü 13ncü tur oynandı. Bu turdan önce Boğaziçi Ü.S.K. artık kesin düşmüştü. Ancak bu turda Sivas Varyant Spor Kulübü eğer kazanırsa, ya da Karaman Belediyesi Spor Kulübü – Tarsus Zeka’ya karşı kaybederse Sivas ligde kalabilecekti.

Aranızda hiç “Sivas’ta satranç bugüne nasıl geldi bilen var mı?” merak ediyorum. Prof.Dr.Zeynep Sümer ve Prof.Dr.Haldun Sümer oğullarının satranç aşkına, satrancın az olduğu Sivas’ta mucizeler yarattı. Gün Sümer’i gördüm süper ligde. Şimdi size söyleyeyim, bu Varyant Satranç Spor Kulübünün arkasında da Sümer ailesi maddi ve manevi olarak duruyordur. Ne emekler verilmiştir. Sponsor bulmak için ne kapılar aşındırılmıştır. Yöre yarışmalarından başlayan uzun soluklu bir mücadele sonucunda 3 lig çıkıp, Süper Lige yükseleceksin. Tarihte ilk kez Sivas’ın bir takımı olacak.  Sonra bu kadar söylenti arasında düşeceksin.

Gün Sümer, saygın akademisyenler olan anne ve babasının yolundan gidiyor. Umarım yaşamında başarılı olur. Facebook sayfasında şu paylaşımda bulunuyor, 13ncü turdan önceki gece…

Taleplerin bir kısmının satranç kurallarına uygun olmadığını söyleyebilirim. Bir bölümü ise resmen hak! Ama reddediliyor. Hakem arkadaşlarımızın doğru karar verdiğine yürekten inanıyorum. Kararı görmediğim için daha fazla yorum yapmayacağım.

Bunu paylaşmamın nedeni şu. Olay sadece Mustafa Yelken’in şahsi isyanı değil. Yani bir anlık galeyana gelip can havliyle haykırmak değil. Bakın Gün Sümer, haykırıyor, “bizi düşürüyorlar” diyor. Aklımız daha da çok karışıyor.

Diğer düşen takımın zaten düştüğü için sessiz durduğunu düşünmeyin. Onlar travma sıcak ve acı taze olduğundan şoktalar. Ama o konuda da gerekli makamlara sunulacak hezeyanlar var.

Bilgiler bana akmaya devam ediyor. Hala anlamakta zorluk çekiyorum. Bu kadar basit ve şeffaf durmak sadece doğruyu söylemekle yönetilebilecek bir krizi nasıl büyütüyorsunuz Gülkız Hanım?

Mahvettiniz satrancı, şu duruma bakın. Ülkemizin en büyük şirketinin ana sponsoru olduğu bir ligde şike iddiaları var ve siz başınızı kuma sokuyorsunuz.

Ben her türlü ayrıntıya dikkat eden bir insanım. Kimsenin görmediği şeyleri görebiliyorum. Örneğin 12nci tur sonunda yayınlanan sıralamada, alakasız olduğu halde Varyant Spor Kulübünün altı puanlı kulüpler arasında en üstte gösterilmesi ne kadar tesadüf olabilir. Diğer iki kulüp Tarsus ve Karaman, daha oynamamışlar. Ama Varyant aralarındaki maça göre (Tarsusla berabere kaldığı halde ve Tarsustan daha kötü averajja sahip olduğu halde) en üstte gösteriliyor. Sorarım kardeşim! Normal değil bu! 3 takım birbirleriyle oynamadıysa sen bu kriteri nasıl kullanıyorsun eşitlik bozmada, kullanıyorsun neden yanlış gösteriyorsun. Sorarım ben! Mutlaka açıklaması vardır. Ama algı şu olur. Hepimizdeki algı. Eğer Tarsus ve Varyant birlikte kaybederlerse Varyant yukarıda kalacak! Ama ben yemem onu. Görürüm o nüansları ben.

Daha durun bitmedi. Şimdi varsayın ki, Kayseri’nin çakma roketi benim yazıma gerek kalmadan 2-3 ay önce lige alınmasaydı. Bu yer iyi bir takım için kullanılsaydı. Aynı şey olur muydu? Yani bu zayıf takım ihraç edildikten sonra, 2 takım düşüyor ya. Zayıf takım yerine çok güçlü bir takım olsaydı, sonuç kesinlikle farklı olurdu. 11nci takım hangisi ligde?

Midemiz bulandı, kafamız karışık. Hepimizin. En büyük nedeni de, zayıf bir olasılıkla belki de hiç bir kabahati olmadığı halde beceriksizliğinden dolayı bu olaylara neden olan, süreci yönetemeyen bu felaket kötü yönetimin başını kuma sokması.  Ama sonuçta kabahatleri büyük. Öyle ya da böyle.

Gülkız Tulay!, bu ligi şaibeden kurtarın. İstifa mı edersiniz ne yaparsanız yapın! Siz yapmazsanız artık biz harekete geçeceğiz. En yakın destekçilerinizin bile bir sabrı olduğunu unutmayın.

Bir sosyal medyada söylenenler var, bir de söylenmeyenler var. Bana gelen çok özel bilgiler ve iddialar var. Bu iddiaları Bakanlık olayları araştırdığında ilgili kişilere, geldiği kaynakların isimleriyle aktarmaya hazırız. Hukuka saygılı olmak lazım.  Ben umut ediyorum ve inanıyorum ki, bu şike söylentileri asılsızdır. Ama beni rahatsız eden şey, sanki gizlenecek bir şey varmış gibi, bir sporcu iddiada bulundu diye videoların web sitesinden silinmesi, canlı yayının kesilmesidir.

Saklayacak bir şeyi olmayan insanlar bu türlü işlere girmez.

Ben liglerden düşen takımların, bu iddia yapılmışken tescil edilmesini doğru bulmuyorum.

Gülkız Tulay’ın Süper Ligi ve tüm ligleri bu iddialardan temizlemesi gerekir. Bunu federasyon bünyesinde halletmek en doğrusu olurdu. Kirli çamaşırları başkalarının görmemeleri. Ama öyle anlaşılıyor ki, böyle bir kötü yönetim oldukça başka bir yol yok…

Bu olayda Sümer Ailesine- Sivas Varyant S.K.’ne, sevgili Arno Garabetyan ve B.Ü.S.K.’ne, kıymetli sporcularına geçmiş olsun diyorum. Ama sanırım genel kurulda ellerini kaldırıp bu felaket yönetimi aklarken ve atamalarını yaparken hata yaptıklarını artık kabul ediyorlardır. Ne yaparsak onu buluruz. Bakalım başka kimlerin başına ne gelecek?

Bakalım zaman neler gösterecek?

Not: Sevgili IM Can Arduman lig boyunca mükemmel bir performans gösterdi. Ödüllü sorular, canlı yayın kalitesi olağanüstüydü. Keşke olanak olsa da, Dünya Kupası, Avrupa Takımlar Şampiyonası, Olimpiyatlar gibi organizasyonlarda Arduman’ın canlı performansını izleyebilsek. Bu talihsiz olayda Can Arduman’ın sağduyusu ve serinkanlılığına hayran olduğumu söylemeliyim. Mustafa Yelken’in konuşmasına en doğru yanıtları verdi. Telaşlanmadı, sağduyulu davrandı. Kendisine şahsen satranç adına bize mükemmel bir şov yaptığı için teşekkür ediyorum. Yüreğine, diline sağlık. Can, satranç izlemeyi zevk haline getiren bir sihirbaz.

Ülkemiz satrancında böyle bir usta olması büyük şans. Her genç sporcu kendisine örnek almalı.

Share Button