MHK’de Değişiklik…

Share Button

Merkez Hakem Kurulunda değişiklik oldu ve 2012-2016 döneminde görev yapan FA Dr.Olgun Kulaç görevinden ayrıldı. MHK Başkanlığına IA Doç.Dr.Güran Ünal atandı. Ayakta alkışlıyorum. Satranç tarihimizin hakemlik açısından bırakın “kötü yönetilme” ifadesini, utanılacak bir dönemiydi 2012-2016 dönemi.

Giden…

Bir kişi dört yıl yürüttüğü bir görevi bıraktığında olağan koşullarda kendisine teşekkür etmek gerekir. Her insanın iyi ve kötü kararları, doğruları ve yanlışları olabilir. Ama Olgun Kulaç’a teşekkür etmiyorum. Bu dört yıl boyunca hakemliğimiz o kadar geriledi, o kadar yanlış ve yüzümüzü kızartan hatalar gördük ki, satranç tarihi asla bu utancı unutmayacak. Ben Olgun Kulaç’ın dönemini satranç adına, hakemlik adına sadece kötü yönetilen bir dönem değil, gördüklerimizle bizleri utandıran bir dönem olarak adlandırıyorum.

Hakemlerin tarafsızlığının yok olduğu, yönetim kurulu üyelerinin başhakemi turnuva sırasında arayarak kararını değiştirmesi için baskı yaptığı ve bunu sağladığı, akla ziyan hakem hatalarından sonra başhakemin çıkıp “sıfır hatayla turnuva yönettik” dediği, bunun üzerine olimpiyatlarda görevlendirilerek ödüllendirildiği, Gülkız Tulay’ı politik olarak destekleyen il temsilcilerinin kızlarının, oğullarının roket hızında aday-il-milli hakem olarak görevlendirildiği, sadece il temsilcilerinin çocukları değil, çocuğunun sözlüsünün bile hakem olarak aynı turnuvada görevlendirildiği, kulüplerin turnuvalarına-aynı kulüplerin görevlilerinin hakem olarak atandığı gibi; spora, sportmenliğe, tarafsızlığa, hakemliğe asla yakıştırılamayacak yanlışlar yapıldı.

MHK, Gülkız Tulay’ın bir dönem daha görevde kalması için delegelere ulaşmasına en büyük araç oldu.

Daha önce defalarca belirttiğim gibi, bir sporda federasyon oluşumunun ardındaki en büyük akademik ve bilimsel gerekçe hakemlik kurumudur. Sportmence yarışın gerçekleştirilebilmesi için hakemlik müessesinin tarafsız ve adil şekilde işletilmesi gerekir. KULÜPÇÜLÜK 15 Temmuz 2015

Maalesef Olgun Kulaç döneminde bu yıkıldı. Gülkız Tulay’ın ekip oluşturup yazdırdığı tarih kendisini nasıl anımsar bilemiyorum, ama ben hakemlik açısından utançla anımsayacağım 2012-2016 dönemini.

Bu dönemin satrancımıza verdiği zararları bugün görüyoruz, yarın görmeye devam edeceğiz, ileride de göreceğiz.

Liglerde yükselen-düşen takımları etkileyen, yaş grupları havuzlarına giren sporcuları değiştiren, sporcunun adalete güveninin zerre kadar kalmadığı bir dönem bitti diye umut ediyorum.

Ben Olgun Kulaç’a teşekkür etmiyorum! Kendisini bu dört yıldan dolayı kınıyorum. Daha önce defalarca yazdığım gibi, Dr.Olgun Kulaç bir satranççı, Gülkız Tulay gibi satrançla ilgisi olmayan ve bu koltukları abesle iştigal eden kişiler koltuklarından kalktıklarında kendilerini kimse anımsamayacak, ama Olgun Kulaç’ın Türkiye Satranç Hakemliği kurumuna verdiği ve iyi niyetli hatadan daha çok “kasıtla açıklanabilecek” olan zarar asla unutulmayacak! Her daim anımsatacağım!

Gelen… 

Gülkız Tulay’ın Teknik Kurula yaptığı çok doğru atamanın ardından, MHK’ye de aktif hakemlerimiz arasında en iyilerinden birisi olan, dünyanın önde gelen satranç hakemlerinden birisi olan Doç.Dr.Güran Ünal’ı ataması beni mutlu etti. Bunu hakemlik kurumumuzun kurtuluşu açısından bir umut olarak görüyorum, o nedenle alkışlıyorum.

IA Güran Ünal, adilliği ve satranç hakemliği bilgisi konusunda herkesin takdirini kazanması gereken bir isim. Enkaz aldı demek ne kadar doğru bilemiyorum. Çünkü enkazın pisliği temizlenir, yerine yeni bir yapı kurulabilir. Türk Satrancında enkaz haline gelmeyen ne kaldı ki, hakemlik olmasın. Ancak Güran Ünal’ın devraldığı şey, ahlaki olarak asla kabul edilmeyecek (örneğin il temsilcilerinin çocukları, sevgililerinin birlikte aynı turnuvaya atanması, politik nedenlerle delegelere yakın isimlerin hızlı şekilde görevlendirilmesi , terfi ettirilmesi, atamalarda “ADALET” mevhumunun kalmaması v.b.) yanlışlar nedeniyle enkazdan da kötü. Sanki bir yere atom bombası atılmış gibi düşünün, bilmem kaç yıl radyasyonu temizlenemeyecek gibi… Güran Ünal’ın aldığı bu… O da bunu biliyor olmalı ki, ilk yaptığı eylemlerden birisi kriterlerini yayınlamak oldu. Kriterlerin altında MHK değil, MHK Başkanı imzası olduğunun altını çizmek istiyorum.

Gelin birlikte Güran Ünal döneminde uygulanacağı MHK Sayfasında ilan edilen kriterlere göz atalım…

 

Sıralama önemli mi bilemiyorum ama bu kriterlerle ilgili düşüncemi dile getirmek istiyorum.

  1. İLKELER OLMASI GÜZEL: Öncelikle eleştirilecek olsa da kriterlerin olması, “ilkesizlikten” her zaman daha iyidir. Bu nedenle Güran Ünal’ın kriter koymasına olumlu bakmamız gerektiğini düşünüyorum. Tamamen satranççı olarak kurduğum mantıkla söyleyebilirim ki, Güran Ünal bunları geçmişte olan rezaletler olmasın diye ilan etmiş olabilir. Belki de görevi kabul etmesinin bir koşulu bu olabilir. Olgun Kulaç döneminde MHK ve hakemlik kurumu o kadar dibe vurdu ki, enkaz olarak bile göremediğim bu dönemden sonra, bu “ateşten gömleği” giyecek bir kişinin, “Güran Ünal gibi, dünya çapında bir hakem olmasına karşılık Olimpiyatlara TSF’nin MHK’si tarafından değil, FIDE MHK’si tarafından davet edilen birisinin” bu görevi kabul etmesi büyük cesaret. O nedenle bu kriterlerin bir pazarlık parçası olabileceği gibi bir varsayımım var. Kimseden duymadım, tamamen kendi kendime uydurduğum bir varsayım. Güran Ünal ile son kez Bakü’de Olimpiyatlarda karşılaşmış, nezaketen el sıkışmıştık. O nedenle sakın kendisiyle görüştüğümü düşünmeyin. TSF’de aktif görevde olan kişilerle görüşmemek için özellikle gayret gösteriyorum.
  2. İLKELER NE KADAR DİRENEBİLECEK? Bakalım Güran Ünal’ın ilkeleri, Gülkız Tulay’ın koltuk sevdası ve satrancı, kurallarını, tarafsız hakemliği umursamaması karşısında ne kadar direnebilecek. Bunu özellikle merak ediyorum. Gülkız Tulay gibi dünyanın en kötü federasyon yöneten başkanı bu kriterleri bence çiğ çiğ yer. Göreceğiz… Benden söylemesi… Aha buraya yazıyorum. (elimi ıslattım masaya sürdüm)
  3. KRİTERLERDE YETERLİLİK YOK! Güran Ünal’a bütün iyi niyetimle “satranç bu kriterlerin neresinde?” diye sormak istiyorum. Ben satranç kelimesinden söz etmiyorum o da yok ama satranç hakemliği bilgisinden söz ediyorum. 2012 – 2016 dönemlerinde yangından mal kaçırır gibi hakem olan binlerce kişi bu görevlerinde yeterli mi? Bu kriterlerin içerisinde yeterlilik neden yok? Son madde olan “gelişim ve yenileme seminerlerine katılım durumu” her ne kadar buna dair bir ipucu veriyorsa da, o kadar kötü hakemler var ki… Devam mı edecekler bunlar? Bence tüm hakemlerin bilgisi gözden geçirilmeli… Başhakemlik yapıp “3 kez konum tekrarıyla beraberlik kuralını -Madde 9.2.” bilmeyen kişiler gördük biz yakın zamanda… En önemli ve ilk sırada göze alınması gereken kriter “bilgi olarak yeterlilik” olmalıdır.  Maalesef bu yok kriterlerde.
  4. YANLIŞLAR: Kriterlerde yer alan “hakemlik vize durumu” bir kriter olmamalı aslında, ama Olgun Kulaç döneminde öyle fecaat durumlar yaşandı ki, örneğin önce atanıp sonra hakemliğini vize ettiren kişiler oldu ki, bu kriterler arasına yazılmış. Yoksa zaten vizesi olmayan hakemlik yapamaz. Ama ne kadar kötü ve utanç verici bir dönem yaşadığımızı görün! Koruma olarak yazılmış bu. Olmasa da olurdu yoksa.
  5. TARTIŞMA: Bazı ilkeler tartışmaya açık. Güran Ünal ilkelerinde çok mantıklı bir yöntem koymuş. Yine satranççı olarak kendimi yerine koymaya çalışıp uydurduğum, tamamen varsayımsal bir mantıkla okuyorum kriterlerin bir maddesini:  “İline aktif hakemlik katkısı”… Yani, bundan şunu anlıyorum. İllerde ilk aşamada müdahale etmek imkansız. Gülkız Tulay yönetiminin adaletsizliği nedeniyle, il temsilcilerinin politik olarak illerdeki hakemlik atamalarını kötü ve taraflı yönetmesi nedeniyle, illerde artık hakemlik müessesi bitti. Örneğin, açın bakın… Mersin İl Temsilcisinin kızı hem ilinde hem de Türkiye genelinde kaç kez atanmış? Aynı durum için Kayseri İl Temsilcisine bakın? Eskişehir’e, İzmir’e, Karaman’a, Antalya’ya, Ankara’ya, Uşak’a, Tekirdağ’a, Denizli’ye bakın. Bir kaç dokunulamayan ve bizim dönemimizden kalan il temsilcisi dışında tamamen olayın suyu çıkmış durumda. NEYİ TARTIŞIYORUZ? Bu kriter olayı düzeltmiyor. Ancak, bu adaletsizliği ulusal şampiyonalara yansımasının önüne bir bariyer koyuyor. Bir anlamda problemli illerde lokalize etmek için alınmış bir önlem. En azından ulusal ve uluslararası görevlendirmelerde ben doğrusunu yapmaya çalışayım diyor. Ancak bu mümkün mü? Yani illerde bir hakem çok görev alıyorsa, bu o hakemin iyi olduğundan kaynaklanmıyor. Mersin, Kayseri örneklerinde olduğu gibi nepotizm almış başını gitmiş. Bu durumda sen nasıl koruyacaksın gerçekten iyi olan ama ilinde il temsilcisi istemediği için görev alamayan hakemin hakkını? O kadar çok iyi hakem adayı var ki. On kez daha iyiler. Satrancın içinden gelmişler. Yeterliler, kurallara hakimler, ama il temsilcisi hegomanyasını kıramıyorlar. Ben Mersin’i örnek verdim, siz istediğiniz ile bakın. Bana bunu anlat hocam! Bunu nasıl düzelteceksin, kaynağı bozuk bir nehri nasıl temizleyeceksin. Ama dediğim gibi kanser olmuş olay, radyasyon yüzyıl temizlenemeyecek şekilde sarmış etrafı. Kişiler için doğal bir durum olmuş artık bu. O nedenle, ilkeleri bu açıdan eleştiriyorum, ama ardındaki aklı da okuyorum. Umuyorum Güran Ünal bu sorunu “pratik kararlarla” çözebilir.
  6. YAZILI GÖRÜŞ VE ÖNERİ: Bir başka kriteri de okumak lazım dikkatlice. “İl Temsilcilerinin görüş ve önerileri (yazılı olarak)“… Çok takdir edilecek bir ilke… Merak ediyorum ben şimdi bir il temsilcimiz kızını ya da oğlunu nasıl yazılı olarak önerebilecek? Gerçi vicdan bir kez çürüdü mü umursamaz ama en azından altında imza olması lazım. Çok zekice bir önlem. Ama  politik bir zeka. Yani “bak bana önerilen budur” diyebilmek için. Haksız değil kuşkusuz ne yapsın başka…
  7. EKSİK OLAN: Ben il temsilcileri ve kulüpleri hakemlik atamalarına ve kurslarına politik müdahalelerinin, haksız atamaların, TSF YK üyelerinin bu işlerde etkin olmasının önünün bu kriterlerle kesilemeyeceğini düşünüyorum. İllerde hakem atamaları haksızlığı aynı şekilde devam edecek. Kim bilir, belki bu konuda yapılan görüşmelerde istenilen ama kabul ettirilemeyen hususlardan birisi de buydu. Bakalım görelim, belki de bizim anlamadığımız başka durumlar da vardır.

Genel olarak baktığımda, Gülkız Tulay’ın yeni yönetiminin bu MHK atamasını takdir ediyorum ve alkışlıyorum. 2000 yılında oyların çoğunluğunu alarak dört aday arasından başkan seçilmemin ardındaki en önemli neden benim iyi bir hakem ve ülkemizdeki hakemlerin çoğunluğunun hocası olmamdı. Bugün görev yapan ve görevden ayrılan (bana utanç veren 2012-2016  döneminde MHK başkanı olan Olgun Kulaç dahil) bir çok hakemin ya hocasıydım, ya hocasının hocasıydım ya da onların hocalarının hocasıydım. Yani doğrudan MHK’den gelen, hakemliğim konusunda kimsenin tartışamayacağı yetkin biri isimdim. Buna rağmen 12 yıl boyunca bir tanesi hariç, hiç bir MHK toplantısına katılmadım. Hakemlik görevini içeride dışarıda kabul etmedim. FIDE’nin en iyi hakemlerinden birisi olmama karşılık ve FIDE Asbaşkanı olmama karşılık göev kabul etmedim, MHK’ye müdahale etmedim. Bunun nedeni yeterliliğim olup olmaması değildi. Çünkü ben vicdanen rahat edemezdim. Sadece satrancı sabote etmek isteyen kişileri veto ettim. Kendileri de biliyordu. MHK’den istediğim şey, hakem atamalarında illere görevlendirme yaparken bu görevlendirmelerde illerin lisanslı sporcu sayısını göz önüne almalarıydı. İllerde aday hakemlerin göreve çağrılıp çağrılmadığını denetlemeleriydi.  Bir o dönem vardı, bir de 2012-2016 utanç dönemi.

MHK bir federasyondaki en önemli kuruldur bana göre! Seçim sonucunda bütün kurulların görevi otomatik olarak biter, ama MHK bir sonraki atamaya kadar görev yapmaya devam eder. Çünkü spor federasyonun olmasının nedeni tarafsız hakem ataması zorunluluğudur.

Ben MHK Başkanının bu kurulla da işinin zor olduğunu düşünüyorum. Düşünün kurulda olan Mustafa İmamoğlu’nun, 2016 Türkiye Küçükler Şampiyonasında eşi ve kız kardeşi kendisi görevliydiler. Şimdi bunu kendisi için kabul eden birisinin, 2016’da hakemi arayarak karara müdahale ettiği dilden dile dolaşan birisinin, olduğu bir kurulun aldığı karar ne kadar içimize sinebilir? Ne kadar güvenebiliriz tarafsız bir karar olduğuna? Satranç hakemliği de hakem ataması da vicdani kabul gerektirir.

IA Güran Ünal ateşten gömlek giydi, umarım başarılı olur. Hayırlı olsun!

Share Button