Vicdan azabı en güçlü duygudur.
Vicdan azabı insanoğlunun sahip olduğu en güçlü duygudur. İnsanoğlu ne zaman vicdan azabı çekmeyi unutursa o zaman insanlıkla da ilgisi kalmaz.
Vicdan azabı başka birisinin çektiği acıya neden olmaktan dolayı duyulur. Empati kurmak gerekir. Başkasının yerine kendini koymakla ilgilidir.
TSF’nin başkanı değişmeyen yeni yönetimi Ocak ayı sonunda Türkiye Küçükler Şampiyonasını ve Türkiye Yıldızlar Şampiyonasını Antalya’da aralarında yaklaşık olarak trafiksiz 45 dakika mesafe olan iki merkezde düzenlendi. Akıllara zarar, “yahu insan nasıl böyle bir şeyi yapar?” dedirtecek kadar vicdan sızlatan olaylar yaşandı.
Örneğin veliler vardı… bir çocuğu yıldızlarda, bir çocuğu küçüklerde oynayan. Antrenörler vardı, satranca zaman ayırıp sporcularını çalıştırması gerekirken yollarda, bir oraya bir buraya savrulup perişan olan, sporcularına yetişemeyen.
Kuşkusuz, 2017 Türkiye Küçükler Şampiyonası ve Türkiye Yıldızlar Şampiyonası, tıpkı 2016, 2015 ve 2014’te olduğu gibi rezalet organizasyonla anımsanacak.
Birileri “ne muhteşem turnuva yaptık” “dillere destandı” “şölendi” diyebilir, ama siz bu işin ustasını dinleyin. Benim zamanımda böyle bir organizasyon yapsalardı kulaklarından tutup denize atardım onları.
Tabii organizasyonda tek sıkıntı konaklama ve ulaşım mesafeleri değildi. Servislerde ciddi sorunlar çıktı. Bu süreler yüzünden turlara zamanında yetişemeyen sporcular, yetersiz servis yüzünden araç beklerken turu kaçırma riskini yaşayanlar, bu nedenle geç başlayan turlar vardı.
Örneğin yıldızlar şampiyonasında (başka gruplarda da oldu) 15 yaş kadınlar 2nci tur eşlendirmesi 22 Ocak 2017 günü akşam saat 22:00 sıralarında ilan ediliyor, ilk ilan edilen eşlendirmede 2.turun başlama saati olarak 23 Ocak 2017 Saat 16:00 görünüyordu. Ama gece yarısı eşlendirme saati değişiyordu. Sporculara haber verilmiyordu. Sporculardan bazıları tur başlama saatinin sabah 10:00’a alındığını sabah saat 09:45’te tesadüfen öğreniyordu.
Gülkız Tulay yönetimi bu.. Olmasa şaşardım.
Ne diyorduk?
Vicdan azabı en güçlü duygudur, vicdanı olanlar için…
İTÜ Spor Kulübünün 2 yetenekli sporcusu, ülkemizin yetenekli onlarca sporcusundan ikisi bu şampiyonada yarıştı.
WCM Sude Hereklioğlu 15 yaş kadınlarda, Emirhan Tarlabaşı 14 yaş açık kategorisinde.
Bu çocuklar sırf İTÜ’de oynadıkları için son 3 yılda büyük sıkıntılar çektiler.
Kamplara çağrılmadılar, mağdur oldular. Emirhan Tarlabaşı, “dışarıda kalırsa daha iyi oynar” mantığıyla geçen yıl kamplara alınmadı.
Sude’nin yaş grubunda başka kulüplerin başka sporcularına tanınan bazı özel olanaklar Sude’ye tanınmadı.
Diyeceksiniz ki, “İTÜ satranç takımı senin takımın ondan onları yazıyorsun”…
Evet ben onları biliyorum, birebir yakından izliyorum. Ama sadece onlar değil, geçmişte İTÜ’de oynayan başka yetenekli sporcularımız da mağdur oldu.
Ama aynı durum Tarsus Zeka Satranç Spor Kulübü için olmadı, ilginç değil mi sizce?
Ben sporcuların politikadaki gaddarlıktan mağdur olmasını anlayamıyorum. Hangi kulüp, hangi sporcu olursa olsun, hepsi bizim sporcularımız, bizim çocuklarımız.
Siz Betül, Kübra, Mustafa, Emre, Dragan veya Barış başarılı olduğunda hangi kulüpten olduğunu umursuyor musunuz?
Ama nedense bütün haksızlıklar belirli sporculara oluyor.
TAMAMEN TESADÜF…
Her neyse….
İster al takıma ister alma, ister kampa çağır ister çağırma, yetenek varsa engel olamazsın kardeşim…
Çatır çatır şampiyon olurlar, oldular.
Ali Nihat Yazıcı saçmalıyor canım, yok öyle taraf tutmaya da kayırma…
Tamamen tesadüf yanlışlıklar..
Bakın bir tesadüf daha.
Turnuva sonucunda basın bülteni yayınlanıyor.
SUDE HEREKLİOĞLU yok isimler arasında.
T A M A M E N T E S A D Ü F…
Turnuva sonucunda basın bülteni yayınlanıyor.
Emirhan Tarlabaşının ismi, basında Emirhan Tarla diye yer alıyor.
T A M A M E N T E S A D Ü F…
Bütün bültende iki hata var, ikisi de İTÜ Sporcularına yapılıyor…
T A M A M E N T E S A D Ü F…
Bakın ben size şöyle bir mesaj vereyim…
Bir sporcuya yapılacak en büyük haksızlık o sporcuyu hakem oyunları, basın bültenleri, haksız kamplara göndermek şeklinde KAYIRMAKTIR!
Neden?
Sporcu değer yargılarını kaybederse satranççı olamaz.
Doğruyu yanlışı ayıramazsa bu oyununa yansır.
Sevgili veliler, siz siz olun sakın çocuğunuza böyle haksız bir kayırma durumunu kabul etmeyin.
Birileri kulüpçülük yapsa da, bir federasyonda belirli sporcular kayrılsa da tahtada adamı duvara çakarlar! Orada yetenek var, ama başkan, veli, kulüp, kayrılan sporcu sıfatları yok…
Hakem hataları, organizasyon arızaları, yönetim sıkıntıları eksik olmuyor.
Sporcu ve veli çekiyor, başkan ve ekibi de resimlerde poz veriyor.
Bir sonraki yazımda başka hataları da göz önüne sereceğim.
Devam edecek…