Sıfır Hataya Olimpiyat Ödülü
42. Satranç Olimpiyatları Bakü’de devam ediyor. 3.turda hem açık hem kadın kategorisinde ulusal takımlarımız maalesef kaybetti. Ancak, daha yarışın çok başındayız. Takımlarımızla sonuç ne olursa olsun iftihar ediyoruz. Sporcularımızın giydiği kıyafetler, Tromso’yla karşılaştırıldığında mükemmel görünüyor. Anımsarsanız, Tromso’da paralel müdahalesiyle logodan bayrağımız çıkartılmış, gösterdiğimiz reaksiyon sonucunda TSF altı tane logo alternatifi koyup eski logoyu da yanına koymuştu. Sonucu asla açıklanamayan bu kamuoyu yoklamasında TSF’nin 6 logosu %10 bile oy alamadı. Ali İpek ağabeyimizin anısına saygı gösteremeyen insanlar yanıtını saygın camiamızdan aldı. Logomuzu kurtardık en azından. Hani Ali İpek’in ismini kullanıp, kendisini unutanlar vardır, arada anımsatalım duvara bir çivi çakalım dedik!!
Bakü’de tarihimizin en güçlü ulusal takımlarıyla oynuyoruz. Organizasyon mükemmel. Mükemmel kelimesinden daha iyi bir kelime olabilir mi bilmiyorum. Varsa onu da kullanabiliriz. Harika, harika, harika… Azerbaycanlı kardeşlerimize büyük alkış, bravo…
Tabi ülkemiz sadece sporcularımızla temsil edilmiyor. Her türlü olaya anında ve çok derinden müdahale eden delegasyonumuz burada. Yani o kadar özeller ki bu konuda söyleyecek sözcük, takdir etmek için sözcüklerin bir araya gelmesiyle oluşabilecek bir tümce yok. Bugün salonda delegasyonumuzu gördüm. Pozisyonlara hakimiyetleri, değerlendirmeleri, uzaktan bakıp yaptıkları yorumla inanılması güç bir o kadar da tarifsiz bir durumdalar. Emin olun katılan 180 ülkenin arasında böyle bir ikinci delegasyon bulmanız olanaksızdır. İletişim kabiliyetleriyle eşsiz delegasyonumuzu bırakıp, bizi resmi olarak temsil eden hakemlerimize de değinmek istiyorum. Biliyorsunuz, bu hakemlerin arasında “sıfır hatayla” hakemlik yaptıklarını yarışmadan sonra ilan eden, bu dünyada bir hakemin yapamayacağı bir yorumu, ülkemiz federasyonunun satrancı fethetmiş yönetimi süresince yapabilen hakemlerimiz de var.
Liyakat ve kifayet kelimelerinin sözlüklerde taşıdığı anlamın o kadar çok farklı bir kullanımı var ki, bu federasyonda, bu arkadaşlarımızdan çok daha üst düzey görevlerde kendilerini temsil etmelerini bekliyoruz. Bizi temsil etmediklerine inanıyorum. Bugün turnuva salonunda heyecanla turun başlamasını beklerken, içimden; federasyon başkanı, “sıfır hata” cı hakemlerimizin birlikte tempo tutarak sporculara şarkı söyletmelerini umut ettim. Ne kadar güzel olurdu. Nasıl coşardı sporcular. Düşünsenize hep birlikte, “beni yak kendini yak, her şeyi yak, dört yılda satrancı nasıl bu hale getirdim bak” diye yanık bir Duman uyarlaması yapsalardı nasıl renk gelirdi olimpiyata…
Buraya gelen hakem arkadaşlarımızdan ikisi, bu yıl ülkemizde düzenlenen en önemli takım şampiyonalarından ikisine başhakemlik yaptılar. Birisi Türkiye Kulüpler Şampiyonası, diğeri ise Türkiye 1.Satranç Ligi…
Ben sırf meraktan gidip bakayım dedim, “ne kadar güzel yönetmişler ki, buraya gelmeyi hak etmişler” diye kendi kendime, öylesine meraklandım. Yani lütfen kimse alınmasın ne zaman bu merak hissi bende uyanıp, bir şeye yakından göz atsam, ardından acayip malzeme çıkıyor.
Şimdi merak ettim, acaba Türkiye Kulüpler Şampiyonası ve Türkiye Satranç Birinci Liginde masa dereceleri nasıl hesaplanıyor?
Aslında sakın aklınızdan bu hesapları insanlar yapıyor diye geçmesin. Yani bugün aday hakem düzeyinde okuma yazmasını bilen bir kişi, hangi kurala göre masa derecelerinin hesaplanacağını anlayabilecek kapasitedeyse, yapacağı şey bunu Swiss Manager Eşlendirme Programında bir seçenek olarak işaretlemek.
O kadar kolay yani…
Nerede bizim zamanımızda tek tek elle yapılan hesaplar, o kadar kolay kardeşim, tabii “ben sıfır hatayla turnuva yönetiyorum” diyenler için çok daha kolay.
Önce yönergelerde eşitlik bozma için ne denmiş bakalım…
Birinci Lig Yönergesi ne diyor bakalım…
Türkiye Kulüpler Şampiyonasında da aynı durum görülüyor…
Görüldüğü üzere; açık, net, anlaşılır ve Türkçe olarak önce performansa bakılacağı yazıyor. Ama sporcuların performansından söz ediyorum, hakemlerin performansına bakan yok satrançta….
Ancak bizim akli selim hakem arkadaşlarımız her nedense önce puana bakıyor. Ben düşündüm bu nasıl olabilir diye.
Bu kadar kötü olamaz bu arkadaşlar! Açık ve net şekilde yazıyor yahu. Bunu anlamak için Türkçe bilmek yeterli. Her iki organizasyonda da önce performans, sonra puan geliyor.
Sonuç ne peki
Tıklayın görün, hakemlikte geldiğimiz durum bu!
Sıfır Hata hakemleri, masa derecelerini önce puana sonra performansa göre hesaplıyor ve ilan ediyorlar..
Bu ne demek? Türkiye Kulüpler Şampiyonasında ve Türkiye Birinci Liginde oynayan sporcularımıza verilen bütün masa derecesi ödülleri yanlış verilmiş.
Birinci Lig Masa Dereceleri link Excel Dosyası
Kulüpler Şampiyonası Masa Dereceleri link Excel Dosyası
Ne yapmak lazım şimdi? Bence bu hatayı yapan hakemlerin MHK’ce disiplin işlemine tabii tutulmaları gerekir. Ama Olimpiyatlarda ve yine bir takım turnuvasında hakemlik yapıyorlar. Ödül bu ödül…
Bir sporun istatistikleri yanlış tutuldukça spor olması mümkün değildir. Bir sporda eğer madalyalar yanlış kişilere ve yanlış renklerde veriliyorsa o federasyon yönetilmiyor demektir.
Ne olacak sporcuların hakları?
Hani bu işi hiç kimse bilmiyor desek, Türkiye İş Bankası Süper Satranç Liginde aynı yönerge hükümleri doğru uygulanmış…
Yani federasyon koltukları, başta başkanın işgal ettiği koltuk aslında kifayet olarak boş!
Neresinden tutsan elinde kalıyor.
Bu arada utanmaları ve istifa etmeleri gereken, kalbi temiz ama aklı karışık arkadaşlarımıza susmalarını öneriyorum.
Gençleri de görüyorum, büyük ustaları da, sırayla yazıyoruz. Bakalım başarıyı bir de benden dinlediğinizde nasıl değerlendiriyor olacaksınız.
Kimse merak etmesin!
Tek başıma olsam da yazacağım, kimse beni durduramaz.
TSF Başkanına Bakü gezisinde doya doya bakması için bir fotoğraf armağan ediyorum.
Geldiğimiz noktayı gösteren fotoğraf…
Ülkemiz hakemleri… Önerim arkadaşların Carlsen – Karjakin maçında görevlendirilmeleridir. TSF’ye de yakışır, onlara da…