Bahar geliyor! Nevruz!

Share Button

Anadolu’da Baharın ilk günleri! Nevruz geldi. Şimdi sıra Türk satrancının uzun kışının sona ermesinde. Türk satrancının baharı da geliyor.

Türk satrancının 4 yıllık kabusu sona eriyor. 12 yılda alın terimizle, emeğimizle inşa ettiğimiz o güzelim alt yapıyı, şahsi bir benzetmem olarak, züccaciye dükkanındaki bir fil gibi tarumar eden Gülkız Tulay ve ekibinin dönemi sona eriyor. Her ne kadar Tulay yeniden başkan olmak istese de benim tarafımdan şansı yok. Çevrede herkese “Ali Nihat’a inat bir dönem daha adayım, sonra Kıvanç Haznedaroğlu’na bırakacağım” diyen başkan aday adayı (!) Gülkız Tulay yanlış işler yapıyor, yanlış hesaplar kuruyor. Ben kendisini başkan adayı olmasa da bırakmam eleştireceğim. Olsa da eleştireceğim. Satrancımıza dört yılda büyük hasar verildi, demokrasi önünde hesabı verilmeli!

Biz dönelim dört yıllık kışa! Benim dört yılda öğrendiğim, daha önce bilmemiş olduğumu anladığım en güzel ders ise kimin dost olduğu, kimin çıkarcı olduğu.

Bakalım uzun vadede kim kaybedecek? Nasıl olsa ileride o tarafa da yanaşırız diyenlere söyleyeyim, sizin de hesabınız yanlış! Unutmam!

Defalarca söylediğim gibi, aday değilim. Ahlak yoksunu bazı kişiler (bu federasyondan birisi değil bu kez) etrafta “Ali Nihat hüküm giydi, hapis cezası aldı o nedenle aday olamıyor” gibi yalan ve iftiraları yayıyorlar.  Yönetici bozması bunlar!

Anamdan emdiğim ak süt gibi temizim! Hakkımda açılmış tek bir dava yok! Hakkımda bir tek soruşturma yok. Vergi borçlarım ve SGK primlerim dahil mali açıdan da bir sıkıntım yok. Sürekli devlet ihalesine giriyorum, sözleşme yapıyorum, böyle bir durumum olsa iş yapamam.

Bu iftirayı atan ve kendilerine insanları ürkütmek için sahip olmadıkları unvanlar takan (yok devlette şu özel görevdeymiş, yok böyleymiş gibi) yönetici bozması ruhsal dengesi bozuk insanlara itibar etmeyiniz.

Ben size bugün itibariyle adli sicil kaydımı buraya koyarak durumumu gösteriyorum. Bakalım herkes koyabilecek mi köşesine?

Scan0045

Dört yılda bir seçimlerde ortaya çıkacak tipler böyle işte. Her seçim döneminde ortaya çıkıp zevzek zevzek konuşan, yönetime aldığımızda iş yapamayan, safsata üreten bu insanlar, camiada satranççının gözüne bakacak yüzü nasıl buluyor anlayamıyorum.

Bir başkası, yine yönetici bozması bir tip kalkıp benim ticari yeteneklerime sövüyor, hakaret ediyor, ekmeğimi kazanmam için iş adamı olmamla dalga geçiyor. Ben yaşamımda çalıştığım her yeri, eğitimim ve yeteneklerimle ihya etmişim. Kendisi hileli iflastan dolayı kesinleşmiş hapis cezası almış olan bu adama (?)  sarf edilecek tek cümle: “Dinime küfreden bari müslüman olsa!”…

Baharda ortaya çıkan zehirli mantarlar gibi olan bu tipler var seçimlerde görünecek.

Aynı kefeye asla koymasam da, bir de ülkemizde ilk büyük usta olan Suat Atalık var. Durumu iyi değil. Köşesinde 16 yaşında büyük usta olan ve ELO bekleyen ve bu hedefe adım adım sağlam bir şekilde giden Batuhan Daştan’a “norm almak için hile yaptı” gibi bir iftira atan bu adam, kendisinin büyük usta olmak için gerekli olan son normunu almak için anlaşmalı iki berabere yaptığını hamleleriyle kanıtladığımda, önce o iki beraberliğe ihtiyacım yoktu diye saçmalıyor. Hani bizim hesabımız yok ya! Bir tek kendisi anlarmış gibi. O hesabı yaptığımızda, “canım ben öyle demedim, aslında mevzu beraberlik değil diye” lafı değiştiriyor.

Sonra satranç kurallarını maalesef bilmediğini; yazdığı köşesinde, iki hafta arka arkaya aynı kuralla ilgili  iki zıt ve farklı yorum yaparak gösteriyor.

Suat Atalık’ın sorunu şu! TSF onun büyük usta olması için hiç bir şey yapmadı. Suat Atalık, ailesinin çok iyi maddi olanaklarıyla, tamamen kendi hakkıyla ve kimseden destek almadan 32 yaşında büyük usta olabildi. O nedenle tahammül edemiyor. Gençlerin, benim dönemimde yaptığımız olağanüstü yatırımla büyük usta olması, ondan daha iyi olmalarını çekemiyor. Neden diye sorarsanız, yanıtım “yazdığı yazıları okumanız” olur. Bir insan kendisinden başka herkesten bu kadar çok rahatsız olur mu? Ayıp değil mi herkese iftira atmak, her başarının ardında hile aramak? Bu hafta da, yine saçmalamış. “Herkes kötü sadece soyadı Atalık olanlar iyi bu ülke satrancında” , sizce olur mu böyle şey? Atalık’ın en önemli meziyeti mükemmel belleğiydi. O bellek ve satranç sayesinde süper zeki, bir adam oldu. Satrancın zekayı geliştirdiğinin en mükemmel örneği Suat Atalık’tır. Ben kendisinin çocukluk halini de bilirim. Örnektir bu konuda. Ancak, o kadar çok maddi hata yapmaya başladı ki, üzülmemek elde değil. Yaptığı beraberlikleri çok kısa olmasına rağmen unutuyor. Yediği zımbalar hafızasından siliniyor. toplasan dört TSF Başkanı var, Gülkız Tulay’ı da başkan sayarsak, son üçünün kim olduğunu anımsamıyor, sanıyor ki bir tek o kayıt tutuyor. Ne kadar üzücü…

Sizce çirkin değil mi? İnsanın evladı olabilecek yaşta çocuklara iftira atması. Bir hafta kendisini bir hafta eşini yazması. Bir de Atalık var seçimlerde dışarıdan gazel okuyan! Biliyorsunuz Atalık, ne aday ne de seçmen olabiliyor!

Atalık’a bundan sonra iki ayda bir, birkaç paragraflık yer ayırıyorum. Fazlasını hak etmiyor! Türk Satrancı tarihinde alacağı yer bu kadardır! Kendisi bu ülkede satrancın şahı olabilirdi, ama o bu yeri seçti, dipnot olacak! Köşesinde bana isim vermeden yazdıkları için de, “delikanlıysan adımı kullan hukuk önünde görüşelim” diyorum. Hodri meydan!

Bu karakterlerin yanında, seçimlerde etkin olabilecek satranç camiası var. Bence en temiz olan camiamız! Camia dışından, trene yapışmış, ne koparsam kardır diyen geçici yolcular, TSF Başkanına her gün meziyetler düzen, bu sayede olamayacakları makama gelen kesesi boş tipler, güç neredeyse ben onun adamıyım diyenler var.

Bir de velilerimiz, yeteneklerimiz, hakemlerimiz, antrönerlerimiz, Türk Satrancının emekçileri var.

Tüm bu figüranların yanında bir de “Beyaz Atlı Prens” var. Türk Satrancını, pamuk prensesi kurtaracak olan kahramanımız! Kendisini 8 yaşından beri tanırım, ama şimdi tanıdığım her gün, ne kadar mükemmel bir insan olduğunu daha iyi anlıyorum.

2012’de baltayla yıkılan yükselişimizi, tekrar zirveye ulaştıracak olan aday…

Ben “Beyaz Atlı Prensin” bir bahar temizliği yapıp, çer çöpü süpürüp atabilecek biri olduğuna inanıyorum.

Mutlu baharlar.

Not: Sporcusu Batuhan Daştan’ı savunması için TSF’ye yaptığım çağrıya hala yanıt alamadım. Tekzip yolladılar mı bilmiyorum, sanmıyorum. Ama takipçisi olacağım. Federasyonumuzu yöneten ve şahsi görüşüm olarak iyi yönetmediklerine inandığım kişilerin en azından sporcularımızı savunması gerekirdi. Yazık!

Share Button

Yorum Yaz

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir