Kitap: Babanızı Satrançta Nasıl Yenersiniz?
Ben 7 yaşından beri satranca aşığım. Ama bizim çocukluğumuzda, satrancı ilerletmek için kitap bulmak mümkün değildi. Ancak yurt dışından kitap getirenler olabiliyordu. Çoğu Bulgarca, Sırpça veya Rusça kitaplar. Nadir olarak İngilizce kitap geldiği de oluyordu. Küçüklüğümüzde eğitim sistemi nedeniyle yabancı dilimiz de olmadığı için satrancı ilerletmek için bu yabancı dillerdeki kitaplardan çok yarar sağlayamıyorduk. Kaldı ki bu kitaplara ulaşmak da çok mümkün değildi. Kitap açığını gideren en büyük kaynak Süer Dergisiydi.
IM Nevzat Süer (ruhu ışıklar ve müzikle olsun) büyük özverilerle Süer Dergisini hazırlıyor ve yayınlıyordu. Cabaplanca’nın Satrancın Esasları adlı kitabını doya doya okuduğumu anımsıyorum. Bir kaç kez.
Nevzat Hoca’nın İSD’de söylediği şu sözcükler aklımdan çıkmıyor. “Satrançta usta olmak için çok zeki olmaya gerek yok! Çok çalışmaya gerek var”
Hiç unutmam, aynı lisede olduğum Ahmet Müfit Okbay ve Çetin Sel’in bana verdiği bazı fotokopileri nasıl yuttuğumu! Sevgili Ahmet Müfit bana Alekhin Savunmasında tuzakları içeren Rusça bir kitapçık vermişti. Muhteşemdi…
Örneğin Ümit Ünkan’ın, Satrançta Temel Adımlar kitabı… Aynı şekilde kısa öz ama çocuğu hemen yakalayan bir eserdi. Bence bir kitaba vereceği tepkiden bir çocuğun satrancı ne kadar sevdiğini anlamak mümkün. Asla ve asla kitap olmadan satranç öğrenmek, ilerletmek mümkün değil.
Satranca yeni başlayan çocuklara öğretilmesi gereken şeylerden birisi de, tuzaklarla mat edebilecekleri, dolayısıyla onları hızla satranca başlayacak, şah-mat kalıplarıdır. Örneğin, Legal matı, boğmaca matı, çoban matı…
O nedenle, Federasyon Başkanı olduğum dönemde en önem verdiğim konulardan birisi de, Türkçeye yeni satranç kitaplarını kazandırmak oldu. Federasyon olarak, onlarca kitabı ya dilimize çevirttik, ya da özgün olarak yazdırdık.
Bunun Türk Satrancına inanılmaz yararları oldu. Ardından Analiz Yayıncılık Türk Satrancında bir dönem açtı…
FM Alper Efe Ataman bir yayın evi kurdu ve en güzel satranç kitaplarını dilimize kazandırmaya başladı.
Bunun ülkemiz satrancına büyük yararları olduğunu düşünüyorum. Özellikle içinde bulunduğumuz dönemde, çok kötü yönetilen bir federasyon, yok edilmiş bir alt yapı, tamamen satranç federasyonu seçimlerine dayalı politik hesapların öngörüldüğü sporcu seçimi ve yetiştirme sistemi nedeniyle, bu tür kalıcı içerik kaynaklarının yaşamsal bir görev taşıdığına inanıyorum. TSF’nin hala benim zamanımda basılmış kitapları kulüplere oy toplamak için dağıtması sanırım en dramatik durum. Sürekli miras yiyen bir yönetim. Ne yazık!
Tüketenlerden üretenlere dönelim…
Yanımda her zaman Analiz Yayınlarının bir kitabını taşıyorum.
Son kitabı Muşlu Muhammed’e vermiştim.
Neyse ki çantam uzun süre boş kalmadı. Şimdi yeni kitap geldi…
Babanızı Satrançta Nasıl Yenersiniz? GM Murray Chandler tarafından yazılmış olan bu kitap bir şaheser.
Bir fenomeni başlık edinmiş kendine. Herkes satrancı babasından öğrenir, ama ne zamana kadar? Babasını satrançta yenene kadar…
Sonra baba artık oynamaz… Bu hep böyledir.
Bu kitapta, her satranççının, her çocuğun bilmesi gereken temel kalıpları öğrenmek, bunları farklı açılış ve konumlarda yakalamanın püf noktalarına ulaşmak mümkün.
Örneğin Taimanov’un at kişini biliyor musunuz? Karpov’a bununla nasıl kazandığınız? Bu kalıbın farklı oyunlarda nasıl karşımıza çıkabileceğini?
Çok eğlenceli bir o kadar da sürükleyici bir kitap!
FM Alper Efe Ataman’a Türk Satrancına yaptığı bu hizmetten dolayı teşekkür ediyoruz.
Bu yorumu site yöneticisi olarak değil, konuyla ilgili biri olarak yapıyorum: Önemli olan babayı yenmek değildir. Baba önünde sonunda yenilecektir ama sonra sopadan nasıl kaçılacaktır? Asıl maharet, yendikten sonra sopa yememektir 🙂
Şunu da paylaşmak isterim: http://satranchikayeleri.blogspot.com.tr/2016/01/yahu-kocaman-adamsn-utanmyor-musun.html
Can İnce