64 Kare Ülkesi

Share Button

TRT- Çocuk kanalında yeni bir çizgi film başladı. 64 kare ülkesi…

3-6 yaş grubuna yönelik okul öncesi dönemi hedefleyen çizgi film teknik anlamda güzel bir prodüksiyon olarak hazırlanmış. Ülkemizin tek kamu yayın kurumu olan Türkiye Radyo Televizyon Kurumunu tebrik ediyorum.

Söz konusu programın ilk bölümünü, dijital bir kanalda kaydederek, bir kaç kez dikkatli bir şekilde izledim.

Programdan haberim de Türkiye Satranç Federasyonunun web sitesinde yapılan haberle oldu.

Açıkçası, iş yoğunluğu içerisinde bir hafta önce başlayan programı ilk kez bugün izleme şansını buldum.

Jenerikte Büyük Hata!

Güzel ve güneşli bir Ankara Pazar gününde, programı oynatmaya başladığımda jeneriği görünce yerimde zıpladım.

Satranç tahtası yanlış konmuştu. a1 karesi beyaz… inanılmaz büyük bir hata… Programda ya satranç bilen danışman yok, ya da danışmanım diye kullanılanların satrançla ilgisi yok. Bu önmesiz görünebilir yapımcılara ama büyük bir hata. Yani TSF sık sık bu hatayı yapıyor, ama televizyon programında çok göze batıyor.

 

O anda bütün hevesim kaçtı ama jenerik değiştirilebilir diyerek “oynat” düğmesine yeniden bastım…

Programda kullanılan bir çocuk karakteri var. Çocuğun satrancı “sıkıcı bir oyun” olarak nitelendirerek programın başlaması beni çok rahatsız etti. Çok ucuz ve yanlış bir klişe.

Doğru öğretildiğinde satranca sıkıcı diyen bir çocuk yoktur, yanlış öğretilirse böyle düşünen ve yanlış düşünen çocuk vardır, bunlar kötü eğitmen defoları..

Tabii, birileri diyebilir ki – nitekim programdaki öğretmen de diyor – “satranç aslında çok eğlenceli bir oyundur”. Ama böyle başlamamak lazımdı…

Bunun iyi bir yöntem olduğunu düşünmüyorum. Daha sonra, süt-çikolata ikilemesi kullanılıyor programda. Bunu çok beğendim. Güzel fikir.

Daha önce satranç içerisinde farklı kaynaklarda kullanılmış olsa da, çocukları en çok cezbedecek ögelerden ikisi kullanılmış.

Bir taraftan seyrederken, bir taraftan da içim içimi yiyordu. “Umarım, program içerisindeki tahtalar yanlış konulmamıştır” diye heyecanla izledim.

Sonra ilk çıkan satranç tahtası beni rahatlattı. Tahtanın, chessbase yazılımlarından birisinden esinlenerek seçilmesi sanırım büyük bit hatanın devamını engellemiş oldu.

Eğer 10 üzerinden not vermek gerekirse, yaşamını satranca harcamış ve konunun uzmanı olan (hem yayıncı hem de satranççı kimliğimle) birisi olarak, değerlendirmem şöyle…

Karakter seçimleri: 9.5/10, örneğin şah yerine padişah seçilmesi çok hoşuma gitti. Çok güzel karakterler ayrıca. Vezirler ve kaleler de yerinde kullanılmış. Bir kaç ufak tefek betimleme önceliği konusunda eleştirim olabilir, ama güzel. Ben olsam kale figürünü insan gibi değil eli yüzü olan bir kale gibi gösterirdim. Bunu bir eksik olarak görüyorum. Şah ve vezir tamam… kale biraz eksik olmuş. At ve fil mükemmel! Gördüğüm en güzel at ve fil figürleri okul öncesi için. Kaleyi beğenmedim. Zaten kaleyle bir ilgisi yok.

Animasyon: 10/10… Süper! Ellerine sağlık animasyon ekibinin. Çok çekici ve güzel..

Diyaloglar: Diyaloglara 10 üzerinden 8 veriyorum. Biraz daha iyi seçilebilirdi.Padişahın konuşurken mırıldandığı bir şarkı melodisi var mesela, başka bir çizgi filmden alınmış. Orrada kulağı tırmalamıyor. Arkada çalan darbuka da rahatsız ediciydi. Daha iyi olabilirdi.

Senaryo: Bence güzel bir dizi olacak bu dizi. Senaryo biraz daha dinamik olabilir.O nedenle 10 üzerinden 8 veriyorum. Satrancı bu yaşta çocuklara bu kadar yavaş öğretemezsiniz. Sıkılırlar o zaman. Çocuk ilk dizi ilk bölümden sonra hemen oynamaya başlamalı. Almalı eline bir kale, iki kale tahtaya koyup hareket ettirmeli. Bu bir oyun!

Pedagojik ilerleme: 10 üzerinden 4…

Satranç açısından çok yanlış bir yöntem seçilmiş. Bu şu demek! Yapımcılar programı yapmışlar, ama okul öncesi satranç eğitiminde deneyimli bir eğitmenden danışmanlık almamışlar. Eminim bu konuda kendisine “ben bu işi iyi bilirim” diye paye biçen kişilerin öğütleri olmuştur, ama satranç öğretme tekniği açısından sıralama son derece yanlış. Örneğin, 4 bölümde fillerin hareketi tanıtılacak iken birden süt padişahın hareketlerinin ve toplam 3-4 saniye gösterilmesinin anlamını kavrayamadım. Kafa karıştıran bir şey üstelik televvizyon yayını çocuk o ne diyene kadar olay geçer. Böyle mantık hataları çok sayıda var.

Satrançta okul öncesinde çocuklara eğitim verilirken kullanılması gereken sırada, yani taş hareketlerinin öğretilmesi gereken sırada,  “at” taş olarak en sonlarda yer almalı. Şah – Kale – Fil – Vezir – Piyon ve at şeklinde bir sıralama olsaydı daha iyi olurdu. Özellikle taş hareketlerinde yavaşlamak ve tekrarlar şart.

Müzik ve şarkılar: 10 numara beş yıldız, bayıldım… Kimin emeği varsa eline sağlık!

Yapımcılar bir web sitesi üzerinden youtube kanalıyla programın bölümlerini yayınlıyorlar. Mutlaka izleyin…

Ben aşağıda programa ait resmi web sitesinde bulunan sıralamayı sizlerle paylaşıyorum.

Web sitesi: www.64kareulkesi.com  Çok güzel, sade bir web sitesi. Keşke her bölüm için interaktif bir şeyler olsaydı. Madem bir web sitesi var, değil mi!

Genel olarak değerlendirmek gerekirse, çok güzel bir adım. Emeği geçenlere teşekkürler. Önerim sakın federasyona yaklaşmasınlar.  Bizim satranç federasyonunda bugün satranççı yok.

Ama çok deneyimli hocalarımız var. Soran olursa bu konuda deneyimli antrenörlerimizle ilgili önerilerimiz olabilir.

TRT’eye özel teşekkür ediyorum. Mükemmel bir karar. TRT Çocuk Kanalı koordinatörünü tebrik ediyorum.

Devamının gelmesi dileğiyle…

Artık çok güzel bir satranç televizyon programımız var.

Hayırlı olsun…

BÖLÜMLER: 

  1. Bölüm: Oyuna Başlayış (Benim notum: 7/10)

2. Bölüm: Kalelerin Gelişi (Benim notum: 8.5/10)

3. Bölüm: Atların Gelişi (Benim notum: 9/10)

4. Bölüm: Cesur Fillerin Gelişi (9.5/10)

5. Bölüm: Piyonların gelişi: (notum 8.5/10) 

sona doğru süt padişah der ki “piyonların önde olması iyi oldu, kendimi iyi hissediyorum” , ben olsam “piyonların önde olması iyi oldu, artık kendimi güvende hissediyorum” derdim.

Bence ilk bölümden itibaren vurgulanması gereken en önemli husus, her şey padişahın güvenliği için! Amaç rakip padişahı ele geçirmek, mat etmek. Programın pedagojik ilerlemesinde en büyük eksiklik mat olgusunun baştan itibaren atlanmış olması, çok geriye kalması.

6. Bölüm: Vezir Padişah evlere… (notum 6.5/10)

Bence en

gerisi size kalmış…

İzleyin izlettirin.

Share Button