2016 Türkiye İş Bankası Süper Satranç Ligi Açılış Töreni
Konuya ilişkin önceki yazılarımı okumakta yarar olduğunu düşünüyorum: TSF’nin Paralelleri… ve Süper Lig ve 25 Temmuz…
Okuyanlar için devam ediyorum…
Son yazımda Süper Ligin Açılış Törenine katıldığımı belirtiyor ve TSF Başkanı Gülkız Tulay’ın yaptığı konuşmayı eleştiriyordum. Sizlere bu konuşmanın metnini söz vermiştim. Her nedense kaydedilmesine rağmen, TSF Sitesinde bu talihsiz konuşma yayınlanmıyor. Ben göremiyorum. Belki bu yazı kaleme alındıktan sonra yayınlandıysa da kusuruma bakmayın. Ben yine de sizlerle paylaşıp bu eksikliği gidereyim diyorum.
Tulay, konuşmasına başladığı sırada ben kulüp sporcularımıza başarılar diliyordum. Salon büyük olduğu için Gülkız Tulay’ın yanındakileri bir an göremedim. Gül Hanım konuşmasına protokoldeki konuklara hitaben referans olarak “Sayın İzmir Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürü, Sayın Türkiye İş Bankası temsilcisi” diye başlayınca, şaşırdım açıkçası… Genellikle, İş Bankası bu faaliyete Kurumsal İletişim Müdürü ve/veya Müdür Yardımcısı düzeyinde katılıyor yıllarca… Bir an tereddüt içine düştüm, herhalde Kurumsal İletişim Müdürü Suat Sözen gelemedi diye düşündüm. Ama törenden sonra Kurumsal İletişim Müdürü Suat Sözen beyi gördüm, el sıkıştım. Görünen o ki, Gülkız Tulay isimleri söylemeyi unutacak ya da isimleri unutacak kadar gergindi törende… Çok üzücü, gerçekten çok üzülüyor insan. Nedir ısrarla bu koltuğa yapışma ve bu sıkıntıları çekme hırsı. Yapamıyorsan bırakacaksın! Anlamak mümkün değil…
Bir ara 15 Temmuz lafını duyunca, içimdeki gazetecilik kabardı ve bunu kaydetmek lazım, ardından büyük bir saçmalama gelebilir dedim. Öyle ya nedir alakası Süper Lig Açılışının, darbeyle?
Bu gerginlik, aşağıda metne döktüğüm birebir konuşmada da kendini gösteriyor. Kimse paylaşmadı ben sizle paylaşayım. Önce yorumsuz paylaşacağım… Kayıt düğmesine bastıktan sonra duyduklarım…
“… ülkemizin, milletimizin, devletimizin yanında olduğumuzu bir kez daha ispat etmiş olduk. Çok değerli arkadaşlar, dört yıldır yönetimdeyiz, ben bu güzel camianın başkanı olarak Konya’da yaşadığım bize olan geri dönüşlerde aldığımız kararların ne kadar doğru olduğunu vurgulayan güzel sözlerinizden ne kadar memnun olduğumu size anlatamam. Evet, tam 15 Temmuz akşamı maalesef olağanüstü durum yaşandı. Biz yönetim olarak bu süreci doğru idare etmek için bir araya geldik, bir takım kararlar aldık ve arkasında 2000 sporcunun bulunduğu 3000’e yakın bir aile olarak, satranç ailesi olarak aldığımız kararlarda yekvücut olduk, tam yürek olduk. Bu anlamda aradan iki gün geçti, bugün burada İzmir’deyiz, 14 güzide kulübümüzle bir aradayız. Türkiye İş Bankası Süper Satranç Ligi çok önemli, bir kere adından geliyor, süper kelimesi var. Biz bu süper kelimesinin hakkını vermek istiyoruz. Türkiye İş Bankası ana sponsorumuz 2005 yılından beri, Türkiye İş Bankasına olan borcumuzu ödemek istiyoruz. Bu olağanüstü günlerde hep birlikte burada olmak istiyoruz. Bu anlamda 14 kulübümüzün de eksiksiz olarak burada bulunması, sporcularımızın masalarının başında yer alması, bizim için çok önemliydi. Verdiğiniz destek için hepinize şükranlarımı sunuyorum. Umuyorum ki, çok güzel bir lig olacak, 2016 Türkiye İş Bankası Süper Satranç Ligi, Türk Sporunda, Türk Satranç Sporunda tarihe geçecek, güzel anılar getirecek. Hepinize sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum.”
Video olarak izlemek isteyenler için de;
Bu nedir kardeşim? Ne büyük talihsizlik bu konuşma? Bakalım birlikte, beraber satır aralarıyla okuyalım…
“… ülkemizin, milletimizin, devletimizin yanında olduğumuzu bir kez daha ispat etmiş olduk.”
Ne demek bu? Bir sıkıntı mı var? Zaten bu ülkenin federasyonu TSF, ne demek ispat etmek? Sorgulayan kim? Tabii ki öyle olacaksın!
“Çok değerli arkadaşlar, dört yıldır yönetimdeyiz, ben bu güzel camianın başkanı olarak Konya’da yaşadığım bize olan geri dönüşlerde aldığımız kararların ne kadar doğru olduğunu vurgulayan güzel sözlerinizden ne kadar memnun olduğumu size anlatamam”
Açıkçası bu konuda Tulay’a katılmam mümkün değil. Ben Konya’da farklı şeyler de duydum. Öyle bir söylüyor ki Gülkız Tulay, duyan sanır ki süt liman her şey. Bu cümlede tek doğru şey camianın güzel olduğu… Yoksa geri dönüşlerde, Federasyonun yanlışlarını anlatan çok eleştiriler vardı Gülkız Hanım, sayalım mı? Gerek var mı? Yok siz istemeseniz de ben sonraki yazımda paylaşacağım onları… Eleştiriden öte skandal hakem kararları, sporculara turnuva öncesinde yapılan baskılar, neler, neler…
“Evet, tam 15 Temmuz akşamı maalesef olağanüstü durum yaşandı. Biz yönetim olarak bu süreci doğru idare etmek için bir araya geldik, bir takım kararlar aldık “
Ben bu cümleyi duyduğumda şok oldum.. 15 Temmuz günü olan süreci doğru idare etmek için TSF’nin aldığı hangi karar önemli olabilir. Darbeden söz ediyoruz. Bu işin içine bu kadar girmeye çalışmayı anlamak mümkün değil. Siz spor federasyonu yönetiyorsunuz, siyasi parti değil. 2014 TSF Mali Genel Kurulunda Cumhurbaşkanımızın 5 Kasım 2012 günü yaptığı (o tarihin Başbakanı) sporla ilgili bir konuşmada satrancı öven sözlerini paylaşmıştım. Bir kulübümüzün yöneticisi kürsüye çıkıp akla ziyan bir konuşma ile satranca siyaseti karıştırdığım eleştirisini yöneltmişti. Yıllarca bu camianın içinde olduğunu ve ilk kez bu şekilde satrançla siyasetin bir araya getirildiğini söyledi. Ne alakası var? Ben bir ülkenin Başbakanının bir spor dalına ilişkin temennilerini ve övgülerinin paylaşılmasının nasıl siyasi olabileceğini çözemiyorum. Aklım almıyor. Yani TSF Başkanı kalksa görevi gereği Gençlik ve Spor Bakanını ziyaret etse bu siyaset mi olur? O zaman yanıt vermedim. Neden? Çünkü bugünleri göreceğimizi ve o gün bana asılsız olarak bu eleştiriyi yapanların, bugün zamanı gelince gıkını çıkartmayacağını biliyordum. Üstelik bugün yaşadığımız duruma “siyaseti karıştırmak” demek bile hafif kalır. “Satrancın içinde bir zamanlar siyasi görülen, ancak bugün terörist olarak devlet tarafından tanımlanan FETÖ mensupları var mı?” diye sorduğumuzda, yıllarca bu insanlara al gülüm ver gülüm diyenler, birden demokrasi sevdalısı oldular. Meydanlara TSF fotoğrafçısıyla gidip resim çektirip sosyal medyada paylaşmaya başladılar. Umuyoruz bize o hak etmediğimiz eleştirileri yöneten güzide kulüp başkanımız bugün gerçekleri görebiliyordur. Ben yönetimdeyken, TSF’nin içine siyasetin girdiği hiçbir zaman olmadı. Siyaset sporun uzak durması gereken bir husus, siyaset bizim başımıza sadece dert getirir ve bizi böler. Bizim işimiz siyaset değil spor.
TSF Başkanının Açılış Töreninde yaptığı konuşma çok tarihi (!) bir konuşma, ne kadar kötü durumda olduğumuzu satır aralarında okumak mümkün…
Devam ediyoruz.
“ve arkasında 2000 sporcunun bulunduğu 3000’e yakın bir aile olarak, satranç ailesi olarak aldığımız kararlarda yekvücut olduk, tam yürek olduk. Bu anlamda aradan iki gün geçti, bugün burada İzmir’deyiz”
Yekvücut? Herhalde biz ve bir çok kulüp bu vücutta değiliz. Aman olmayalım! Aman uzak dursun. Bu kadar kötü yönetilen bir federasyonun, kötü yönetilmesine neden olan Başkanı neredeyse, bizler satranççılar olarak orada olmamalıyız. Sayılara ne demeli? 2000 kişi? 3000 kişi? Aradaki 1.000 kişinin görevi ne? Ben seçmedim onları Gülkız Hanım! Hakemleri mi kastediyorsunuz? Yöneticileri mi? Gözlemcileri mi? Yoksa yeme ve içme konusunda kaliteden asla ödün vermeyen içki markasına düşkün yönetim kurulu üyelerinizi mi? Kim bu 1.000 kişi… Hakemler konusunda daha sonra düşüncelerimi söyleyeceğim.
“…14 güzide kulübümüzle bir aradayız. Türkiye İş Bankası Süper Satranç Ligi çok önemli, bir kere adından geliyor, süper kelimesi var. Biz bu süper kelimesinin hakkını vermek istiyoruz. Türkiye İş Bankası ana sponsorumuz 2005 yılından beri, Türkiye İş Bankasına olan borcumuzu ödemek istiyoruz.”
Önerim Gülkız Tulay’ı bundan sonra Süper Başkan olarak çağırmak, kendisine süper dersek, ne kadar kötü yönettiğini örtmüş olur muyuz? Süper dedik diye bir lig süper olur mu? Siz bu lige deforme ettiniz Gülkız Hanım. Masaları budadınız, transfer dönemlerini uzattınız, çok zarar gördü Süper Ligimiz… Satrancı deforme ettiniz. Klişelerden kurtulamıyorsunuz ve bu sözcüklerinize yansıyor. Kişiler üzerinden politika yapıp, kararlarınıza bunları yansıtıyorsunuz. Ayrıca ne demek İş Bankasına olan bor.? İş Bankasından kredi almadık Gülkız Hanım, ki borcumuzu ödeyelim. Sözcükleri dikkatli kullanmak lazım. Türkiye İş Bankası bizim sponsorumuz, ana sponsorumuz ve dünyada bir ulusal satranç federasyonuna en büyük miktarda ve en uzun süreli sponsorluk yapan, üstelik bunu bir eğitim projesi gibi tamamen kurumsal sorumluluk adı altında gerçekleştiren, bundan hiçbir maddi beklentisi olmayan, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu banka! Burada bir işbirliği var. Onlar satranca destek verdiklerinden dolayı mutlular, biz de onlar gibi bir sponsora sahip olduğumuz için mutluyuz.
İstihdam ettiğiniz o kadar eleman var ki bu konuda düzgün metin yazabilecek. Yazsınlar sizin için törenlerde metin takip edin…
“ Bu olağanüstü günlerde hep birlikte burada olmak istiyoruz. Bu anlamda 14 kulübümüzün de eksiksiz olarak burada bulunması, sporcularımızın masalarının başında yer alması, bizim için çok önemliydi. “
Ne kadar kendi içinde çelişkileri olan bir cümle değil mi? İşte TSF bu bakışla yönetiliyor.
“Verdiğiniz destek için hepinize şükranlarımı sunuyorum. Umuyorum ki, çok güzel bir lig olacak, 2016 Türkiye İş Bankası Süper Satranç Ligi, Türk Sporunda, Türk Satranç Sporunda tarihe geçecek, güzel anılar getirecek. Hepinize sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum.”
Biz de teşekkür edelim… Neyse ki bu eziyet çok uzun sürmeyecek…
devam edeceğiz…
Sonraki yazımızın konusu…
Konya’da hakem hataları… Hakem atamalarında fecaatler… TSF’den herhangi bir kulüp aranarak “şu sporcuyu oynatmayın” dendi mi? TSF’de başka paralel unsurlar var mı? TSF Genel Sekreteri bana neler dedi? Kasım Yekeler istifa edecek mi? Hepsi geliyor…