Atalık’ın Sanrısı

Share Button

GM Suat Atalık, Cumhuriyet gazetesinde yazdığı satranç köşesinde gerçek dışı iftiralara, çoğu gençlerden oluşan yetenekli sporcularımıza attığı çamurlara devam ediyor.

Ama öyle saçmalıyor ki, okurken artık kültürümüze deyim olarak giren, Zaytung Haberi mi diye düşünmek gerekiyor. (Merak edenler için: www.Zaytung.com)

Bir insanın bu tür bir psikolojik durumda olması üzücü kuşkusuz, 50 küsur yaşında adam olacaksın, sonra da genç ve yetenekli sporcular hakkında iftiralar atacaksın. Antrenörlerini, sporcuları ve hatta ilgili federasyon yönetimlerini suçlayacaksın.

Gelin anımsayalım birlikte, “ne olmuştu?”

Suat Atalığın ilk saçmalaması (Veteran 20 Aralık 2015)

IMG_6887

20 Aralık 2015 tarihinde yayınlanan Cumhuriyet Gazetesindeki satranç köşesinde Suat Atalık büyük usta unvanı olan GM Kıvanç Haznedaroğlu’nun unvanını tamamladığı 2011 yılında düzenlenen son turnuvaya atıfta bulunup, o turnuvada aldığı normu hile ile aldığını ima etmiş, bunun için o turnuvada oynadığı Ukraynalı sporcuyu da (GM Zahartsov) Kıvanç’a karşı hileli beraberlik yapmakla itham etmiş, ardından aynı sporcunun geçen ay içerisinde Lviv’de biten GM turnuvasında birinci olan Batuhan Daştan’ın da son normunu alması için, hileli bir beraberlik yaptığını ima etmişti. Üstelik GM Mikhalişin’i de organizatör olarak hile yapmakla itham etmişti.

Suat Atalık tarafından yazılan bu yazı kuşkusuz gerçekleri ifade etmiyordu.

Lviv’de Aralık 2015’de son normunu aldığı iddia edilen Batuhan Daştan’ın büyük ustalık unvanı bundan 2 yıl önce Talin’de düzenlenen FIDE İcra Kurulunda zaten kabul edilmişti. Batuhan Daştan’ın GM Normunun kabul edilmesine ilişkin FIDE Haberi

Bu kadar büyük bir saçmalamaydı bu. Yani aslında bir anlamda “Sanrı” ydı, büyük usta Suat Atalık’ın saçmalaması. Delüzyon: Olmayan bir şeyi görmek ya da inanmak!

Suat Atalık daha önce de bu saçmalamalarını farklı sporcularımız için yaptı. Betül Cemre Yıldız, Kübra Öztürk, Cemil Can Ali Marandi, Kıvanç Haznedaroğlu, Emre Can, Barış Esen, Aleksander Ipatov, Feridun Öney, Suat Soylu, Ali İpek gibi küçük, genç, kadın ya da emektar kim varsa tüm sporcularımıza saldırdı Suat Atalık.

Ama 20 Aralık 2015’te yakalandı, suç üstü! Söylediği gerçekle alakası olmayan, ben söylemiyorum ama isterseniz siz yalan da diyebilirsiniz, ifade kendisini ele verdi.

Okumayanlar için, haberin linkini tekrar veriyorum:

Yanıtım : Suat Atalık Saçmalıyor (20 Aralık 2015)

Suat Atalık’a, gerekli yanıtı yazıyı okuduğum o gün verdim.

Yazımı okuyunca yanıtımı da anlarsınız.

Özetlemek gerekirse, Kıvanç Haznedaroğlu da, Batuhan Daştan da hileyle hurdayla, satranç tahtası üzerinde şike yapmakla işi olmayan insanlar ve sporcular.

Ben bunu söyledim, yazımın sonunda da Suat Atalık’ın 1994’te oynadığı GM turnuvasını anımsatıp son iki turda yaptığı beraberliklere atıf da bulundum.

karditsa1994

Sonra da dedim ki;

“senin son büyük usta normu aldığın turnuva nasıl şike değildiyse, bunlar da değil”

1994’te Karditsa’da düzenlenen turnuvada oynayan herkes Suat Atalık’ın kankası. Her ne kadar kendisi unutsa ve arasını bozsa da oradaki isimlerin birçoğu benim çok iyi arkadaşım. Geçmişte ne olduğunu çok iyi anımsıyorlar ve bugün de unutmuyorlar. Belleğini mükemmel kullanan büyük ustamız öyle bir psikolojik sanrı içerisinde ki, bizim de bu insanlarla İletişim kurabileceğimizi unutuyor.

Aman efendim yazıdan sonra ne tür tepkiler aldım inanılır gibi değil. Tabii çoğunluğu iyi tepkilerdi, ama birkaç tane saçmalama ortağı çıktı. Birisi Türk satrancının yenilmeye doymayan deste başı güreşçisi. Ona çok fazla yorum yapmıyorum, acınacak bir durumu var. Direği kırılmış yelkenli gibi rüzgara kapılmış. Aman benim limanıma gelmesin uzak dursun. Gitsin Gülkıza yanaşsın, geçmişte rakip oldular şimdi mükemmel anlaşırlar eminim, Ama onun ifadesini beğenen, savunan, dolayısıyla Suat Atalık’ı savunanlardan birisinin Kıvancın ağabeyi Tayfun Haznedaroğlu olması beni ürpertti.

Düşünebiliyor musunuz durumu?

GM Suat Atalık, kendisinden sonra bu unvana ulaşan ilk büyük ustamıza çamur atıyor, ben Kıvancı savunuyorum, ağabeyi beni eleştiriyor bu savunmadan dolayı? GM Suat Atalık ülkemizin 16 yaşında büyük usta olma hakkını elde eden en genç büyük ustamıza (ELO’sunu bekliyor), bu unvanı 2013’te FIDE tarafından kabul edilmiş Batuhan Daştan’a saldırıyor, TSF ortalıkta yok, gıkları çıkmıyor, ben savunuyorum.

Batuhan Daştan, dünya satranç tarihinin en kötü federasyon yönetimi olan, Gülkız Tulay başkanlığındaki yönetimin görev süresi içinde büyük usta olma hakkını elde etti. Benim de hem öncesinde hem sonrasında katkım oldu kuşkusuz. Ama bakar mısınız?

TSF’den, Federasyondan, Gülkız Tulay’dan çıt yok. Yanında dolaşan ve satrançla uzaktan yakından alakası olmayan zevata eleştiri getirdiğimizde gürleyen Gülkız Tulay’dan, Batuhan Daştan ile ilgili çıt çıkmadı. Sporcuya sahip çıkma! İşte budur! Oğlunu yurt dışına federasyon parasıyla götürdüğünü belgeleriyle genel kurulda söylediğimde istifa edeceğine, oğlunu “O da Tarsus’ta bir satranççı ne var yurt dışına gitmişse” diye savunan Gülkız Tulay, oğlundan ve kızından daha küçük yaşta olan Batuhan Daştan’ı savunmuyor.

Bu ne tezattır kardeşim? Ne gereksiz insanlar bunlar? Ne büyük hata yapmışım ben bu insanlara bu federasyonu emanet etmekle!

Şimdi yazıyorum buraya. Eğer, 20 Aralık 2015 tarihinde yayınlanan Cumhuriyet Gazetesi haberine karşı yasal bir tekzip talebinde bulunurlarsa ve isterlerse TSF’nin tekzip talebini burada yayınlayacağım. Avukatları bana yollasın gazeteye yolladıkları tekzip metnini, buradan yayınlayıp TSF’yi takdir edeceğim.

Ama Gülkız Tulay böyle bir şey yapar mı? Asla yapmaz. Kimin umurunda Batuhan Daştan’ın unvanı, onuru, ya da Türk Satrancının en genç sporcusuna iftira atılmasına karşı durmak? Neden Atalık’ı karşısına alsın ki?

Umurunda mı Türk Satrancı Gülkız Tulay’ın? Çok istiyorum bu konuda hatalı olmak. TSF tarafından bu sabaha kadar bir tekzip metini yollandıysa Cumhuriyet Gazetesine çok mutlu olurum bu siteden özür dilemekten. Umarım hala süresi vardır ve gereği yapılır. Ama bu saatten sonra yapılırsa da benim talebim üzerine yapılmış olacak. Bu satırları da unutmayacağım, başınıza başınıza kakılacak!

Şimdi tüm camiamız baksın bu duruma, nasıl bir TSF yönetimi var ne kadar kötüler, herkes görsün.

Siz bu kötü yönetime son aylarında bakarken, biz büyük usta Suat Atalık’a dönelim.

Anlarım yani, aşırı ve kötü kullanımdan dolayı bir zihinsel geçici sanrı nedeniyle hata yaparsın. O zaman ne yapmak lazım? Delikanlı olan adamın yapacağı şey özür dilemektir.

Nasıl insan çocuğu yaşında birisine böyle bir çamuru, böyle bir itirafı yapar?

Nasıl bir utanmazlıktır bu? Bunu yapıyorsun, özür dile o zaman değil mi?

Senin yaşında bir veteran büyük ustadan, Türk Satrancında efsane olmuş bir isimden hepimiz ne bekleriz? Gençlere örnek olmanı, onların ellerinden tutmanı, takdir etmeni, yol göstermeni, sırtlarından sıvazlamanı bekleriz.  Sen ne yapıyorsun? İftira atıyorsun, üstelik kesinlikle doğru olmayan mesnetsiz şekilde çamur atıyorsun.

ilk büyük ustamız(!) GM Suat Atalık

ilk büyük ustamız(!) GM Suat Atalık

Bekledim bu hafta özür diler diye.

Deseydi ki!

“Evet itiraf ediyorum, haddi mi aştım, tıpkı daha önce beni tahtada ezen GM Mustafa Yılmaz’ı (8 Ağustos 2008) çekemediğim gibi, Kıvanç Haznedaroğlu’nu, Batuhan Daştan’ı çekemiyorum. O yüzden daldım da mesnetsiz salladım. Hile hurda yok o sporcuların unvanlarında, tek derdim onlar benden çok daha iyi sporcular olacak!

Bence tek doğru yanıt bu olurdu. Bu durumda “yazık ki ne yazık, cık cık cık” der geçerdik.

Şimdi gelin Büyükusta Suat Atalık dün (3.01.2015) tarihinde yayınlanan köşesinde ne saçmalıyor?

3 Ocak 2016 Sanrı

Sanrı – 03 Ocak 2016 pdf kopyası

Rahat okumanız için ilgili bölümü de aşağıda alıntı olarak yayınlıyoruz:

Son yıllarda Türkçeye giren sözcükler içinde benim en sevdiğim sanrı. Gerçek ile hayal dünyaları arasındaki ilişkide sanrı psikolojideki delüzyon kelimesinin karşılığı. 2016 senesinde satranç için ne değişecek? Bunu kestirmek zor. Fakat federasyonu için dünyanın en büyük satranç federasyonu ibaresini kullanan idareciden, ne kadar başarılıyız diyen başkana ve yönetim şekillerine kadar değişiklik olmayacağı ortada. Yapılan haksızlık ve usulsüzlüklerin “Vatan, millet, Sakarya” diyerek kapatılacağı sanrısı ortada. Çocuklarla selfie, lisans ve takım dağıtımını satranç faaliyeti olarak algılayan, her skandala gözünü kapatan sponsordan, turnuva terk edip, hileyi akıllılık sanan piramidin ortasına değişim olmayacağı gibi rakamların artacağı ortada. Satranç sözcüğünü telaffuz edemeyip, santranç ve santraç haline getiren konuşmacılara verilen plaketlerin yönlendirdiği seçimlerden çıkan kadrolarda yer almışların kendini satranççı zannettiği bir ülkede yaşamaktayız.

Chessbase her sene sonunda “Megabase” isimli ürününü piyasaya sürer. Bu oyun bankasında son üç TSF başkanının hayatları boyunca oynamış oldukları oyun sayısının 0 olduğunu rahatça görebilirsiniz. Haliyle ELO’ları da yoktur, UKD listesinde adları da! Buna rağmen oyunumuz hakkında betimlemeler, kıyaslamalar ve hatta planlama yapma iddiaları bana göre sanrı kategorisinin zirvesi.

100 reyting fazla oyuncunun rakibine son turda kısa beraberlikle, birinciliği, GM normunu ve ödülünü teslim etmesiyle, son iki turda kaybetse bile GM normu alacak kişinin sonucunu kıyaslayan zihniyet, satranççının seviyesinin kamplarda tespit edileceğini, kapalı turnuvanın eşlendirmesinde algoritma oluşunun normal olduğunu iddia ederse, oluşturduğu camia da, kesinlikle yasak olduğu halde üzerinde telefonla turnuva oynayışı marifet sayar, hatta değil GM, hakem bile çıkartırlar!

Ben hayatımda bu kadar saçmalayan bir satranççı görmedim. Büyük usta Suat Atalık’ın durumu vahim kesinlikle. Kayak yapan bir profesyonel sporcunun ayağının kırıldığını öğrendiğinizde ne kadar yüreğiniz acırsa, benim de Suat Atalık için o kadar yüreğim acıyor şu anda!

Ciddiyim gülmeyin öyle. Gerçekten çok ciddiyim.

Satranç bir zeka sporu, aklını kullanarak satranç sporunu icra eden bu profesyonelin bu yazdıklarıyla ilgili iki farklı açıklama yapılabilir.

Birincisi, gazetede köşesinde attığı “Sanrı” başlığını görüp, yazıyı okuduğumuzda sporcu olarak mesleki bir sakatlık geçirdiğini söyleyebiliriz. Umarız öyle değildir,  öyleyse de geçicidir.

İkincisi ki ben buna daha çok inanıyorum, kötü niyetli ve kasıtlı olarak gerçekleri saptıran diyebiliriz, Atalık’ın durumuna.

Öncelikle Türkçesi bu kadar kötü bir yazı görmedim ben. Onu bir kenara bırakıyorum. Özellikle yukarıdaki son paragrafı. Bir de bunun Cumhuriyet’te yayınlandığını düşünürsek, ülkemizde yazın kurallarına ve özgün Türkçe kullanımına en çok önem veren gazetede, bu yazın dilinin kullanılması ne talihsizlik!

Gelin yazıdaki yanlışları birlikte bulalım:

  1. Son üç Başkan: Kahraman Olgaç, Ali Nihat YAZICI, Gülkız Tulay

Suat Atalık son üç başkanın, oynadığı oyun ve ELO’su olmadığını söylüyor.

Tamam Gülkız hanımın ELO’su yok, benim de belki megabase’de oyunum yok ama bir ELO’m var… Adam bakmamış bile…

Hadi beni de kenara koy, sibop efendi, Kahraman Olgaç’ın da mı ELO’su yoktu? Oyunu yoktu?

Ben anımsatayım sana istersen sibop efendi.

FIDE ID: 6300219 Kahraman Olgaç, ELO 2024 (Ocak 2009)

Al sana bir de link vereyim git bak öğrenirsin hocanın oyunlarını,

Kahraman Hocanın, Türk Satrancının Babasının Profili

Yoksa bir anlık bir sanrıya kapılıp başka birini mi kastettin? Vah Suat’ım vah ne durumlara düşüyorsun…

  1. Suat Atalık hala aynı saçmalığı, aynı sanrıyı tekrarlayıp, GM Zahartsov’dan aldığı beraberlikle Batuhan Daştan’ın GM Normu aldığını iddia ediyor. Sibop bozulmuş, hava kaçırıyor. Yok öyle bir şey Suat, yok yahu. Batuhan’ın 2013’te GM unvanı kabul edildi zaten, saçmalama! Kendine gel, al şu mendili üzülme, kabul et! O artık bir büyük usta! ELO’sunu bekliyor… 16 yaşında oldu hem de! Kabul et artık, zor senin için biliyorum ama kabul et. Rahatlarsın…
  2. Kim hangi turnuvada algoritma oluşturmuş, Suat? Yaz da herkes öğrensin. Delikanlı ol, açık açık yaz. Bilelim. Biz de üstüne gidelim. Yüreğin varsa yazarsın. Bak ne ayrıntılı analizler yapıyorsun, 75 yaşında büyük ustaları nasıl yendiğini ballandıra ballandıra anlatıyorsun, hadi onu da yaz Suat Atalık, hangi algoritma?
  3. Hangi hakem çıkartılmış Suat? Kimmiş o hakem? Yaz bilelim yüreğin varsa biz de öğrenelim. Yine mi sanrı yoksa?
  4. Suat Atalık; Karditsa turnuvasında son iki turda kaybetse de norm alacağını iddia ediyor, ama öyle değil durum. O zaman kendisinin alacağı puan, 6,5’da kalırdı. Turnuva tablosuna bakarsanız, hem kategori karşılığındaki puan olarak 6.70 yani, yukarı yuvarlandığı için 7 puanın lazım geldiğini, hem de zaten 6,5 puan alanların performansından (Skembris= 2580, Kotronias=2578), 6,5 puanın GM normu almak için gerekli olan 2601 performansa yetmediğini görürsünüz. Ama bu Suat Atalık, öyle sallıyor nasıl olsa kimse okumaz, anlamaz diye. Bozuk sibop gibi. Artık sürekli hava kaçırıyor. Bizim için Karditsa turnuvasında bir sorun yok, var da demiyoruz zaten, ama nedense Suat Atalık birden panik olup saçmalayıp savunmaya geçti… İlginç…

Önceki yazımı okudukları halde anlamayanlar için tekrar yazmak istiyorum. Ben kesinlikle, Suat Atalık’ın 1994 Karditsa turnuvasında hile yaptığına inanmıyorum. Her ne kadar son iki turda alınan beraberliklerin çok kısa olması, turnuvada eş-dost, iyi arkadaşların yer alması ve o zamanlar çok dedikodu duymamız gibi durumlar vardıysa da, o zaman da söylenenleri reddettim, bugün de reddederim. Sadece rastlantı onlar, asla hile söz konusu olamaz.

Suat Atalık gerçek bir büyük ustadır, unvanında da bence bir sorun yoktur. Ancak, o sorunsuz unvan alınırken, turnuvada iyi bir durumda nasıl iki kısa beraberlik yaparak,”işini garantiye alıyor” duysa, bu hak her satranççı da vardır. Bir satranççı sportif olarak işine gelen durumda beraberlik teklif etme ya da kabul etme hakkına sahiptir. Bundan dolayı hakkında ithamda bulunmak doğru değildir. Hele böyle ihtiyacı olmadığı bir norm için bu itham yapılıyorsa, yapan kişi ancak müfteri olabilir. Bunun hoş bir şey olduğunu söylemiyorum, ama bu kurallara uygun bir şey: kısa beraberlik yapmak.

Bu arada Suat Atalık’ın aile satranç köşesi olan Cumhuriyet’te kendi oyunlarını analiz etmesi ve önüne koyduğu yorumlar gittikçe ilginç hale geliyor.

rajkovic

Dusan Rajkovic, her haliyle efendi ve örnek bir sporcu! Kimle konuşup kimle konuşmayacağına da ona göre karar verebilecek olgunlukta bir kişi. Suat Atalık’ın nasıl yendiğini ballandıra ballandıra anlattığı GM Rajkovic 1941 doğumlu!

Bakın bu hafta; zamanında berabere kaldığı ve şimdi yendiği, maçını iftiharla yorumladığı GM Dusan Rajkovic’le olan maçı güzel bir örnek. Dusan Rajkovic 1941 doğumlu bir büyük usta, yani yaşı 74! ELO’su da 2371! Yani Atalık, yazmış da yazmış. Bir an Boby Fischer’le oynadı sandım. Kendisinden 200 ELO aşağıda 23 yaş büyük bir büyükustayı nasıl yendiğini. Bir de Atalık yazısında zamanında yenemediği Rajkovic’le maçtan önce konuşmadığını yazıyor. Bence konuşmamasının sebebi, Rajkovic’in Atalık hakkında bizim gibi düşünmesi midir yoksa? Sorsak mı kendisine?

Yahu Suat Atalık, ne komik bir adamsın sen? Madem Rajkovic’le maçını yazıyorsun, analiz ediyorsun şu zamanında berabere kaldığını da analiz etsene? Adam o zaman senin bugünkü yaşındaymış. Yüreğin yetiyor mu o maçı analiz etmeye? Senin yüreğin yetmiyor ben paylaşayım herkes görsün, bu da sibopa kapak olsun! Belki hava kaçırmaz!

 

Bu ilk maçları değil iki büyük ustanın. Üstelik bu ilk maç oynandığında Suat Atalık, Rajkovic’ten 80 ELO daha fazlaymış.

Oynadıkları maç sayısı bir değil, iki tane! İkincisinden hiç söz etmiyor Suat Bey, ben onu da buldum size.

İkinci maç ise daha büyük utanç büyük ustamız açısından… Belki o nedenle hiç söz etmiyordur ne dersiniz?

Bakın ikinci maçı da yayınlayalım.

2004 Sırbistan Ligi. Suat Atalık, o zaman Sırbistan (Yugoslavya) adına oynuyor. Rajkovic ile arasındaki ELO farkı 143, kendisi beyaz. Son tur, berabere kalmışlar.

Aaaaa, kaç hamlede? 11 hamlede hem de… Bak sen… Ne yazıyor 3 Ocak 2016 yazısında Suat Atalık?

Diyor ki, beyaz taşlarla, son tur, senden 100 ELO düşük bir sporcuyla nasıl beraberlik yaparsın…

Ama sen yapıyorsun sibop efendi! Bunu da haftaya analiz etsene “reca edeyorum”!

Sanrı! Belki de ilk kez bir satranççı için meslek hastalığı olabilir, ne dersiniz?

Eğitimi psikoloji olan Suat Atalık’ın attığı başlık ve yazdığı yazı bende bu ilhamı uyandırdı.

İlk yazıma gelen bazı tepkiler:

Bir çok dostumuz Suat Atalık’ın Karditsa’da son iki turda beraberlik yaptığı kısa oyunları analiz etmiş, ellerine sağlık.

Bir de dilimi eleştirenler var!

Ne demişim? “sibop” demişim. Bu hakaret değil, Sibop’un kelime anlamı şu:

Sibop: bir yay yardımıyla gergin tutulan ve yatağın düzlemine dik olarak yaptığı gidip gelme hareketiyle bir akışkanın geçişini ayarlamaya yarayan kapak, açval

Hava basıncını kontrol eden tıpa anlamında kullanılıyor. Burada mecazi olarak kullanılıyor kuşkusuz. Çünkü Suat Atalık arada bir basıncı artınca hava kaçıran bir sibop gibi davranıyor. Arada bir havasını almak gerekiyor. Biz de o yüzden kullandık, yoksa asla hakaret olsun diye kullanmadık…

Suat Atalık, ağzını açma çocuklarla ilgili yanıtını alırsın!

Suat hala 1994 yılında, Karditsa’da son iki turda oynadığın ve büyük ustalık yolunda son normu aldığın o iki müthiş oyunu analiz etmeni bekliyorum Cumhuriyet’te…

Share Button