SORUN BURADA!

Share Button

Dün öğretmenler günüydü. Anne, baba, kayınvalide, kayınpeder bir öğretmen çocuğuyum. Bugün birey olarak ne başarım varsa bunu öğretmenlerime borçluyum. İlk öğretmenim rahmetli Muzaffer Çebi’den, doktoradaki son öğretmenime kadar herkes benim bugün insan olarak birikimime katkı koymuştur. Öğretmenlerimize saygılarımı sunuyorum. Tekrar öğretmenler gününü kutluyorum.

Herkes bu önemli günde paylaşımlarda bulunuyor. Bu paylaşımlardan birisi gözüme çarptı. Öncelikle sosyal medyaya bakacak zamanım olmuyor bazen. O kadar yoğunum. Ama tahmin edebileceğiniz gibi satranççılardan bana ihbar yağıyor. Şuna bak, buna bak şeklinde. Neresinden tutsan sapır sapır dökülen, darmadağın bir camia olduk. Liyakatin yok edildiği, alkışçılık ve nepotizmin öncelikli liyakat kriteri olduğu bir durumdayız.

Camiada hakemlik müessesi çökmüş, antrenörlük bedeli karşılığında dağıtılan bir sertifika haline gelmiş durumda. Bu nitelik erozyonu, satranç sporunda yarışma ve sonuç anlamında büyük hatalar olmasına neden oluyor. Gün geçmiyor bir saçmalık olmasın, insana saç baş yolduran şeyler yaşanmasın. Üstelik bu hatalar bizim başımıza gelmiyor, başkalarının başına geliyor ve biz görünce üzülüyoruz. Bir de bunları yaşayan insanların durumunu düşünün. Çocuklarımızı… Haksızlığı yaşayan çocuklarımızı düşünün. Kuralları açtığında gördüğü somut bilgilerin uygulanmaması çocuk satranç sporcusunda nasıl bir travma yaratır?

Nedeni ne bunun? Kötü yönetim…

BU REZALETLERİ BEN KEŞFETMİYORUM

Öncelikle paylaştığım ve satranç adına skandal olan şeyleri ben keşfetmiyorum, bana satranççılar yolluyor, yani bu benden önce binlerce insanı üzüyor.. O kadar çok paylaşmadığım şeyler var ki!

Bu hatalar neden oluyor?

Yeterli eğitimin verilmediği, unvanlarını ve görevlerini hak etmeden alan insanlar nedeniyle oluyor.

Bir kişinin bilgisizliği bu sporda hemen kendisini gösterir.

Hakem eğitimi verdiğimde kullandığım bir cümle vardı, kıymetli öğrencilerim anımsayacaktır.

“Kötü satranç hakemi bir gecede meşhur olur”

Dün buna örnek bir şikayet aldım. Düziçi İlçe Temsilcisinin paylaşımıydı. Adını bile bilmem.

Yani bu şikayet eğer bir yardımcı antrenör, aday hakemle ilgili olsa “ahhh Gülkız Hanım ahhh neler yaptınız sporumuza” diye hayıflanıp geçerdim. Ama arkadaş ilçe temsilcisi, üstelik İl Hakemi. Öyle sanıyorum, yanılıyor muyum? Ya da aşağıda ismi geçen vatandaş, o da takdir ettiğine göre aynı durum onun için de geçerli.

Ne demek bu?

Bu arkadaş eğitimini almış, sınavına girmiş aday hakem olmuş, sonra görev yapmış, bu görevlerden norm almış, sonra tekrar eğitim almış, tekrar sınava girmiş ve başarılı olup il hakemi olmuş. Boru değil il hakemi. Yetersiz olması mümkün değil. Eğer yetersizliği varsa sorumlusu sadece ona eğitim veren hoca değil aynı zamanda görev veren mekanizma yani federasyondur.

Gelin paylaşıma beraber bakalım…

Bu paylaşımda sevimli bir durum var, nedir? Öğretmenler Günü Kutlaması… Ama bunun önünde inanılmaz bir hata ya da iki hata ve büyük bir ayıp var.

İki hata nedir?

Satrançta At, Fil, Kale, Vezir ve Şah hamleleri, taşın adının ilk harfi büyük yazılarak ardından oynandığı kare adı gelecek şekilde yazılır. Taş yeme varsa araya bir de çarpı konur.

Yani…

Fc4 Fc5 olmalı hamleler. Yani fc4 diye bir hamle yok. Bu neye benziyor biliyor musunuz? Örneğin futbolda 3 korner bir penaltı olmasına benziyor. Yok böyle bir şey. Bu bilgisizlik. Bunu yeni başlayan bir çocuk yaptığında, “bak şöyle olmalı” der, saçını okşar, iltifat eder, öğretirsiniz. Bir daha yapmaz.

Kazık kadar İl Hakemi yaptığında ne demeli? Ben kötü bir şey söylemedim. Bu arkadaşa öğrensin diye, yetersiz aldığı eğitimi telafi etmek için, çift soru dedim.

İki hata fc4 ve fc5’ti. Bir İl Hakemi yaptığında fecaat olan, satranç adına utanılacak, belki MHK’nin acilen bilgisini kontrol etmesini gerektirecek kadar vahim bir hata. Neden?

Yarın bu arkadaş bir turnuvada görev aldığında bu hatayı bir sporcuya yaparsa ne olacağını düşünüyor musunuz?

Bu arkadaş aktif olarak hakemlik, başhakemlik yapıyor il içerisinde.

Bu kez Gülkız Hanıma değil, MHK’ye soruyorum. Hamle yazmayı bilmeyen birisi bu ülkede başhakem olarak görev yapabilir mi? İl Hakemi olabilir mi?

İki hata fc4 ve fc5’ti…

Ayıp Neydi?

Ayıp kullanılan logoydu. Bu logoyu TSF’ye kazandıran, yönetimi o zaman ikna eden vatandaş, 15 Temmuz 2016’dan sonra ortalıktan kayboldu. Kasım Yekeler…

Ben bu logoyu gördüğümde tepem atıyor! O logo olmasa bu paylaşımı yapmazdım.

Bana bu logo Kasım Yekeler’i anımsatıyor. 15 Temmuz’u anımsatıyor ve acılarımı depreştiriyor. Kullanan herkes bilsin.

Her neyse eleştirdim ve eleştirimi paylaştım.

Gelelim sonrasında ne olduğuna!

Hem Suçlu Hem Güçlü

Ben bu paylaşımı yapana kadar Düziçi İlçe Temsilcisinin kim olduğunu bilmiyordum. Gerçekten bilmiyordum. Babamın oğlu olsa önemli değil, yine eleştiririm. Satranç benim içim yaşamımdaki en değerli şeylerden birisi… Hala da bilmiyorum kim olduğunu…

Bir mesaj aldım facebookta…

“Kim bu ya?” diye düşündüm, anımsayamadım. Adam senli benli konuşuyor, aldığı terbiyeden olsa gerek. Internet dolandırıcısı mıdır nedir diye merak ettim, ama emin olun araştırmaya bile zamanım olmadı. Mehmet Çalışkan diye birini tanımıyorum ki… Neyse işler o kadar yoğundu ki, bakamadım. Hayır mesajın içeriği o kadar bilgisizlik dolu ki, neyse…

Akşam üstü bir başka mesaj geldi messengerda. Arkadaşım olmayanlara izin vermem gerekiyor. İşlerim de hafiflemişti, o nedenle açtım mesajı.

Ne demek lazım? Ben içimden Allah kabul etsin dedim. Sanki ben kendisine bana mesaj at demişim gibi, saygın bir gerekçeyle gidiyor…

Ardından aşağıdaki mesajı saat on gibi gördüm, ama yanıtlayamadım beyefendiyi…

Şimdi hala anlamış değilim.

Mehmet Çalışkan kim? Benim yazımda “cahilce” diye bir şey yok. Demek ki, öyle bir sorunları var.

Tamam yazma sorunu olduğunu anladım, satranç hamlelerini yani, ama okuma sorunu da mı var? Okuma kısmında, Satranç hamlelerini değil, Türkçeyi kastediyorum.

Mehmet Çalışkan Düz İçi İlçe Temsilcisi mi? Öyleyse özür dileyeceğine neden bu parodi?

Yukarıda son yazdığı yazıda sanki başka bir kişiden söz ediyor ve savunuyor. Yazdığı mesajdan Mehmet Çalışkan ve Düziçi İlçe Temsilcisi farklı kişiler sanıyorsunuz. Arkadaş kim olduğunu bilmiyor mu yoksa kendisinin?

Arkadaş madem gelip mesaj atıyorsun, yanıtını bekleyecek kadar yüreğin olsun. Mehmet Çalışkan sen kim oluyorsun da bana doğruyu yanlışı öğretiyorsun. Yanıtını duyamayacaksın! Ama hiç hoşuna gitmeyecek iki kelime olduğunu bil.

Sizi satranca zorla mı davet ettik? Size göre (il hakemisin) notasyon bilmemek bu kadar ufak tefek bir olay mı?

Ülkemizde satranç adına olan bir tek güzel şey var mı? Ben göremiyorum. Bu işi dünyada en iyi bilen ve tüm dünyanın bilgime şapka çıkarttığı birisi olarak söylüyorum ki, ben göremiyorum. Ülkemizde satranç adına çok kötü şeyler oluyor.

Size gelince “fc4 fc5”

7 yaşındaki çocuğun bildiği, her satranç kitabında yazan bir bilgiden aciz misiniz?

Değilse özür dilersin biter, ısrar edersen bilgisizliğin tarihe yazılır.

TSF’nin kullanmadığı bir logoyu ısrarla neden kullanıyorsunuz? Ben bunu farklı yorumlamaya başlayacağım artık.

Gülkız Hanım son sözüm size!

Nasıl yaptıklarınızdan memnun musunuz? Şu durumumuza bakın…

Bu logonun kullanılmasına neden olan kişilerle ilgili soruşturma açacak mısınız? Açmazsanız sizin de desteğiniz olduğunu düşüneceğim. Bilginiz olsun.

Share Button