Küçükler, Yıldızlar, Emektarlar sona erdi

Share Button

Türkiye Küçükler, Yıldızlar ve Emekterlar şampiyonaları sona erdi. Son beş yılda olduğu gibi yine skandallar, kural dışılıklar, dışlamalar daha da artarak devam etti.

Güzel Şeyler

Şampiyonalar toplamda katılan sporcu sayısı ile ülkemizde bir rekora sahne oldu. Her ne kadar, gerçeklerden uzak ve siparişle tarih yazdıran federasyon yönetimimiz bunu dünyanın en büyük satranç şöleni olarak adlandırsa da, yarışma süresince sanırım birileri bunun saçma sapan olduğunu söylediği için, kapanışta yola geldiler, doğruyu buldular.

2.500’den fazla sporcunun yarıştığı şampiyonalar toplam sporcu sayısıyla, aynı anda aynı mekanda düzenlenen en büyük yarışma olarak spor tarihimize geçti.

Bunu birileri, bana göre dünyanın en kötü satranç federasyonu yönetimi olan TSF’nin Başkanına ve ekibine mal edebilir, herkes dilediği gibi değerlendirmekte serbesttir. Ama benim değerlendirmem, TSF koltuklarını abesle iştigal eden bu kötü yönetimin de her fırsatta söylediği gibi, bu başarı bizim zamanımızda satrancın seçmeli ders olmasının sonucudur.

Bu katılımın dünya düzeyinde bir rekor olduğu ise maalesef bir saçmalık. Bu rakamlar ABD yaş grupları şampiyonalarının yarısı bile değil. O kadar kolay yani karşılaştırmak. Olamaz mıydı peki? Varlığı ile sorun çıkartıp satrancı yok eden bir yönetim olmasaydı, 5.000 de olurduk, 10.000’de… O nedenle başarı olsa da daha büyük  olmaması bu yönetimin kabahatidir de…

Beş yıldır bizim yarattığımız sistemden başka bir yol bulamadılar. Tek ekledikleri fahiş düzeydeki konaklama ve organizasyon ücretleri.

Maalesef bu yönetimle hiç bir şeyin iyi olması mümkün değil. O kadar kötüler ki…

Alkışlanması Gerekenler – Veliler

Bizim zamanımıza göre en önemli başarı farklılığı bence velilerde. Bu yönetime rağmen sporcu velisi olmak gerçekten ayakta alkışlanması gereken bir durum. Hiç doymayan bir iştahla sürekli maliyetlerin artırılmasına, insanı çileden çıkartacak şekilde çaresizliğin içinde kalınmasına neden olan bir yönetim bu. Velilerimizin ilk kez bu yıl örgütlenmesi de şampiyonanın seyrini değiştirdi.

SGD’nin Tehdit Görülmesi

TSF yönetimi SGD’den (Satranç Gönüllüleri Derneği)  korkuyor. Bildiğiniz gibi değil, korkunun haddi hesabı yok. Tüm satranç camiası, bu mücadelenin sonunu merak ediyor. TSF yarışma süresince SGD’den gelecek örgütlü bir protestodan o kadar korkuyordu ki, yönetim ortalıkta görünmedi. Sırf bu nedenle, yarışmadan önce gözdağı verir gibi ben dahil bir çok kişiye cezalar verildi. Cezalardan velilerin korktuğu yok, ama bir anne-babanın yavrusuna gelebilecek bir zararı göğüslemesi beklenebilir mi?

İzlemeye devam ediyoruz…

Mülki Erkan – Sponsor – Genel Müdürlük yok…

Açılışta ve kapanışta, TSF yöneticileri dışında mülki erkan,  sponsor ve Spor Genel Müdürlüğünden bir katılım olmaması da çok manidar. Gülkız Tulay’ın kötü yönetimi artık sanıyoruz herkesin gözüne batmaya başladı. Hukuku hiçe sayan, kuralları ihlal etmeyi alışkanlık haline getiren, MHK’den Teknik Kurula, Disiplin kurulundan Yönetim Kuruluna kadar her kademede ilişkilerin, kuralların önüne geçtiği bir durumu izliyoruz.

Böyle büyük bir şampiyonaya mülki erkanın, sponsor temsilcisinin ve genel müdürün katılmamasında bir kaç neden olabilir. Herkesin alkış tutması gereken sayıda sporcu katılımı gibi bir şölene tanık olmayı kim istemez?

Mantık yürütmek gerekirse; bir nedeni TSF’nin gelecek tepkiden ürkmesi olarak insanın aklına geliyor. Bir diğer neden ise, ki bence akla gelen bu, yarışma öncesinde gelen şikayetler, tepkiler ve Gülkız Tulay’ın bu federasyonu ne kadar kötü yönettiğinin herkesçe anlaşılmış olması.

Otel – Organizasyon Skandalları

TSF Başkanı Gülkız Tulay, bu organizasyonu federasyonun en önemli gelir kaynağı olarak görüyor. Bu kadar agresif şekilde para kazanma amacının ardında ne yatıyor?

  1. Or-An Sitesinde TSF’ye ait olan binanın borcunun ödenmemesi nedeniyle açılan davayı kaybeden federasyon, bu yıl borcun karşılığı olan 650.000 TL ile ayrıca faizi olan 650.000 TL’yi ödeyecek. Gülkız Tulay bu faizi TSF Bütçesinden ödemeyi hesaplıyor ve hem faiz hem de ana kaynak için gelir kalemleri oluşturmaya çalışıyor. Lisanslara gelen fahiş zamlar, transfer, ilişik kesme, vize ücretlerinin inanılmaz artışlarının bir nedeni bu. 2016 Genel Kurulunda bu binanın SGM’ye devrine ilişkin bir madde yer alsa da, bunun sadece genel kurulun atlatılması için bir taktik olduğunu düşünüyorum.
  2. TSF’nin yöneticileri, delegeleri, kurul üyelerinin masrafları artık bütçede zorlanmaya neden oluyor. Bir örnek verelim, bir yedek yönetim kurulu üyesi başından sonuna bu organizasyonda tek kişilik odada ağırlanıyor, yiyor, içiyor, uçağı ve hava alanı transferi ödeniyor. Üstüne harcırah alıyor. Katkısı sıfır satranca. Yediği içtiği cabası… Bu birisi, çok daha fazlası var. Bunun sonu yok. Şişenin dibi delik olunca su doldurmak için nehir yetmiyor. Bir diğer örnek de Nilüfer Çınar, ona da aşağıda değineceğim yeri gelince. Ama kötü örneklerin sonu yok. Resimlere bakın bir kısmını görürsünüz, göremediklerinizi görüp bize anlatanlar da var.
  3. Delegeler kulüplerden geliyor. O nedenle kulüplere yakın durmak büyük önem taşıyor. Ya herkese aynı mesafede durmak lazım, ya da size destek olacak kulüplere, yani delege verecek kulüplere yakın durmak lazım. Doğrusu her kulübe eşit mesafede olmak.  Nasıl oluyor bu yönetimde söz konusu olay? Örneğin Karaman İl Temsilcisi Mustafa Eroğlu’nun ilde takdire şayan şekilde kulüpleşmeyi sağladığı herkesçe biliniyor. Bu kulüplerden ciddi sayıda delege genel kurula geliyor. Eroğlu, bu konuda çok ilginç bir yöntem bulmuş durumda, kulüplere sporcu buluyor. Sporculara da Türkiye Küçükler, Yıldızlar, Türkiye Kupası gibi turnuvalarda masrafları karşılanarak oynama fırsatı sunuyor. Çok akıllıca bir yöntem buraya kadar bir sorun yok. Ancak edindiğimiz duyumlara göre Eroğlu ile TSF arasında bir açık hesap var. Yani Eroğlu, Karaman dışından transfer ettiği sporculara sözünü tutuyor, ama karşılığı federasyona ödenmiyor, ya da borç olarak yazılıyor. Sonuç olarak Eroğlu’na verilen bu olanak başka kulüplere verilmiyor, en azından bize verilmiyor. Gülkız Tulay çıksa da buna yalan dese, ben de özür dilesem, ne güzel olur! Eroğlu’nun her göreve yollanmasının ardındaki neden olarak da bunu gösterenler var. Böylece alacağı harcırah ve yollukların bu borçlar için mahsup edilmesi sağlanıyor şeklinde bir söylenti var. Türkiye Birinci Ligi, Kulüpler Şampiyonası ve İkinci Liginde Karaman Kulüplerine para ödenmediği ve bu kaynağın bu borca karşılık mahsup edildiği de söyleniyor. “Eroğlu bu giderler için ayrıca belediye, il spor müdürlüğü kaynaklarını kullanıyor mu?” zaman içinde ortaya çıkar, şu anda biz bilmiyoruz, ama duyumlar alıyoruz. Doğru mu, yanlış mı, hukuk önünde belli olur. Ama federasyonun satranç dışında çok masrafı olduğu belli, insanın içi cız ediyor. Cezam olmasa sırf destek olmak için gidip emektarlarda oynayacaktım. Yazık yani…  🙂 🙂 🙂
  4. Üstelik bu ve benzeri skandallar sadece Karaman’da olmuyor. Yalova ile ilgili de inanılmaz haberler alıyoruz, bekliyoruz, izliyoruz. O dosyayı da zamanı gelince açacağız.

Sonuç olarak veliler isyanda. Kendi olanaklarıyla konaklama ayarlamalarına da müsaade edilmiyor. Fahiş organizasyon bedelleri isteniyor.

Şampiyonanın başında, ilk turdan önce bir velinin sosyal medyada paylaşımı büyük bir skandalı gözler önüne serdi.

Videonun tamamını izlemek için resmin üzerine tıklayabilirsiniz.

Bu videonun altına yapılan yorumlardan birisi ise çok ilginçti.

Otel görevlileri hakkını aramaya kalkışan velilere kişi başı günlük 22 tl ye ancak bu olur, şıkayetlerinizi federasyona ve oflaz tur’a iletin diyorlar. Oflaz tur ne iş ? kişi başı 22 tl peki veilden alınan rakamlar karşılaştırın bunun için hesap uzmanı olmaya gerek yok!!

Bu iddia boş olamaz, tur şirketi adı var, rakamlar var. Bir federasyonun faaliyetlerinden gelir elde etmesi kadar doğal bir şey olamaz. Ama bu bilginin doğruluğunu federasyon teyit etmeli ya da yalanlamalı.

  • Bu beş yıldızlı otelde konaklama kaç liraya alınmıştır?
  • Gerçekten 22 TL’ye konaklama alınması mümkün olabilir mi?
  • Oflaz Tur nasıl seçilmiştir?

Tüm bunlar hepimiz kafasında oluşan sorular.

Ama organizasyon anlamında skandallar sadece otel ile kalmıyor.

Web sitesi çöktü

Bir mühendis olarak bu akla ziyan duruma şaşırdım kaldım. Olimpiyatlarda, Avrupa ve Dünya Şampiyonalarında günde 1 milyon ziyaretçi alan siteleri yönettik, böyle bir sıkıntıyla karşılaşmadık.

Şampiyona biteli 30 saat oluyor, hala eşlendirmeler sayfalarda yok. Sonuçlar belli değil. Bir excel tablosu atılmış, indirip onu açtığınızda anlayabiliyorsunuz durumu.

Ama tüm resimler web sitesinde var. Resimler için çökmeyen site, tablolar için çöküyor. bre bre bre…

Milli takım havuzları bu yazı yayınlandığında belli değildi.

Okkam’ın söylediği gibi “nal sesi duyuyorsanız bu zebra sürüsü olamaz, gelen at sürüsüdür

Siz web sitesinin çökmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce zebralar mı geliyor?

Nilüfer Çınar İçin Turnuva Düzenlendi

Bir kaç ay önce TSF Yönetim Kurulu üyesi Nilüfer Çınar, yurt dışında emektarlar kadın şampiyonasına yollandı. Bunun için seçilmesinde hiç bir kriter yoktu. Neye göre seçildiğini açıklayan bir yazı göremedik, TSF mevzuatında buna dair bir husus yok.

Eleştirdik…

Bunun üzerine bu “eski” arkadaşımız tekrar turnuvaya gidebilsin diye TSF Kadın Emektarlar Şampiyonası düzenledi. Çok iyi duyurulmuş olmalı ki 3 sporcu katıldı. Nilüfer Çınar birinci oldu. Kendisini bu büyük ve tarihi başarısından dolayı ayakta alkışlıyorum.

2 dakika sonra – Alkışlamam bitti. ellerim ağrıdı artık yazıma devam edebilirim. 

İlk sorum Gülkız Tulay’a: Defalarca eleştirmemize rağmen Türkiye Genç Kadınlar Şampiyonası düzenlemediniz. Düzenlemeye gerek duymadınız. Genç kızlarımız açık kategoride erkek rakipleriyle mücadele etti ve sıralamada hiç birbirleriyle oynamadan aldıkları dereceye göre unvan aldılar.

Neden ayrımcılık yapıyorsunuz?

Genç kızlarımız için Türkiye Genç Kadınlar Şampiyonasını neden düzenlemiyorsunuz? Yönetim kurulu üyeniz eleştirilmeden yurtdışına gitsin diye neden 3 kişilik turnuva düzenliyorsunuz?

Bu kez Gülkız Tulay’a bir kaç sorum daha olacak, bunlar 2018 Türkiye Emektar Kadınlar Şampiyonası ile ilgili

  1. Nilüfer Çınar, yönetim kurulu üyeniz olmasaydı yine bu şampiyonayı ayrı olarak düzenler miydiniz?
  2. Nilüfer Çınar şampiyonaya sporcu olarak katıldığına göre, konaklama masraflarını ödedi mi?
  3. Kendisine uçak bileti ödemesi yapıldı mı?
  4. Görevli listesinde adı var mı?
  5. Harcırah aldı mı?
  6. Sizce bir sporcunun masraflarının TSF tarafından karşılanması, diğer sporcular için haksız rekabet yaratıyor mu?

Buyurun yanıt verin özür dileyeyim sizden…

Sonuç

Bir tarafta pırıl pırıl çocuklarımız, diğer tarafta onlarca skandal ve rezalet ile, ülkemizin en büyük yarışması sona erdi. Başarılı olan tüm sporcularımızı, kıymetli emektar antrönerlerini, kulüplerini tebrik ediyorum. Alkışlıyorum, canı gönülden. Ama benim için en büyük başarı, bu federasyona rağmen bu çocukları sporumuza yönlendiren anneler ve babalara ait. Var olun! Sağ olun…

Not: Her yıl bu yazının ardından havuzlara giremeyen sporcuları yazardım, ama milli takım havuzları henüz belli değil o nedenle yazamıyorum.

Share Button