Kadın Satrancının acı durumu

Share Button

8 Mart Dünya Kadınlar Gününü kutluyoruz. Ülkemizin, kadına şiddet, kadın haklarının yok sayılması ve kadınlara ayrımcılık yapılması konusunda oldukça kabarık ve kötü bir sicili var maalesef. Devletimiz, hükümetimiz, iktidarı ve muhalefet partileri, sivil toplum örgütleri, her birimiz bu durumdan sorumluyuz.

Umuyorum ki, her yıl geçmişe göre bu konularda daha iyi gelişmeler gösterir, eğitim ile, ahlak ile bu utançtan kurtuluruz.

Kadını bir gün değil, her gün baş tacı edeceğimiz o günlere bir an önce kavuşuruz.

Her yıl bu hafta içerisinde kadın hakları ve kadınlara ilişkin programlar, yayınlar ve etkinlikler oluyor. Konunun önemi vurgulanıyor, ama bir türlü günde bir kadının öldürüldüğü kadına şiddet son bulmuyor.

Her kademede, her yetkili bir açıklama yapıyor. Bu durum satranç için de geçerli.

Dışarıdan bakan birisi, TSF Başkanı Gülkız Tulay’ın her yıl 8 Mart gününde yaptığı açıklamaları yan yana koysa “ne güzel, iyi ki bir yönetici kadın ve kadına yönelik bu mağduriyeti giderecek önlemler alıyor” diyebilir.

Gerçek nedir peki? Gerçeklerin bunla uzaktan yakından ilgisi yok.

Bugün 8 Mart 2017, TSF Başkanlık koltuğunu abesle iştigal eden ve satranç tarihimizin en kötü federasyon yöneten başkanı, dünya satrancının en kötü federasyon yöneten başkanı olduğuna inandığım, satrancı bilmemenin yanında, umursamadığını da her eyleminde ve kararında gösteren Gülkız Tulay bugünün önemine ilişkin olarak açıklamalarda bulunuyor.

Önce her bir cümlesinin gerçeklerin tersini iddia ettiği açıklamasını sizlerle paylaşmak istiyorum:

Satranç Federasyonu Başkanı: Gülkız Tulay: “Kadınlarımızın hayatı satrançla değişiyor

Eurosport Türkiye ve AA tarafından

Türkiye Satranç Federasyonu Başkanı Gülkız Tulay, kadın ile satranç sporu arasındaki benzerliğe dikkat çekti.

Türkiye Satranç Federasyonu Başkanı Gülkız Tulay, kadınların hayatının satrançla değiştiğini belirtti.

Tulay, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, bugün birçok kadının satranç ile para kazandığına ve çocuklarını okuttuğuna dikkati çekerek, “Kadınlarımızın hayatı satrançla değişiyor. Kadınlarımız satrançla ‘ben de varım’ diyor. Bu da federasyon olarak bize doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. 2017 hedeflerimizin en başında ‘kadın satrancı’ var.” ifadelerini kullandı.

Kadın ve satrancın çok benzer olduğunu vurgulayan Tulay, şunları kaydetti:

“Kadın hayat verendir, üretendir. Kadın ile satranç çok benzer aslında; kadın da satranç da yaşamın kendisidir. Diğer sporlarla karşılaştırıldığında hiçbirinin yaşama benzerliği satranç kadar olamaz. ‘Kadın olarak iyi ki satranç sporunun içindeyim’ dediğim birçok an yaşadım. Anne babalar çocuklarının hayatına yön verir ama benim hayatımda bu durum biraz farklı oldu. Ben umut ışığımı çocuklarımla beraber yaktım. Onlar sayesinde satrançla tanıştım, onlar bana izlemem gereken bir başka yolu gösterdiler. O yolda azim ve kararlılıkla devam ettim. Satrançta, federasyon başkanlığı görevine ilk ve tek kadın başkan olarak seçildiğim 2012 yılı, benim hayatımın bir başka dönüm noktası oldu. Ben bu yola, bir kadın olarak, bir kadının eli değince neler olabileceğini göstermek, spor camiasında bir farkındalık oluşturup, tüm Türkiye’ye hatta dünyaya örnek olabilmek amacıyla çıktım, azimle yürüyorum. Ne mutlu ki bugüne kadar bu amaca hizmet eden işlere imza attım.”

Gelecek 4 yıllık süreçte, Türk satrancında kadın sporcu sayısının artırılması, daha uzun süre satranca devam etmeleri ve başarılı olmaları için özel çalışmalar yapacaklarını aktaran Tulay, “Kadın satrancını okul öncesi dönemden başlayarak Türkiye genelinde proje ve etkinliklerimizle destekleyeceğiz. Kadın A Milli Takımı sporcularımıza dünyanın en iyi antrenörleri ile çalışma imkanı sunmaya devam edeceğiz. Kadın sporcularımızın katılacakları turnuva ve kamp programlarını daha etkin hale getireceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.

Gülkız Tulay, “emeği ve çabasıyla dokunduğu her şeyi, her yeri güzelleştiren tüm kadınların” 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutladı.

Ne kadar beylik ve sıradan sözler. Ben size her birini kanıtlayacağım şekilde gerçekleri ifade edeyim isterseniz.

Tulay’ın ifadesi:

Tulay, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, bugün birçok kadının satranç ile para kazandığına ve çocuklarını okuttuğuna dikkati çekerek, “Kadınlarımızın hayatı satrançla değişiyor. Kadınlarımız satrançla ‘ben de varım’ diyor. Bu da federasyon olarak bize doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. 2017 hedeflerimizin en başında ‘kadın satrancı’ var.” ifadelerini kullandı.

GERÇEK:

Çok beylik ve içi boş laflar. Satrancı bilen kadınlar satrançtan para kazanmıyor, onlar Gülkız Tulay’ı eleştirdikleri için onlara görev verilmiyor. Satrançtan para kazandığı iddia edilen kişilerin satrançla çok fazla ilgisi yok. Başkana sormak istiyorum. 2017 hedefiniz “Kadın Satrancı” mı? Peki bana kadın satrancı ne demek bunu bir açıklar mısınız? Umarım kadın satrancı deyince, şu “osmanlı satrancı” , “mermer satranç” gibi satranç takımı türlerinden birisini kastetmiyorsunuzdur.  Size soruyorum: TSF’de çevrenizdeki tüm danışmanları bir araya toplayıp yanıtlayın. Kadın Satrancı sizin için ne demek?

Her ne demekse bizim anladığımızla, evrensel anlamıyla farklı düşündüğünüz açık. Bence bir anlamını öğrenin. Yazının sonunda ben size ip ucu vereceğim, ne demek olmadığını açıklayacağım en azından.

Tulay’ın ifadesi:

“Kadın hayat verendir, üretendir. Kadın ile satranç çok benzer aslında; kadın da satranç da yaşamın kendisidir. Diğer sporlarla karşılaştırıldığında hiçbirinin yaşama benzerliği satranç kadar olamaz. ‘Kadın olarak iyi ki satranç sporunun içindeyim’ dediğim birçok an yaşadım. Anne babalar çocuklarının hayatına yön verir ama benim hayatımda bu durum biraz farklı oldu. Ben umut ışığımı çocuklarımla beraber yaktım. Onlar sayesinde satrançla tanıştım, onlar bana izlemem gereken bir başka yolu gösterdiler. O yolda azim ve kararlılıkla devam ettim. Satrançta, federasyon başkanlığı görevine ilk ve tek kadın başkan olarak seçildiğim 2012 yılı, benim hayatımın bir başka dönüm noktası oldu. Ben bu yola, bir kadın olarak, bir kadının eli değince neler olabileceğini göstermek, spor camiasında bir farkındalık oluşturup, tüm Türkiye’ye hatta dünyaya örnek olabilmek amacıyla çıktım, azimle yürüyorum. Ne mutlu ki bugüne kadar bu amaca hizmet eden işlere imza attım.”

GERÇEK:

Kuşkusuz bu süslü sözcüklerin taşıdığı bir anlam var, ancak Gülkız Tulay’ın yaptıklarıyla söylediklerinin ilgisi yok. Gülkız Tulay satranç sporunun içinde değil, satrançla ilgili hiç bir üretim yapmıyor, satranca hizmet etmiyor. Satranç gibi özel bir sporun federasyon başkanı olan Gülkız Tulay’ın bu durumdan eğlendiği, mutlu olduğu açık, ancak bu spora en ufak bir faydası olmadı, olmuyor. Türkiye’ye ve dünyaya örnek olmak ibaresi de; talihsiz, anlamsız ve durumun vahametini ortaya koyan bir hata olmuş. Gülkız Tulay’ın başkanlığı, dünya satrancında “bir federasyon ne kadar kötü yönetilebilir?” sorusunun yanıtı olabileceğinden, örnek olarak iyi bir örnek olması olası değil. Gülkız Tulay’a sormak istiyorum: “Hangi işe imza attınız?” Bana bir tek örnek verin. Aldığınız mirası enkaza çevirdiniz, Türk satrancının dibine neredeyse dinamit koydunuz. Lütfen bana yanıt verin? “Dört yıl boyunca iyi ne yaptınız? Bir tek örnek verin lütfen!” Yok! O kadar hazin bir durum… Tek bir iyi örnek yok. Göz boyayan projeler var. Örneğin “Satrançla büyüyorum spor kulübü derneği” federasyon yönetimindeki kişilerin akrabalarının dışarıda denetim olmasın diye bir dernek kurup, içlerinde soru işareti olan ve 15 Temmuz 2016’dan sonra mesleklerinden ihraç edilen insanların yönettiği, devletten alınan kaynağın çar çur edildiği proje mi? Bu mudur attığınız iyi imza?

Yoksa, alt yapıyı yok edip, yeteneklerimizi satrançtan soğuttuğunuz, döneminizde tek bir yeni yıldız adayı çıkartamamanız mıdır attığınız imza?

Gülkız Tulay vazgeçin bu hikayelerden, gerçekler farklı! Sizin döneminizde “yönetimin 5 yıldızlı otellerde yeyip içtiği, üstelik içtikleri içki markasıyla övündükleri, satranca değil size oy verecek delegelere yatırım yapılan, hakemlik müessesinin delege oylarına politize edildiği, hakem atamalarının eş-dost-sevgili gözetilerek yapıldığı, il temsilcilerine yeğenlerinizin atandığı, oğlunuzu kurullara koyup yurt dışına görevli yolladığınız” projeler ise eğer imza attığınız projeler, o zaman susarım. Başka varsa lütfen söyleyin bu yazının altına ekleyelim.

Tulay’ın ifadesi:

Gelecek 4 yıllık süreçte, Türk satrancında kadın sporcu sayısının artırılması, daha uzun süre satranca devam etmeleri ve başarılı olmaları için özel çalışmalar yapacaklarını aktaran Tulay, “Kadın satrancını okul öncesi dönemden başlayarak Türkiye genelinde proje ve etkinliklerimizle destekleyeceğiz. Kadın A Milli Takımı sporcularımıza dünyanın en iyi antrenörleri ile çalışma imkanı sunmaya devam edeceğiz. Kadın sporcularımızın katılacakları turnuva ve kamp programlarını daha etkin hale getireceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.

GERÇEK:

Gülkız Hanım dört yıl boyunca, sanki kararlılıkla ve özellikle ne kadar genç kadın yeteneğimiz varsa yok ettiniz. Sizin döneminizde kadın sporculara verilen destekler kırpıldı, kuşa çevrildi. Dünya Genç Kadınlar Şampiyonasına ve takım şampiyonalarına kadın sporcularımızı yollamadınız, onları yok saydınız. Üstelik bu turnuvalar masrafsızdı, her ülke federasyonundan bir sporcunun ağırlandığı turnuvalardı. Bayrağımız bile dalgalanmadı. Dünya Yaş Gruplarına 2016 yılında sporcu yollama hakkınız varken kullanmadınız. Kadın satrancına ilişkin hiç bir şey yapmadınız. Bizim dönemimizde düzenlenen Kapalı Kadın turnuvalarını düzenlemediniz, grand-prixlere son verdiniz, kadınlara yönelik hiç bir organizasyonu alamadınız. O kadar boş ve abes ki yaptıklarınız, saymakla bitmiyor. 2015 Türkiye Kadınlar Satranç Şampiyonasını, hunharca katledilen sembol genç kadın Özgecan Arslan’a atfedip, ödül törenine gelmediniz. Döneminizde size destek olan ve methiyeler düzen aday hakemlere Türkiye Şampiyonalarında görev verdiniz, ama birden fazla kadın FIDE hakemimizi görmezlikten geldiniz. Neden? Çünkü onlar sizin değil, Türk Satrancının hakemleriydi. Bu mudur kadına verdiğiniz destek? Size yakın olan yetersiz kişilere evet, sizi eleştiren liyakatı olanlara hayır? Bu mudur?

5 Kasım 2012’de size onlarca yetenek bıraktık! Her birisi dünya şampiyonu olabilecek; 8 yaşından 18 yaşına kadar müthiş yetenekler bıraktık. Bir tanesi bile 2000 düzeyine ulaşamadı. Bir tanesini bile milli takıma girecek düzeye eriştiremediniz. Neden? Hep onlarda mı kabahat? Betül ve Kübra’dan sonra neden bir tek büyük ustamız çıkmadı. Bırakın büyük ustayı bir tek uluslararası ustamız bile çıkmadı genç kızlarımız arasından. Sizce neden? Ben söyleyeyim, siz yönetmesini bilmiyorsunuz da ondan.

Bana hikaye anlatmayın Gülkız Tulay!

Siz kadın satrancına söylediğiniz katkıları hiç bir zaman yapmadınız, tam tersi olduğunu söylemek mümkün. Söylediklerinizin gerçeklerle alakası yok. Lütfen artık başınızı ellerinizin arasına alın ve düşünün.

Satranca ve özellikle Türk Kadın Satrancına yaptıklarınız yazıktır!

Share Button