Batum’dan Sonra (2) Sportif Değerlendirme (Kadınlar)

Share Button

Batum’da düzenlenen satranç olimpiyatlarının ardından yapmakta olduğum değerlendirmelere sportif yönden de devam ediyorum.

Batum’da aldığımız sonuçlar vasat ve başarısızdı. Kadınlar kategorisinde vasattık. Başladığımıza yakın bir sırada olimpiyatları tamamladık. Kafasına göre milli takım seçen Başkanımız ve yönetim kurulu bu sonuçların sorumlusudur.

Bu vasat sonucun birkaç nedeni var, sırayla belirleyeyim.

Kadınlar A – Yıllarca İhmalin Sonucu

Kadınlarda aldığımız vasat sonucun ilk nedeni yıllardır, Kadın satrancına yatırım yapılmamasıdır. 2012 yılından bu yana altı yıl geçti. Ama bir WIM ya da bir WGM çıkaramadık. Çıkması da zor görünüyor. Çıksa da çok fark etmez aslında. Bu kafayla, başarıya ulaşmak zor. Ama o gayret gösterilmediği, kadın satrancı ihmal edildiği, alt yapıda bıraktığımız yeteneklere yatırım yapılmadığı için, bir türlü güçlü bir kadroya ulaşamadık.

Türkiye Satrancını yöneten bilgisiz, ilgisiz, harcırah için yönetim kurulunu işgal eden zihniyetin, sporda başarı göstermek gibi bir kaygısı ya da amacı yok. O nedenle sporcularımızı ileri götüremiyorlar.

Yani başarısızlığın ilk nedeni yıllardır kadın satrancına yatırım yapılmaması.

Çözüm A –

Acil olarak kadın sporcularımız, alt yapıda yetişen genç kadınlarımız için turnuvalar düzenlenmeli, antrenörlerin sayısı artırılmalı. Yıllarca Dünya genç kadınlara sporcu götürmeyen bu zihniyet. Genç Kadınlar Türkiye Şampiyonası düzenlemeyen de bu zihniyet. Kadın sporcularımıza ayırım yapan da bu zihniyet. Erkek-Kadın diye olmayan kategorileri uyduranlar da bunlar. Saysam bitmez.

Ne yapılmalı? Sporcular turnuvalara daha çok yollanmalı. Göz boyamak için değil. İyi turnuvalar seçilmeli. 10-12 genç sporcu seçilip, özel teşvikler verilmeli. Özel antrenörler tutulmalı, takip edilmeli. Daha yoğun ve bilimsel programlar uygulanmalı. İçimi cızlatan bu yönetimin, benim yanımdayken, önerdiğim bu uygulamaları ben yaparken, izliyor ve biliyor olması. FIDE Women Grandprixler, Özendirme Ödüllerimiz, GM’ler ile düzenlediğimiz kamplarımız yok artık, başarı da yok.

Yaptıklarına baktığınızda, özellikle, kasıtlı, bilinçli bir şekilde gelişmemizi istemiyorlarmış gibi bir sonuç çıkartabilirsiniz. İnsanın aklı kabul etmiyor.

Kadınlar B- Adaletsiz Seçimler

TSF Başkanlık koltuğunu yıllardır abesle iştigal eden, 2012 yılında seçildiği bu koltuğa, 2016 yılında tekrar atanan Gülkız Tulay, köşesinde,

Sporcularımızın demoralize olacaklarını düşünmeden, olimpiyat öncesinde A Milli takım kadrosunun eleştirilmesinden sporcularımız adına duyduğumuz üzüntüyü tekrar dile getirmek istiyorum.

diyor. Ben böyle bir saçmalık görmedim. Sen göz göre göre hak yiyeceksin, gayri adil şekilde takım seçeceksin, eleştirdiğimizde de, bu saçma sapan demagojiyle haklı çıkmaya çalışacaksın. Yani bu işten zerre kadar anlasanız bu takımın 3 kişi yarıştığını görebilirdiniz.

Takım seçmenin bir yöntemi bir süreci vardır. Siz kafanıza göre takım seçiyorsunuz Gülkız Hanım. Gençlere önem veriyorsanız, ya Türkiye Şampiyonasına bakın, Handenur Şahin’i götürün, ya da ELO’ya bakın genç bir sporcu olsun diyorsanız Sıla Çağlar’ı götürün. Yok sonuç önemli diyorsanız deneyimiyle bu zor maratonu kaldırabilecek olan Isqandorava ve Topel’i götürün. Ama ben sizde ne strateji, ne plan görüyorum.

Sporcularımızın moralinin bozulmasına çok üzüldüm. Ama benim, camiamızın, ülkemizin ve en önemlisi bana göre hakkı olduğu halde bu olimpiyata götürülmeyen Sıla Çağlar ve Handenur Şahin’in de moralleri bozulmuştur. Ben böyle düşünüyorum. Bu işi sizin topunuzdan daha çok biliyorum. Sonuç ortada. Ağlamaya sızlanmaya başkasına çamur atmaya gerek yok.

O nedenle size yakışan üslupla yazdığınız bu cümleyi size aynen iade ediyorum… Moral bozan sizsiniz!

Kadınlar C – Hazırlıksızlık

Ulusal takımlarımızın hazırlık yapmadığı açık. Utanmadan sıkılmadan beni Silvio Danilov ile özleştiren bir yönetim kurulu üyesine soruyorlar. “Neden belirli bir grup sporcuya hazırlık yapıp yoğunlaşmıyoruz?” diye. Bunu soran federasyondan birisi.

Beyefendinin verdiği yanıt “diğerlerine haksızlık olur, eşitlik bozulur”…

İnanmak istemiyorum. Sporda ilk kez duyduğum bir açıklama bu. Şimdi böyle bir mantıkla sporda başarı olur mu? Doğru mudur bu açıklama?

Federasyonun başkanvekilleri ve asbaşkanı bile olimpiyattan 2 gün önce Trabzon’a gidip nasıl yiyip içeceklerine dair kampa giriyorlar. Ama sporcuları kampa almıyorlar. Sporcular hazırlanmadan nasıl başarılı olur. Bazen düşünüyorum da, Gülsevil Yılmaz’a “Satranç Olimpik spor değil, satranç olimpiyatları resmi değil” diyen bu federasyon acaba satrancın spor olmadığını mı düşünüyor?

Yıllarca BESYO yöneten Prof.Dr.Yusuf Doğruer, sporda hazırlık olmadan başarılı olunamayacağını bilmiyor mu?

Bu nasıl bir kafa?

Bu nasıl bir anlayış?

Çalışmadan, başarı olur mu? Emek vermeden kazanmak olur mu?

Kadınlar D – Bilişsel Eziyet

Ulusal takım sporcularının nasıl seçilirlerse seçilsinler, bu kadar yönetim kurulu üyesini, onların aldığı fahiş ve akla ziyan harcırahları görüp de morallerinin bozulmaması mümkün mü?

Hepsini bir araya toplarsak, Batumda düzenlenen 43. Satranç Olimpiyatlarında kadınlar kategorisinde vasat ve bana göre başarısız bir sonuç aldık.

Sorumlusu, Türkiye Satranç Federasyonu Yönetimidir.

Yapılması gereken: Bu yönetimin ya görevden alınması ya da istifa etmesidir.

Gülkız Tulay’a önerim şudur:

İstifa edin, çekin ellerinizi Türk Satrancının üstünden…

(devam edecek)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Batum’dan sonra (1)

Share Button