Yine Yanlış Hep Yanlış – TSF?!

Share Button

TSF web sitesinde Özel Grup Seçme Kriterleri ve Hak Kazanan Sporcu Listesi ilan edildi. Son iki yıldır neden kriterleri ilan edilmiyor dediğimiz seçme ölçütleri nihayet ilan edildi.

Kriterler

Yazmaktan klavyelerin tuşları eskidi ve sonunda bu federasyona kriterleri ilan ettirmeyi başardık. Bir federasyon milli takım havuzu varken, özel çalışma grubu kurmalı mı? Bence çok doğru değil. Çünkü bu kendisini inkar etmek. Hem milli takım havuzu olacak, hem de özel çalışma grubu kuracaksın.

Ne sakıncası var?

Sakıncası şu, özel çalışma grubu kurdun mu, adil rekabeti engelliyorsun. Bir yarışma yapıyorsun, yarışmanın sonunda çıkan sonuçları bir kenara koyup, yarışmada oynamayan sporcuları özel çalışma gruplarına alıyorsun.

Hadi Kurdun bari önceden ilan et!

Özel çalışma gruplarında bulunan sporcularımız çok yetenekli çocuklar. Anlaşılan o ki, Antalya’da düzenlenen Küçükler ve Yıldızlar Şampiyonasından önce bu sporculara “sizin yeriniz garanti” denmiş.

Bunda bir sakınca görmüyorum, ama şampiyonadan önce ilan edilmeliydi. Bunun anlamı artık milli takım havuzlarının sadece göstermelik bir liste olmasıdır.

TSF Acizliğini İlan ve Kabul Etmiş Oldu

Bunun arkasından ortaya çıkan sonuç ve anlam şudur. TSF sırf para kazanmak için Türkiye Küçükler Şampiyonası düzenliyor, bu şampiyonada binlerce kişiyi yetersiz turla yarıştırıyor, bunun sonucunda belirli sayıda sporcumuzu milli takım havuzuna alıyor. Bunlara yılda bir kez kamp düzenliyor, orada da velileri falan kampa katıp para kazanıyor, ama kampın sonucuna güvenmiyor ki, ayrıca yetenekli çocukları ayrı bir grupta topluyor. Yani kendi acizliğini, başarısızlığını, beceriksizliğini kabul ediyor.

Milli Takım Havuzlarına eş puanlıların alınması

TSF’yi yıllardır eleştiriyorum. Matematiğe, akla, mantığa, adalete, vicdana aykırı şekilde; yüzlerce çocuğumuzun oynadığı turnuvalarda 9 turla onuncu, onikinci kişide kesip atıp, milli takım havuzuna sporcu alıyor, bir o kadarını da hiç bir kabahatleri olmadığı halde eş puanla dışarıda bırakıyorlardı.

Gülkız Tulay’a defalarca seslendim, dediklerimizi yapın yeter dedim. Ama anlamıyorlar ki doğru yapsınlar. Mevhum yok mevhum! Satrançla zerre kadar ilgileri yok.

Arkadaşım, sayın başkan, sayın dünyanın en kötü federasyon yöneten başkanı…

Turnuva bittikten sonra yapılacak iş mi bu?

Son turdan önce ilan et, eş puanlı olma ihtimali olan sporcular bilsin durumu ona göre oynasın.

Çocuk oynamış, “berabere kalırsam şansım yok” diye zorlamış, kaybetmiş.

Bilse bunu rahatlıkla berabere yapıp havuza katılacaktı.

Nasıl onaracaksın o çocuğun moral değerlerini?

Yıktın, mahvettin, yok ettin.

Vicdanınız var mı sizin?

O çocuğun kalbine girip bir kendinize oradan bakın.

Değer mi abesle iştigal ettiğiniz bu koltuklar için hala zerre kadar bilmediğiniz, anlamadığınız bu görevi sürdürmeye?

Yanınızda olan IA unvanlı hakemler size hiç akıl vermiyor mu?

Teknik Kurulunuz ne yapıyor?

Bir gün olsa şu federasyonun, satrancın çıkarları için politik olmayan kararlar alsanız, ne olur!

Destekleriz yahu sizi…

Bakın dediğimizi yapıyorsunuz, ama anlamadan yapıyorsunuz, MEVHUM YOK MEVHUM!!

Adalet yok sizde…

MAKRO ÖLÇEKTE ÇÖKÜŞ NASIL OLDU? Özel Çalışma Grupları Neden Var?

Alt Yapının Bilinçsiz Şekilde Çökertilmesi

Gülkız Tulay yönetiminin 5 Kasım 2012 tarihinde göreve geldikten sonra aldığı ilk karar özendirme ödüllerinin Üçte Birine indirilmesi oldu. Alt yapıyı bu kadar önemsiyordu Gülkız Tulay. Üstelik bizim dönemimizde verilen haklar ile özendirme ödülleri üniversite bitene kadar veriliyordu bu da beş yıla indirildi.

Bunun sonucunda başarılı ve olağanüstü yetenekli çocuklarımızın ailelerinin satranca verdiği destek düştü. Güçleri azaldı. Çok zengin ve varlıklı olan bir kaç aile dışında kimsenin gücü yetmedi.

İlk darbe buradan geldi..

Şampiyonalarda Adaletsiz Seçimler

Alt yapıda aynı yetenekte olmalarına karşılık, eş puanla dışarıda kalan bir çok özel yeteneğimiz satranca soğudu. Adaletsizlik kanser gibidir, spora bulaşırsa tüm vucudu sarar. Bu da doğal olarak kitlesel şekilde yetenekli sporcuların satrancı terk etmeleri sonucunu doğurdu.

Açın 2013 yaş gruplarında her yaşta ilk ona giren sporculara bakın, çoğu satrancı terk etti.

Antrenör Kalitesinde Düşüş

Türk satranç mucizesini oluşturan alt yapı sistemini kurduğumuz AYGEG ve deneyimli yabancı hocalarımızla yolar ayrıldı. Gurevich, Mohr, Grivas, Hakan Erdoğan, Yakup bayram gibi hocalar, Gülkız Tulay’a biat etmedikleri için uzaklaştırıldı.

Az sayıda kalan hocalarımızla sistem devam ettirilmeye çalışılıyor.

Arada Nilüfer Çınar’a yakın olduğu için, Mustafa İmamoğlu istediği için milli takım antrenörü yapılan 1600-1800 ELO’lu kişilerle erozyon büyüdü.

Milli Takım Havuzları kartvizitlik oldu

Milli takım kamplarında artık o kadar yetersiz eğitim verilir oldu ki, satrançtan zerre kadar anlamayanlar bile çocuklarımızın iyi yetiştirilemediğini görmeye başladılar. Sonuç?

SİSTEM ÇÖKTÜ

Özel Çalışma Grupları Adaletsiz seçilmiştir

İçlerinde binlerce kez her şeyi hak eden, Avrupa ve Dünya Şampiyonu olan olağanüstü yeteneklerimizin olduğu, bakmaya kıyamadığım sporcularımızın bulunduğu Özel Çalışma Grupları adaletsiz bir şekilde oluşturulmuştur.

Milli takım havuzların eş puanlı sporcuların alınma kararı doğru olsa da, turnuva bittikten sonra ilan edildiği için büyük bir adaletsizlik doğurmuştur, o nedenle yanlıştır.

TSF artık ipin ucunu kaçırmıştır.

Önceden ilan edilmeden yarışma sonrasında oluşturulan bu gruplar sporun temel rekabet felsefesine aykırıdır.

Yine Yanlış, Hep Yanlış, adı TSF…

Share Button