Satrançta Siyasi Zugswang?!

Share Button

TSF Seçimleri yaklaşıyor. Adaylar imza toplama yarışı içerisinde. Aslında 2018 Olağan Mali Geel Kurulunda yapılan Ana Statü değişikliğine göre bu koşul TSF Ana Statüsünden kaldırıldı. Ancak, her şeyi hukuksuzluk olan, 2016’da atanarak göreve gelen Gülkız Tulay, yine aynı şekilde tek başına aday olmak için bu değişikliği Genel Müdürlük sitesinde yayınlattırmadı. Dolayısıyla aslında hem mahkeme kararıyla iptal edilmiş, Danıştay Daireler Genel Kurulunda bu iptal kararı kesinleşmiş, hem de en yüksek organ olan Genel Kurulca oy birliğiyle Ana Statüden kaldırılmış bir madde hukuksuz şekilde uygulanıyor.

Ben tek başıma da olsam, kim kazanırsa kazansın bunun hesabını hukuk önünde soracağım. Kazanır mıyım bilmiyorum! Ama satranç adına bu haksızlığın hesabını soracağım!

Satrancın Siyasete Bulaştırılması

Gülkız Tulay satranç sporunu bilmiyor. Oynamayı bilmiyor. Tahtada taş dizmeyi 9 yıl boyunca öğrenemedi. Hatta tahtayı doğru olarak önüne koymayı bilmediğini de geçmişte verdiği fotoğraflarda gördük. Gülkız Tulay, Türkiye satrancını çok gerilere gönderdi. Büyük zaman kaybı ve yanlış uygulamalar oldu. Ama hiç bir kaybımız satranca siyaset bulaştırılması kadar kötü olmadı. 

Bu yıl satranca başlamamın 50nci yılı. Ben 2012’ye kadar satranç sporunda siyaseti hiç duymadım, bilmedim. Satrançtaki çok yakın arkadaşlarım olan örneğin Tufan Can Uzuner, Hakan Erdoğan, Cem Karadağ, Hasan Kılıçaslan, Can Yurtseven, Hulusi Cihangir; büyüklerim olan Adil Feridun Öney, Suat Soylu, aramızdan ayrılan merhum Kahraman Olgaç, Ali İpek, Nevzat Süer, Uluğ Nutku, Hayri Özbilen, Savran Tekeli ve ismini sayamayacağım onlarca satranççının hiç birisiyle aramda siyaset konuşması geçmedi. 

Ama Gülkız Tulay bu spora en büyük kötülüğü yaptı. Nitelikleriyle, eylemleriyle başarılı olamayınca, sporda zerre kadar yöneticilik gösteremeyince satranca siyaseti soktu. 2012 – 2016 yılı arasında prim verdiği isimlerde hesabı yanlış çıktı. 15 Temmuz 2016 sonrasında görevde kalmak için AKP’ye yanaştı. Varıyla yoğuyla yatırım yaptı. 

TSF Yönetim Kurulu AKP’lilerden oluştu. 

Geldik 2021’e! 

Camianın Tepkisi

Satranç camiası her birisi farklı siyasi görüşlere sahip insanlardan oluşur. Doğal olanı da budur. Sporun siyaseti olmaz. 

Ancak delegeler belli olmaya başlayınca, Gülkız Tulay bu seçimlerde bir şokla karşılaştı. Ne yaptıysa yönetiminde bulunan 3 önemli AKP’li ağır topu bir kulüpten delege yapamadı. Tüm kulüpler bu isimlerin delege olmasına karşı çıktı. 

Gülkız Tulay’a çok yakın ve çok sağlam kaynaklardan aldığım haberlere göre tüm çabalarına karşı Ayşe Ergezen, Ömer Asım Ötegen ve Fatih Maden’in delege olmasını hiç bir kulüp kabul etmedi. Bu kişilerin yönetimde olmasına dair basında çok sayıda haber çıktığını anımsatmak istiyorum. 

Durum böyle olunca, Gülkız Tulay bir yol ayrımına geldi. Nasıl bir yol ayrımı? Gülkız Tulay; AKP’lileri ziyaretinde diğer adayların CHP’li ya da İyi Partili olduğunu belirtirken, CHP’li delegeleri ziyaretinde ise kendisinin bu görüşe yakın olduğunu belirtiyor. Ancak bu sürekli yürütmesi ve gizli tutması çok mümkün olmayan taktik, bu üç kişiyi bir yere yazdırmayı başaramayınca bir sorun ortaya çıktı.

Bu üç AKP’li kişiyi bir yere yazamazsa hükümetten nasıl destek alacaktı? O nedenle mecbur kaldı ve bu kişileri kendi kulübünden yazdı. 

Tüm satranç camiası bunu konuşuyor. 

Ama bunun da faydası yok. Satranç camiası Gülkız Tulay’ı demokrasi yoluyla tarihe yollayacak. 

Az kaldı!  Artık gidiyor! 

Share Button