Komisyonlar Federasyonu

Share Button

crowdTürkiye Satranç Federasyonu yönetimi; kıpır, kıpır, kıpırdıyor. Keşke olumlu bir kıpırdama olsa!! Üç yıl yattıktan sonra tribünlere yapılan şovlarla işler düzelecek zannediliyor. Çoktan faaliyete geçmesi gereken ve üç yıldır uyuyan yönetim tarafından, en önemli konularda bir şeyler yapma(ma)k için komisyonlar kuruluyor, başına konuyla veya satrançla ilgisiz insanlar getiriliyor.

TSF sitesinde sürekli komisyon toplantıları görüyoruz. Federasyonda ve otellerde yeniliyor, içiliyor toplantılar düzenleniyor. Yapsınlar da, bir sonuç görülmüyor! Sürekli yeni komisyonlar kuruluyor.

Bekliyorum yakında; TSF Başkanının Facebook Takipçilerini Artırma Komisyonu  (Başkanlığına tek adayım Nilüfer Çınar, o yoğunsa satranç tarihimizin en önemli simalarından birisi Mustafa İmamoğlu plase), Henüz Delegesi Olmayan Ama Olduğunda Kazanılması Gereken Kulüpler Koordinasyon Kurulu (Eroğlu-Darı çifti bulurlar biat edecek birisini oraya), TSF Başkanının Ne Kadar İyi Niyetli Olduğunu Algılatma Komisyonu (Erkan Şat ve Ömer Faruk Ercan eş başkan olabilirler) v.b.

Şaka bir yana durumumuz bu. Komisyon üstüne komisyon! Organizasyon sayfasına baktığınızda; “vay be, ne biçim büyük örgüt!” diye düşündürebilecek bir kurullar güruhu.

O yüzden bu federasyonu Türkiye Komisyonlar Federasyonu olarak adlandırmak istiyorum. Olur da federasyonu denetleyen organ, müfettişler bakar, onlar bakmazsa yarın ben sorarım diye anımsatmak istiyorum. Komisyon toplantı tutanakları vardır umarım! Keşke TSF Sitesinde yayınlansa da biz de engin gelişmeleri öğrensek…

Bunlardan birisi de içinde sponsor sözü geçen komisyon. Umuyoruz biz yanılırız ama komisyon üyelerine bakılırsa, genç ve gelecek vaat eden bir sporcumuz ve iki antrenörümüz dışında üretim yapması zor bir grup olarak görülüyor. Yazıyorum, belki bu kırbaç etkisi yaratır birlikte görürüz diye, ama tıpkı geçmişte yazdığım gibi, bugün de tarihe not düşmek amacıyla yazıyorum. Bu komisyondan sonuç alınan proje zor çıkar!

hamburgerin_komisyonu

Yakın geçmişte, yıllar değil aylar önce hakkımda iftiralar atıp ağza alınmayacak sözler söyleyen insanlar için, “vardır ağızlarına çalınan bir parmak bal” dediğimde de tarihe not düşmüştüm, bakın komisyondalar. Gülkız Tulay’ın yönetim anlayışı bu. Çalışıyor görün, gürültü çıkar, zamanı kurtar! Bu Komisyondan biten tek bir proje çıksın görelim! Hodri meydan.

Şimdi ben sormak istiyorum Gülkız Tulay ve yönetimine, siz “satrançla büyüyorum” adı verilen ve kimin büyüdüğünü hala anlayamadığım, amacı, programı, kaynağı, bütçesi belli olmayan, devlet ve kamusal kaynaklarca finanse edilen  projeyi neden federasyon bünyesinde yapmadınız? Neden Federasyon bünyesinde yapmıyorsunuz?

Belki üzülenler vardır ama sormamız gerekiyor. Masada herkesin gözü önünde yapılan mütevazi bir hamle var!

Şimdi sormayalım mı?

Satrançla Büyüyorum projesine sahip o özel spor kulübü yönetiminde garip şekilde yukarıda görünen komisyon başkanının eşinin yönetici olması rastlantı mı? İkinci başkanlığını sosyal medya algı operasyonları yöneticinizin yapması rastlantı mı? Bu kulübün başında bulunan ve satrançla ilgili uluslararası ilişki yeteneklerini merak ettiğimiz Dış İlişkiler Komisyonu başkanınızın deneyimlerini merak etmeyelim mi? Yanlış mıdır? O Dış İlişkiler Komisyonu ki, gördüğüm tek etkinliği, oğlunuzun federasyon kaynaklarıyla üç kez üyesi olması sıfatıyla yurt dışına gitmesiydi. Bu konuda başka bir şey varsa ve ben atlamışsam kusuruma bakmayın, bilsem yazardım!!

Şimdi soruyorum, madem proje ve sponsorluk komisyonu kuruyorsunuz, neden kullanılan milyonlarca liralık kaynağıyla bu kadar büyük bir projeyi dışarıda yapıyorsunuz? Üstelik, yanlış şekilde yapılan bir proje! 

“Satrançla Büyüyorum” adı altında düzenlenen proje, satranç ve spor tarihimizin en çok konuşulacak, hakkında yazılar yazılacak, büyük bir olasılıkla yanıtlanması çok zor sorular sorulacak projesidir. Hala satranç kamuoyu merak ediyor. Nedir bu proje?

Eğer Gülkız Tulay ve yönetimi gerçekten bir şeyler yapmak için bu “olağan üstü” komisyonları kuruyorsa önce aklımızdaki soruların yanıtını versin.

Tribüne oynamaktan vazgeçin!

Yıllarca yatmanızı telafi edecek gösterileri bırakın, bize üretim lazım!

Tüm camia olarak üretiminizi bekliyoruz ama şeffaf şekilde, gözümüzün önünde.

Proje ve Sponsorluk Komisyonundan ümidim yok. Çoğu iltifat olsun diye seçilmiş, yanlarına da alkış toplayacak Üç isim konmuş bir grup. Üzücü olan ise o iyi niyetli insanların isimlerinin ve ümitlerinin kullanılacak olması.

O isimlere önerim, kullanılan değil, yöneten olmanız!

Resmi yukarıda görüyoruz. Sitemizin haber ve istihbarat sorumlusu Sühan Öztürk’ün de dikkatini çektiği gibi, yediğiniz içtiğiniz sizin olsun. Komisyonu ilan ettiniz, üyelerin büyük kısmını gözümüz tutmadı ama olsun, iş yapar bizi mahcup ederler diyelim. Komisyon haberinin altında iki satır bir proje yazsaydı keşke.

Komisyonlar Federasyonu 

Başka bir komisyon ise Okulda Satranç Kurulu! Masaya bakıyorum, okulda satranç konusunda deneyimli birisini göremiyorum. Lütfen yanlış anlaşılmasın, bu masada şaşırtıcı şekilde satranççı var, satranca emeği geçmiş ve hala geçen insanlar var, ama okulda satranç konusunda kim var?

Satranç tarihimizin önemli sporcularından birisi olan Nilüfer Çınar mı? Hiç ilgisi yok.

Çok saydığım, sevdiğim ve satranca olan emeklerini takdir ettiğim, Burdur İl Temsilcisi ve Burdur Belediye Başkanvekili Serdar Başgül mü?

Çok kıymet verdiğim Harun Ergün mü? Diğer kıymetli hakem ve antrenör arkadaşlar mı? Bu insanların satranca olan emeklerine saygı duyuyorum, şapka çıkartıyorum.

Bunlar olumlu düşündüğüm üyelere yönelik sorular ama, en garip olanı  ECU Okulda Satranç Komisyonunda olan, yine bu komisyonda da gördüğümüz, Türk Satrancında mükemmel logomuzu değiştirme girişimiyle meşhur olan, ana okullarında usta yetiştirmeyi hedefleyen Kasım Yekeler mi?

Bu ülkede deneyimleriyle herkesin takdir ettiği, gerçekten okulda satranç konusunda uzman, emek veren insanlar var. Nerede onlar?

Gülkız Tulay’a söylenecek çok şey var ama ben tekrar uyarmak istiyorum.

Bunlar iş yapmayan, üretimi olmayan komisyonlar.

Bize sonuç gösterin, sonuç!

Üç yıldır göremedik!

Sakın bir yıl daha oradasınız diye rahat düşünmeyin!

Sonuç var mı sonuç?

Yok! Sonuç yok!

______________

Muhan Hoca Haklıymış!

İşletme Yüksek Lisans Eğitiminde (ODTÜ MBA), rahmetli hocamız ve zamanın fakülte dekanı Prof.Dr.Muhan Soysal, “Bir şey yapmaktan aciz  kötü yönetilen organizasyonların başındaki yönetici, bir şey yapılamamasının günahını paylaşmak için komisyonlar kurar. Bu komisyonların kurulma amacı bir şey yapılamayacağının gösterilmesidir” derdi. Tabii o da biz de bunun aslında bir latife olduğunu biliyorduk. Oysa gerçek olabiliyormuş.  Ne kadar haklıymış!

Yukarıda adı geçen ve aslında çok ama çok önemli iki komisyon TSF örgütlenme yapısında bile yok! Verilen önemi anlıyor musunuz?

(Not: bu yazıdan sonra değişir ama ben ekran çıktısını aldım, yaaaa…; )

komisyonlarordusu

Share Button