Klişelerde Aşarım, İcraatta Şaşarım!

Share Button

TSF (Türkiye Satranç Federasyonu) tam dört yıllık icraatının sonuna gelirken, satrancı yıllarca geriye götürdü. O kadar kötü ve bazen de o kadar olumsuz anlamda şaşırtıcı işler yaptılar ki, telafi edilemez zararlar gördük. TSF Başkanının 2012 hedeflerine baktığımız zaman, lisanslı sporcu sayısı dışında tüm hedeflerde sınıfta kaldıklarını görüyoruz. Çalışmak yerine çene yapan, sosyal medyada toplasanız 200-300 kişinin içerisinde algı operasyonları yöneten, federasyonu asla olmadığı kadar yanlış siyasetlerin içine çeken, satranç adına taş üstüne bir tek taş koymayan bir yönetimi izliyoruz. Satranç makyajla, estetik operasyonla düzgün görünmüyor. İşi bilen yanlışlıkları görüyor.

Bu başkanın orada oturmasının fikir babası ve sorumlusu olduğum için tekrar camiamızdan özür diliyorum. Ancak bu kadar kötü yönetmek olur mu?

İyi niyet olmadığının da altını çizmek istiyorum. Kendi kulübü ve destekçileri transfer yapsın diye transfer dönemini uzatan TSF Başkanı, sporcu seçiminden hakem atamasına kadar her konuda aldıkları kararlarla şüphe uyandırıyor.

Ben bugün birazcık da olsa yaptıkları iyi şeylerden söz etmek istiyorum. 

TSF’nin iki olumlu uygulaması olduğunu söyleyebiliriz:

Lisanslı Sporcu Sayısı:

Toplu Lisans Çıkartma

TSF Lisanslı sporcu sayısında ülkemizin ilk federasyonu konumunda. Ama bu her ne kadar alkışlanacak bir başarı gibi görünse de aslında arkasındaki gerçekler, insanın içini burkuyor. Örneğin, lisanslı sporcu sayısında ilk sırada bulunan Kocaeli’de bu sporcuların tümü tek bir kulüpten ve toplu lisans çıkartılmış. Duyduğumuza göre de lisansı olduğundan habersiz çocuklarımız var bu isimler arasında. Aralarında kaçı sporu icra ediyor, bakıldığında durum anlaşılıyor. Kocaeli’den Türkiye Küçükler ve Türkiye Yıldızlar Şampiyonalarına katılan sporcu sayısı ve sonuçları göz önüne aldığımızda, makyaj dökülüyor. Bu konuda Kocaeli’nin kabahati yok kuşkusuz, onlara gerçek anlamda satranç adına doğruları vermeyen, üstelik bu kadar destekleyen bir Büyükşehir Belediyesi varken, sunmayan federasyon bunun baş sorumlusu.

Lisans Ücreti Alınmaması

16 yaş altı sporculardan lisans ücreti alınmıyor. O nedenle, bugün var olan altıyüzbinküsur sporcumuzun kaçı gerçekten satranç adına istekli bunu bilmek mümkün değil, oysa yönetimimiz süresince biz SGM’nin tüm taleplerine rağmen lisans ücreti alıyorduk. Alınan ücret bir kaç lira da olsa gerçekten kimin sporla ilgilendiğini gösteriyordu.

O nedenle, var olan sayının vatandaşlık kimlik no sayısı olmasının ötesinde çok bir anlamı yok bence.

Açık Turnuvalar

TSF son dört yıl içerisinde, çoğu bizim zamanımızda başlayan açık turnuvalara destek verdi. Genellikle, bu destek lojistik destek olsa da yine de takdir edilmesi gereken bir destek. Ancak, açık turnuvaların niceliğinin yanında katılım niteliğine baktığımızda içimiz acıyor.

Bunlardan birisi bir kaç gün önce Ordu’da başladı. Ben bu turnuvanın düzenlenmesinin arkasındaki Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz’a şükranlarımı sunuyorum. Ordu’da Satrancın önemli emekçilerinden birisi olan Zeki Demircan’a da teşekkür ediyorum.  Hiç bir zaman anlaşamasak da, anlaşmamızın da mümkün olmadığına inansam da, yine de Zekir Demircan Ordu’da satranca büyük katkılar konuyor. Ama, Ordu’da benim önemli kahramanım Önder Zafer Fazla’dır. Onun yerini kimse tutamaz. Onun Ordu satrancına attığı tohumların da meyveleridir bugün düzenlenen turnuva. TSF Başkanı, vefayı bir boza markası sandığı için resimlerde görünmez Önder Zafer Fazla… Ama kalplerdeki yeri tartışılmaz.

TSF Başkanı dört yılda en çok başlama hamlesi yaptı ama üstüne tek bir faydası yok satranca. Ama hakkını vermek lazım e4 yapmasını öğrenmesi bile büyük bir aşama…

Ordu’daki turnuvanın bir kahramanı da kuşkusuz Eren Can Güler, ilgili haberde de sözü edildiği gibi yabancı ustaların ayarlanması ve ülkemizde oynamasının ardında kendisinin büyük rolü olduğu anlaşılıyor. Eren Can Güler, ülkemiz satrancında yakın zamanda, son on yılda kazanılan önemli bir satranç emekçisi, kendisinden daha çok yararlanmak gerektiğini düşünüyorum.

Ancak, TSF Başkanın hiç sıkılmadan orada olmasını anlamakta zorluk çekiyorum. Neden mi?

Soruyorsunuzdur?

Bu sefer ne eksik yahu? Neden olmasın orada? Görevi değil mi katılmak?

Ya bir dakika, orası öyle de, destek vereceksen harbi vereceksin.

Gelin katılan sporcuların listesine bakalım…

Turnuvada ilk 17 sporcuda bizden kimse yok… Utancımızdır!!

Turnuvaya katılan sporcuların listesine baktığımızda, ilk 22 sporcunun arasında son dört sırada dört Türk sporcusunun yer aldığı görülüyor. En güçlü sporcumuz, genç ustamız FM Serkan Soysal, kendisine başarılar diliyoruz. Ancak nerede sekiz büyük ustamız onlarca uluslararası ustamız? Turnuvanın en yüksek ELO’lu sporcusundan daha iyi sporcularımız var. Neredeler?

Siz nasıl bir federasyonsunuz da sporcularınızı bir turnuvada oynatamıyorsunuz?

Bırakın gidin!… Hadi kış kış kış… marş marş…

TSF Başkanı “Ben her şeyi aşarım” derken klişelerden söz ediyor, ama icraatta şaşıyor.. Aynaya bakıyor, ama gerçekleri görmüyor.

İcraatta sıfır TSF! Bu kadar önemli bir organizasyon yapıyor, zamanında satrancın attığımız sağlıklı temelleri ve ulusal bir spor haline gelmesinden dolayı sponsor da buluyor, ama kendi sporcularını ikna edemiyor!

Önemsiz mi? Bence bu turnuvayı bu kadar güçlü yabancıların yanında bizden birisi alsa iyi olmaz mıydı?

Sizce önemli değil mi?
TSF için hiç bir önemi olmadığı açık!

Masaldaki gibi tıpkı, Kraliçe aynaya bakıyor, pamuk prenses atıldığı köşede uyuyor.

Ama beyaz atlı prens de hazırlanıyor! Koşar adım geliyor…

Share Button