İl Temsilcisi Nasıl Olunur?

Share Button

7 Kasım 2016 tarihinde 4 yıllığına (umarım dört yıl sürmez) TSF Başkanlığına atanan Gülkız Tulay, şimdi satranç federasyonunun il temsilcilerini atıyor. Kuşkusuz bu atamalarda  aranan kriterler kesinlikle satranç anlamında yeterli değil. İddia ediyorum ki, il temsilcilerinin yarıdan fazlasının satrançla bir ilgisi yok. Geçen dört yılda il temsilciliği yapmış olanların da büyük bir kısmı bu durumda. Benim başkanlığım döneminden kalan, gerçekten satrançla ilgisi olan bir kaç kişi vardı, Gülkız Tulay onları da ayıklıyor ve ayıklamaya devam ediyor.

Nedir İl Temsiciliği?

Önce kuramsal olarak okuyalım. İl temsilciliği ülkemiz sporunda zamanında yapılan en doğru işlerden birisidir. 1983’te kurulan Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü (Gençlik ve Spor Müdürlüğü), yani bugünkü adıyla Spor Genel Müdürlüğü, illerde teşkilatlanmış, il müdürlükleri kurarak, spor etkinliklerinin doğrudan illerde örgütlemiştir. Sporun yurttaşa, Anayasa ile sağlanan, hak ve sosyal devlet hizmetlerinden birisi olduğu göz önüne alınarak, illerde, yani sporda ağacın kökleri olan tabanda, hatta ilçelerden başlayarak devlet tüm sporlarda kaynak sağlar.

IX. Gençlik ve spor

A. Gençliğin korunması

MADDE 58. – Devlet, istiklâl ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin müsbet ilmin ışığında, Atatürk ilke ve inkılâpları doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüşlere karşı yetişme ve gelişmelerini sağlayıcı tedbirleri alır.

Devlet, gençleri alkol düşkünlüğünden, uyuşturucu maddelerden, suçluluk, kumar ve benzeri kötü alışkanlıklardan ve cehaletten korumak için gerekli tedbirleri alır.

B. Sporun geliştirilmesi

MADDE 59. – Devlet, her yaştaki Türk vatandaşlarının beden ve ruh sağlığını geliştirecek tedbirleri alır, sporun kitlelere yayılmasını teşvik eder.

Devlet başarılı sporcuyu korur.

İllerde yıllık bütçeler yapılır. İlin genel gereksinimleri belirlenir. Spor tesisleri, etkinlikler, gençlik hizmetleri, personel ve teşkilatın etkin olması için gereken personel, idari hizmetler gibi gereksinimler tespit edilir. Bakanlık bu bütçeyi verir. İl içerisinde bütçe spor dallarının gereksinimlerine göre önceden planlanan şekilde paylaştırılır. Uygulamada bu paylaşım her zaman güçlü olanın daha çok alması şeklindedir.

Ancak kaynak, merkezden gelen ödenek, ne kadar branş varsa, bu kriterlere bakılarak ona göre paylaştırılır. İl Temsilcileri, eski adıyla il spor ajanları, bu bütçelerin uygulanmasında federasyonu temsilen il müdürlüğünün ita amirliğinde uygulama yaparlar. Paraya doğrudan dokunamazlar, karar veremezler, ancak öneride bulunurlar. Bu önerilerde il müdürlüklerin onayıyla uygulamaya döner.

Nasıl olur işleyiş? 

Örneğin il için malzeme alınacaksa, il temsilcisi bu malzemenin spor açısından gereksinimlerini tanımlar. Kaç saat, kaç takım, hangi teknik özelliklerde gerekli olduğunu, nasıl kullanılacağını, nerelerde kullanılacağını belirtir ve talepte bulunur. İl Müdürlüğü bu talebi inceler ve gerekli alımı yapar. Malzeme il müdürlüğünün ambarına girer, zimmet ile il temsilcisi alır, kullanır ve sonrasında geri iade eder. Bir başka deyişle, il temsilcisi, federasyon adına illerde o sporun federasyon başkanını temsil eder, doğrudan il spor başkanıdır.

Başka bir uygulama ise il yarışmalarıdır. İl Temsilcisi gerçekleştirilecek yarışma için bütçeyi belirler, kimlerin görevli olacağını belirler, aynı zamanda il hakem kurulu ve il tertip kurulu başkanıdır. Bu kurullardan aldığı öneriler çerçevesinde, yarışma gözlemcisi, saha komiseri, baş hakem, hakemler, v.b. görevlilerin listesi oluşturulur. İl müdürlüğü ile görüşülerek, yarışma oluru alınır. Faaliyet bittikten sonra, bütçe durumuna göre görevlilere ödeme yapılır. İl Temsilcileri için ciddi bir gelirdir bu. İl temsilcisi olmanın ardındaki mücadelenin en önemli nedenlerinden birisi de budur. Her il temsilcisi için değil ama eleştirdiğimiz kötü örnekleri için.. Satrançtan gelen il temsilcilerimiz, bu kaynağı bile kulüpler için ya da satranç için kullanırlardı yıllarca. Örneğin rahmetli Ali İpek’in yıllarca bu konuda yaptığı özverileri yakından bilirim.

Sporcular için de arada kaynak ayrılabilir. Bu il temsilcisinin becerisine bağlıdır. Sporun ülke genelindeki itibarına bağlıdır. Bizim 12 yıllık yönetimimizin başında, satrancın gelişen bir spor olarak bu konuda çok fazla şansı olmadığını söylemek lazım. Ama 12 yılın sonunda 2012 yılında devrettiğimiz yönetime bıraktığımız en önemli değer, satrancın bu ülkedeki en itibarlı sporlardan birisi olduğudur. O nedenle bir çok ilde halen il kaynaklarından çok büyük meblağlar sporumuza aktarılıyor.

Sporcular için kaynak ne demektir? 

Doğrudan spora giden kaynak, Anayasa’dan gelen bir görev olarak sporcunun doğrudan ya da dolaylı olarak desteklenmesidir. Örneğin, antrenör böyle bir destektir. Örneğin, malzeme, satranç takımı, forma, saat gibi destekler böyledir. Örneğin, amatör satranç kulüpleri için malzeme alınması ve ücretsiz olarak bu kulüplere dağıtılması spora destektir.  Başarılı sporcuların ulusal yarışmalara katılması için giderlerine ortak olunması da böyledir.

Nasıl olabilir bu?

İl içerisindeki yarışmalarda derece yapan sporcuların bölgesel ya da ulusal yarışmalara il adına katılması için il müdürlüğü tarafından yol, iaşe ve ibate için destek verilebilir. Bazen bu destek harcırah olur, bazen araç mazotu, otobüs bileti ya da konaklama karşılanması olabilir. Tüm bu işler il temsilcilerinin performansına göre sporcuya yansır. kafilelerin oluşmasında kafile başkanı belirlenir. Bu kafile başkanı da harcırah alabilir ve masrafları karşılanabilir. Bu doğal olarak sporla ilgili antrenör, temsilci ya da ilde önde gelen kişilerin seyahat etmesi, masraflarının karşılanması demektir.

Bu insanlar bu kadar seyahati nasıl yapabilir?

Türkiye’de spora devlet tarafından verilen destek dünyanın hiçbir yerinde örneği olmayan bir destektir. O kadar büyük bir destek vardır ki kamu görevlileri, belirli spor yarışmalarında herhangi bir şekilde görevli olunca, özlük haklarına dokunulmadan bulundukları kamu görevinde ücretli izinli sayılırlar. Bu nedenle, il temsilciği, ilçe temsilciliği, hakem ve antrenör görevlilerinde doğal olarak kıymetli öğretmenlerimiz, kamu görevi yapan memurlarımız önde yer alır.

3289 sayılı Kanun

Sporcuların ve spor yöneticilerinin izinli sayılmaları

Madde 29 – Milletlerarası seviyede yurt içi ve yurt dışı spor müsabakaları ve bunların hazırlık çalışmalarına katılacak sporcu, hakem, antrenör, monitör, yöneticiler ve bu amaçla görevlendirilecek diğer görevliler, bağlı oldukları kurumlarınca organizasyonun devamı süresince izinli sayılırlar. Bunların özlük hakları kurumlarınca saklı tutulur. Öğrencilerin bu süreleri devamsızlık süresinin hesabında dikkate alınmaz

İL TEMSİLCİSİ NASIL BELİRLENİR?

2011 yılına kadar il temsilcileri için, ilgili spor federasyonu başkanının görüşü alınarak, valilik tarafından atama yapılmaktaydı. Bu zaman kadar bir çok federasyonda, çok sayıda sorun çıktı. Biz de inanılmaz sıkıntılar yaşadık. Örneğin Adana ilinde bir temsilci vardı, biz olumsuz görüş vermemize karşılık il temsilciliği yapıyordu.Düşünebiliyor musunuz, Adana Valiliği ile Federasyon arasında hukuki davalar vardı.  Tüm bu kötü örnekler, Devletin doğruyu yapması için bir gerekçe oldu. Yasa değişti. Artık il temsilcisi seçimlerden sonra ilgili federasyon başkanının önerisi, genel müdürün onayıyla atanıyor.

Tabii denilebilir ki, “genel müdür neden onaylıyor? Ne alakası var o sporla? Doğrudan başkan atasa daha iyi olmaz mı?

Ancak çok alakası var. Sonuçta illerde harcanan kaynak genel müdürlüğün o ile tahsis ettiği bütçe ve genel müdürlük devlet adına Anayasayı uyguluyor spor için. O nedenle bu çok doğru bir uygulama. Kötü ve günümüzde çok sık gördüğümüz duruma bakalım.

Yeğenini, akrabalarını bu görevler için seçen, kendisine yalakalık yapanları, biat edenleri, sporla ilgisi olmayan ve kaynakları çarçur edenleri, spora hizmet etmek yerine başkanın koltuğu için sosyal medyada methiyeler düzenleri, illerdeki kulüpleri federasyon yönetimine yakın veya uzak diye ayırıp il kaynaklarını buna göre kendilerine daha yakın kulüplere aktaranları, hakem atamalarını, antrenör seçimlerini,  kafile başkanı belirlemelerini tamamen politik kaygılarla yapanları, yetersiz, niteliksiz kişilere bu unvanları dağıtanları, kısacası “işine geleni” bu göreve öneren çok kötü ve yetersiz yönetim gösteren başkanlar olabilir! O sporun kazanımlarını değil, kendi koltuğunu düşünen bir spor federasyonu başkanı bu şekilde “işine geldiği” gibi il temsilcisi ataması yapmaya kalktığında genel müdürlük bu atamaları onaylamaz. O nedenle “tamamen farazi“olarak verdiğimiz bu örneklerde de olduğu gibi, bu kadar kötü bir federasyon başkanına birilerinin dur demesi gerekir.

İl temsilcisi böyle belirlenir. Başkan önerir, genel müdür onaylar.

TSF İl Temsilcileri

TSF il temsilciliklerine baktığımızda benzer durumları maalesef görüyoruz. Nepotizm almış başını gitmiş. Bir çok il temsilcisi, geçmişten gelen ya da federasyona yakın br başkasının akrabası. Tek güzel şey kadın il temsilcilerimizin sayılarının daha çok olması. Aman bunu sakın “kadın başkanımız satrançta kadınlara öncelik veriyor” diye düşünmeyiniz. “satrançta” kelimesini çıkarmak lazım cümleden. Gülkız Tulay’ın döneminde ülkemiz kadın satrancı on yıl geriye gitti. Atamalara baktığımızda bir çok ilde, Gülkız Tulay’ın sosyal medya “layklayıcılarının” il temsilcisi olduğunu görüyoruz. Nadiren bir kaç ilimiz kalmış, üstün hizmetleri nedeniyle, ezelden satranççı olanların il temsilcisi olarak kaldığı. Ama olay tamamen federasyon başkanına biat etmeye endekslenmiş durumda. O kadar yanlış olanları var ki!

Örneğin Marmara’da İl Temsilciliğine atanan bir kişinin ilde var olan iki kulüpten birisinin yöneticisi olmasını anlamak mümkün değil. Bu nasıl bir atamadır? Örneğin, Ege bölgesinde il temsilciliğine atanan bir kadın il temsilcisinin tek meziyeti başkana sosyal medyada metiyeler dizmesi… Satrançla uzaktan yakından alakası yok. Örneğin Karadeniz bölgesindeki büyük illerden birinde atanan kişi bir başkasının akrabası… Örneğin Akdeniz bölgesindeki en önemli şehirlerden birisinde il temsilcisinin tamamen satranç politikaları çerçevesinde hiç hak etmediği halde atandığını biliyoruz.

Çok az sayıda da olsa doğru atamalar yapıldığını belirtmeliyim. Bunların ismini versem kendileri için sakıncalı olabilir.

Ama eğer il temsilcilerini gerçekten satranca hizmet edecek kişilerden seçmezseniz, yüreklerinde satranç aşkı ve sevgisi yoksa, o zaman sporun gelişmesi mümkün olmaz.  Ancak defalarca söylediğim gibi, ben Gülkız Tulay’ın satrancı çok umursadığını hiç düşünmüyorum, bu şahsi görüşüm. Aksi takdirde bu kadar yanlış uygulamaları ısrarla ve sürekli yapmak nasıl açıklanabilir?

Beklemiyor muydum?

Yani bir başkan kalkar oğlunu görevli olarak yurt dışına gönderirse, federasyondan kaynağını karşılarsa, koltuğunu korumak için, kura çekimine girmemesi gereken kulüpleri kuraya sokarsa, bir kurul başkanı (ne günlere kaldık ki o kişi o kurula başkanlığı yaptı) kalkıp bir kulüp başkanına göz dağı verir, tehdit ederse, başkan buna ses çıkartmazsa, rakibi aday olmasın diye her şeyi yaparsa,  selefine çirkin iftiralar atar, karşı kulüplerle uğraşırsa, ben o kişinin başkan atandıktan sonra kalkıp doğru il temsilcisi atamasını bekler miyim? Kötü yönetim sergileyen bir kişiden iyi kararlar beklemek saflık olur.

Mesajlar…

Tabii bu dönemlerde, il temsilcisi olmak için öne çıkmak isteyenler var. Seslerini farklı şekillerde duyurmaya kalkıyorlar. Bazıları sosyal medyada paylaşımlarla bunu yaparken, bazıları içinse en kısa yöntem bana saldırmak oluyor. Bunlardan birisi de yıllarca benim dönemimde il temsilciliği yapan kıymetli “eski” dostum Ali Başyiğit…Ali Başyiğit, ilde yapılan bir turnuva sonrasında, bazı itirazlar nedeniyle, itiraz sahiplerine “gidin bunu Ali Nihat’a söyleyin www.satranchaber.com.tr’de yazsın” demiş.  FIDE kurallarına baktım, itirazlara karşılık başhakemlerin “gidin Ali Nihat’a söyleyin” maddesi diye bir uygulama yok. Bulamadım… Ben buradan özellikle yazıyorum, Ali Başyiğit’in bu çirkin ve yakışıksız ifadesi, bulunduğu görevi ihmal etmesi umarım buradan yazdığımız için ilerlemesinde ve il temsilcisi olmasında, ya da belki FIDE IA olmasında kendisine vesile olur. Kendisine ilişkin hiç bir kinim kırgınlığım yok, ama yarın “keser döner sap döner, devran döner hesap döner” ise, sakın dönüp bana doğru gelmesin…  Yakışır kendisine bu yönetim… Üstümde kalmasın emanet, madem istemiş sevgili Başyiğit yazalım, yardımcı olalım terfisine…

İşte satrançta il temsilcileri böyle atanıyor..  Başkanlarına yakışır şekilde…

Share Button